Feldkamp, Zico'nun tırnağı olamaz!..

A -
A +

Çarşamba gecesi, son iki yılın UEFA Kupası galibi Sevilla önünde, "bir Türk olarak" gururla ve iftiharla seyrettim Fenerbahçe'yi!.. Perşembe gecesi, orta sınıf bir Alman takımı olan Leverkusen önünde, "bir Türk olarak" utançla ve üzüntüyle izledim bir zamanların UEFA Kupası galibi Galatasaray'ı!.. Düşünün, daha 2000'li yılların başında Galatasaray neredeydi, Avrupa Kupaları'nda, Fenerbahçe nerede?.. Fenerbahçe geceyi gündüz etti; Galatasaray kapkara!.. Kimdir "bunların" sorumluları?.. Fenerbahçe'de "saha dışında" Aziz Yıldırım, "saha içinde" Zico!.. Galatasaray'da "saha dışında" Özhan Canaydın, "saha içinde" Feldkamp!.. Fenerbahçe'yi "gurur abidesi yapanlardır"; Aziz Yıldırım ve Zico!.. Galatasaray'ı "utanç abidesi yapanlardır"; Özhan Canaydın ile Feldkamp!.. Ne yazıyor, sevgili Gökmen Özdemir "Leverkusen - Galatasaray" maç yorumunda: "Son notumuz ise maçla hiç alâkalı değil. Başkan Özhan Canaydın'ın bu kadar kritik bir Leverkusen maçı öncesi Almanya'yı seçim arenasına çevirmesine hiç lüzum yoktu." İnsan olanın "utançtan kimsenin yüzüne bakamayacağı bir gecede", Zat - ı muhterem, sanki "bugüne kadar Galatasaray'a kuş kondurmuş gibi", hâlâ "oy peşinde, seçim peşinde"; böyle bir "rezalet" Galatasaray tarihinde var mıdır?.. Verdiği "bir tek sözü tutamamış", hadi onları bir yana bıraktım; "Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu vaat etmiş" bir kişi, Tromsö'lere elenir, Panionios'ları geçebilmek için Bordeaux'ların himmetine yapışır ve Leverkusen'de 5'lenirken, hâlâ "Beni seçin" diye ondan bundan oy istemeye devam ederse, söyleyiniz bana Allah aşkına ey Galatasaraylılar; "Buna ne denir?.." Yeter artık; "görevi büyük vaatlerle devraldığınız zaman" Fenerbahçe nerede idi, Galatasaray nerede?.. Bugün Galatasaray nerede, Fenerbahçe nerede?.. Sportif olarak da, idari olarak da, sosyal olarak da?.. "Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçesi" her alanda "senin" Galatasaray'ına fark üstüne fark atıyor; "yeniden seçilsen" ne yapacaksın; "bugüne kadar ne yaptınsa onu" ve Fenerbahçe fark atmaya devam edecek; kuzum zat - ı âlinizin "aslî" görevi yoksa bu mudur?.. Galatasaraylılık ruhunu yok ettiniz, tribünleri de, kulübü de kuruttunuz; hâlâ ve üstelik "kendinize acındırarak", Galatasaray camiasından "oy istemek" ne demek oluyor?.. Hiç mi yüzünüz kızarmıyor?.. Başkan bu; ya ortalıkta "hoca" diye gezinen "yaşlı" adam?.. Futbolun "F'sini" demesem de, "FUT'unu unutmuş", kariyerine de, takımına da ihanet eden adam?.. Zico "gerçek ve çok büyük yıldız bir futbolcu" idi; "yıldız futbolcunun kıymetini biliyor"; büyük başarılara "onlarla koşulacağını" biliyor; onları koruyor, onlara sabır, hoşgörü ve müsamaha gösteriyor; onları"kazanıyor" ve işte Zico'nun Avrupa karnesi ortada!.. Feldkamp, "ilkel ve mantık dışı" bir disiplin anlayışı içinde, "yıldız futbolcuları öğütmek, özgüvenlerini bitirmek, onları yok etmek için" elinden geleni ardına koymuyor ve "karşısında el pençe divan duracak" kurşun askerler hâline getirmeye çalıştığı tecrübesiz, genç futbolcularla "başarıya koşacağını" sanıyordu; işte Feldkamp'ın Avrupa karnesi ortada!.. Galatasaray'ı Avrupa'da da, Türkiye'de de "alay konusu" yaptırması bir yana, "üzünülecek" bir başka nokta, "o gencecik çocukları" da "kaprisleri ve inadı yüzünden" altından zor kalkacakları bir "moral çöküntüsüne" sürüklemesidir!.. Bu ilkel, başarısız ve beceriksiz zihniyeti "körü körüne