Feldkamp'ın marifeti!..

A -
A +

Şişirin bu Feldkamp'ı şişirin!.. Hakemin "çok sabırlı" müsamahası ile sahada kalan, kalmaya da devam eden Hasan Şaş'ın "hakeme rağmen" oyundan atılacağını maçı seyreden çocuklar bile anlamışken, Ümit Karan'ı "onun yerine değil", her zaman "gol şansı olan" Serkan'ın yerine oyuna sokmak, ancak "futbol psikolojisinden" ikmale değil, üst üste iki yıl sınıfta kalıp "belge alan" futbol talebelerinin düşüncesi ve uygulaması olmalıydı; ama "tilki" lâkaplı 74 yaşındaki Feldkamp "bunu başardı!.. Dua etsin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, "Galatasaray'ın başına getirilmesi için" methiyeler yazılan hocasına!.. İlk yarıda "perişan hâldeki" Galatasaray önünde 2-0 öne geçen ve "o akıllı ve diri futbolu oynayan" takımını, ikinci yarıya "hazırlayamayan", dahası "10 kişi kalmış" rakibi önünde takımını hâlâ "ileriye çıkaramayarak", geleceği belli olan "beraberlik golüne davetiye çıkaran" bir hoca!.. Al birini vur ötekine!.. İlk yarıda seyrettiğim Galatasaray yürekler acısıydı!.. "En güvenilen" tarafı olan defansı, kalecisi başta olmak üzere yürekler acısı!.. Orta sahası "çalım ve top kaptırma hastası" futbolculardan kurulu!.. Forveti "kaleciye teslim" ortalarla şaşkın!.. Bu takım, "duran toplara, kornerlere hiç mi çalışmaz"; hiç mi "kaleciye teslim ya da doğrudan avuta giden" ortalardan başka bir şey yapmaz?.. Bu takım antrenmanda ne yapar; fizik kondisyonu bu kadar "düşük" bir şampiyon adayı olabilir mi?.. Bu takımı canlandırmak için "Hasan Şaş'ın sahada delirmesi" mi gerek?.. Hasan bu, artık onun değişmesi mümkün değil, Feldkamp'ın bunu bilmemesi, o bilmiyorsa, yanında oturan Ahmet Akçan'ın bilmemesi mümkün mü?.. Hasan'ı oyundan almayıp, ateşin içinde bırakarak, ona yazık etmediler mi?..Üstelik Lincoln'ün sakatlığının ciddi olduğu belirtilirken; ne olacak haftaya oynanacak Fenerbahçe maçında?.. "Bunlar" nasıl hocadır, "bunlar" uyuyorlar mı?.. Yoksa "Hasan'ı harcamak için" bile bile mi yaptılar?.. Ya hakemler?.. Hakemler için yazmayayım diyorum, ama mümkün mü?.. Denizlispor-Fenerbahçe maçında "kendisine neler söyleyen" ve "itiraz üstüne itiraz eden" oyunculara sırtını dönen "gözde" hakemden sonra, dünkü maçın hakemi de "sahadaki disiplin konusunda" tam da "MHK Başkanı'na lâyık" mavi boncuklarla işi götürmeye çalıştılar!.. Soruyorum; sahada rakibini sille tokat döven Ümit Karan'ı görmeyen ya da görüp görmezlikten gelen hakemlerin bulunduğu bir ülkede, futbol adaleti nasıl sağlanır?.. Bu maç için ne yazayım; "Feldkamp'ı şansı" bir defa daha kurtardı!.. Galatasaray'a ve Feldkamp'a Gençlerbirliği, Trabzonspor ve üçüncü sınıf bir Yunan takımı önünde "hakemlerin de yardımıyla alınan" galibiyetlerden sonra, destanlar, methiyeler yazanlar da utansınlar; felâket "kampana çala çala" geldi ve haftaya Saracoğlu Stadı'nda "nelerin olacağı" belli değil mi?.. Ve bakalım "şansı" Feldkamp'ı "orada" da kurtarabilecek mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.