destekleyip", kamuoyuna "Devrim yapılıyor" diye yutturmaya çalışanlar da, utanmalılar!.. İşte gördük; bu "göklere çıkarılan" devrimin, rahmetli Cemal Gürsel'in 1960 sonrasında yaptırdığı ve bir "ikincisi imal edilmeden" üretimine son verilen, üstelik "ilk denemesinde yürümeyen" meşhur "Devrim" otomobilinden farkı var mı?.. Bu nasıl hoca?.. Galatasaray'ın Almanya maçından ümitli idim; ama Feldkamp'ın sahaya sürdüğü takımı görünce, beraber maç seyrettiğimiz arkadaşlara söyledim; "Konya'daki bir şey değil, Galatasaray'a asıl kar bu gece yağabilir!.." Yemyeşil ve tertemiz, halı gibi Bay Arena sahasına karın zerresi yoktu ama, "saçları bembeyaz olmuş" bir Feldkamp vardı ki; tam bir felâket!.. Kadrolar açıklandığında maç öncesi, maç sırasında ve sonrasında arkadaşlarıma söylediğim sözlerin "özeti" şunlar: "Galatasaray takımı yorgun, o takımı sakat Uğur hariç sahaya 'aynen' sürmek çok yanlış!.. Bunca dinlenmiş ve oynayabilecek durumda oyuncu var; neden kulübede oturtuluyorlar?.." "Uğur'un yerine Avrupa tecrübesi olan Sabri'yi ya da kendi milli takımında sağbek oynayan Song'u monte etmek varken, neden göbekteki Barış - Mehmet Topal ikilisi bozuluyor?.. Barış'tan sağbek yapmak ne demek?.." (Barbarez'in iki golüne eskortluk etti Barış; yazık değil mi?..) "Ya 'sakat sakat' Mehmet Topal'ı da, maçı da riske etmek ne oluyor?.." (İlk yarı peş peşe yenen 3 gol ve "sakatlığı ağırlaşan", moralman çöken Mehmet Topal; "tecrübeli" bir hoca bunu nasıl yapar?..) Feldkamp, 'Roma'da oynamış', daha geçen hafta 'Afrika Kupası'nda başarılı olan bir milli takımdan dönmüş' bir "ön libero olan" Barosso'yu yoksa "kulübede oturtmak" için mi aldı?.. "Halı gibi bir sahada ve 'eski hesabının olduğu' bir takıma karşı Lincoln gibi bir yıldızı kenarda oturtmak mıdır, hocalık?.. Borç içindeki Galatasaray'ın 'milyonlarca dolarını onun cebine, onu küstürmek, kulübede ya da tribünde oturtmak için' mi koydunuz?.." "Oyun 3 - 0 olmuş, hezimete gidiyor, Feldkamp hâlâ seyrediyor ve 'müdahale için' devrenin bitmesini bekleyerek böyle maçlar için çok değerli 20 dakikayı kaybediyor ve adeta maçın 5'lik, 6'lık olmasını yeşil ışık yakıyor; yooo bu kadarı da olmaz; 'sürat - i intikal de çok yavaşlamış' anlaşılan!.." "Yıldızları yemek, yok etmek, hadi seni medyada ve futbol ortamında, gündemde tutan bir 'takıntın' ve 'bundan oyuncaklarıyla oynayan bir küçük çocuk gibi hoşlanıyorsun' ama Avrupa arenasında çoluk çocukla başarı aramanın, Büyük Sahra'da 'yolunu kaybetmiş' bir çaresizin 'su aramasından farkı olmadığını', bu yaşa kadar nasıl öğrenememiş Feldkamp?.." Ve nihayet "utanç verici" bir sonuçla biten maçla ilgili bir espri de benden geldi; tam bir kara mizah: "Feldkamp 'ömrünün son demlerinde', hem futbolculukta ve hem de hocalıkta 'eski göz ağrısı' Leverkusen'e 'tarihlerine geçecek ve unutamayacakları' bir hediye vermek istedi, anlaşılan!.." Ben söylemiyorum!.. > MUSTAFA DENİZLİ: "Futbolda bana göre çok aptalca yaklaşımlar vardır. Bunlardan bir tanesi de, "Kazanan kadro değiştirilmez" görüşüdür. İnsan kendi ayağına nasıl kurşun sıkar anlamıyorum. Teknik adamlar eleştiri almamak için takım yapmazlar. Başarıyı yakalamak iç in takım yaparlar." > ÜMİT AKTAN: "Bu maçın içinden bulup çıkardığım ister kuyruklu yıldız deyin, ister sönmüş bir yıldız deyin; bu kadar hatayı bir araya getiren Feldkamp maçın yıldızıdır." > OĞUZ DİZER: "Rezaletin adını koymak Kalli'yi şişiren, öpen bir k ısım kaleme kalsın... Uydurur onlar! 'İstanbul'un sümsük Bayer Leverkusen futbolu, Almanya'da farklı' diye kaç kez yazmıştım? Uyanmamış, önlem almamışlar. Sen, elindeki zengin kadrodan yararlanmayı bilemezsen, badem olmak kaderindir. 'Hele hele karşında Alman varsa' diyeceğim, diyemiyorum. Galatasaray'ın ba şında da Alman var çünkü. Sakıncası?.. 'Harb-i umumiye'den kalmış olması! Ehhh... Cinsi de 'Nuh der, peygamber demez' olunca... Ne yapacaksın?.. Melül melül bakacaksın." > LEVENT TÜZEMEN: "Kalli, Leverkusen'in hocasını şaşırtacak hamleleri yapmadı. Nonda, Lincoln, Barusso ve Song gibi oyuncuları kulübede oturttu; Galatasaray'ın tarihine kara harflerle yazılacak bir yenilginin baş mimarı oldu. Türkiye Süper Ligi ile Avrupa farkını ayırt edemeyen ve yıldızlara karşı hep sırtını çeviren bir teknik adam, Galatasaray'ın gelecekle ilgili yapılanmasının başında olamaz; olmamalı." > SANLI SARIALİOĞLU: "Bu oyuncuların ayaklarının altına kırmızı halıları serecek, önlerine trilyonları dökecek ve sonra en kritik maçta, 'Siz kulübede oturun' diyeceksin. Hadi canım sende! Adama kargalar bile güler. Efendim, kurallarmış, disiplinmiş, şuymuş, buymuş. Hikaye, masal, palavra. Kalli kaprisleri uğruna Galatasaray'ı yaktı, UEFA'da saf dışı bıraktı." > AHMET ÇAKIR: "Şunu kabul etmeliyiz ki; ağır yenilginin sorumlusu Teknik Direktör Feldkamp'tır. Onun böyle bir maça takımı hiç de iyi hazırlayamadığı açıkça ortadaydı. Feldkamp'ın, sanki sıradan bir lig maçı oynarmışçasına sahaya sürdüğü takım onun görev döneminin en yıkıcı sonuçlarından birine yol açtı." > HALİL ÖZER: "Tek sorumlu Kalli'dir. Bir teknik adamın göstermesi gereken duyarlılığı asla göstermedi." > EMRAH KAYALIOĞLU: "Galatasaray adına dünün tek tesellisi olabilirdi. Hazır Almanya'dayken uçağa Kalli'yi (ve tercümanlarını) almadan dönmek. Ama nerdeeee!!!!" > HAKAN YAŞAR: "Filmi geriye sarıyoruz. Bu Galatasaray, 7 yıl önce UEFA kupası almış bir takım. Ancak kendisine kalite katacak 7 yabancısını kullanamıyor. Hezimet yönetimin eseridir!" > ZAFER ERTEM: "Kalli'ye yaşlı dememek için ifadeyi yumuşatıyor, saygımı zdan dolayı çoğu zaman 'kurt hoca' diyorduk. Kimse gücenmesin bu Kalli'nin kurtluğu murtluğu kalmamış arkadaşlar. 'Kuzu' olmuş, yapması gereken hamle refleksini yitirmiş. Bence ülkesine de gitmişken orada kalmalı, havuzlu evinde dinlenmeye çekilmeli." > MURAT ÖZARI: "Feldkamp'a bugüne kadar hep destek verdik. Ama maalesef Feldkamp hırslarının kurbanı oldu. Lincoln bu maçta ilk 11'de oynamayacak da hangi maçta oynayacak? Sayın Feldkamp'a soruyorum: 'Lincoln'ü PAF takımına karşı mı oynatmayı düşünüyorsunuz?' UEFA Kupası'nı alan Galatasaray bu hallere mi düşecekti? Resmen harakiri yaptılar. Barış'tan sağ bek yaratmak Amerika'yı yeniden ke şfetmek gibi bir şey! Sabri'yi haklı olarak kadro dışı bıraktın. Doğruyu da yaptın. Ama madem affettin çocuğu neden oynatmıyorsun? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?.." > BÜLENT TULUN: "Çok üzülerek tespit ediyorum ki, Karl Heinz Feldkamp şapkadan tavşanı çıkaramadı ve Galatasaray'a kaprisleriyle son 8 senenin en ağır yenilgilerini tattırdı." > BAHRİ HAVADIR: "Yapacak bir şey yok, lastik patladı, kamyon devrildi...Aracın yaşlı şoförü yerlerde...Firmanın ameliyatlı patronunun 'Hiçbir şey umrunda değil' .. Bir de Kalli "Tilkiyim" diye geziyor ortalıklarda... Özhan Canaydın 'Koltuk derdinde'... Koca Galatasaray'ı ne hâle getirdiniz. İnsan biraz utanır be!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.