Fenerbahçelilere teşekkür edin, Galatasaraylılar!..

A -
A +
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Galatasaray Teknik Direktörü Mancini "Fenerbahçelilere ne kadar teşekkür etseler" azdır, elbette Galatasaray camiasını ve taraftarını da onlara ekleyebiliriz!..        
"8 puan farkı kapatacağız" iddiasıyla girilen Süper Lig'in ikinci yarısının ilk maçı olan Gaziantepspor önündeki "pısırık, bitik" futbola, "sezonu kapamış" görüntüsü veren takıma bakın, bir hafta geçmeden Bursaspor önünde "o futbolu oynayan" takıma bakın; "bu farkın elbette bir çok sebebi vardı", ama "birinci sebep" çok başkaydı; işte o sebepten "Fenerbahçelilere teşekkür etmelidir", Galatasaraylılar!..
Elbette, "o sebeplerden biri, bir gün önce Fenerbahçe'nin Eskişehirspor'a yenilmesiydi" ama, "o yenilgi, birinci sebep" değildi!..
Elbette, Galatasaraylılar "bu yenilgi için de Fenerbahçe'ye teşekkür etmeliydi" ama, "asıl teşekkür" bir başka sebeptendi!..
Biliyorum, şimdi diyorsunuz ki, "Amma da lâfı uzattın, söyle söyleyeceğini de, sebebi öğrenelim!.."
Galatasaray, Gaziantepspor'u yenemeyince ve de Fenerbahçe ertesi günü galip gelip de "aradaki puan farkını 10'a çıkardıktan sonra", bir hatırlayın, Fenerbahçeli yöneticilerin, Fenerbahçe Teknik Direktörü'nün ve Alves'lerin, Baroni'lerin gazetelerin spor sayfalarının manşetlerine çıkan açıklamalarını, "Galatasaray takımı ile resmen dalga geçmelerini, 20 / 30 puan farktan söz etmelerini" ve de "Fenerbahçeli" meslektaşlarımızın "aynı teranedeki yorum ve yazılarını!.."
İşte, Galatasaray Futbol Takımı'nın oyuncularını "kış uykusundan uyandıran", onları "onur / gurur savaşına sürükleyen", Fenerbahçelilerin bu "alaycı söz ve tavırları" olmuş, "silkinen" Galatasaraylı futbolcular, "kendilerinin ve takımlarının büyüklüğünü ortaya koyacak" bir "mücadele ruhunu" önce Florya'ya, sonra da Arena Stadı'na getirmişlerdi!..
"Ruhunu kaybetmiş" Galatasaray gitmiş, "ruhunu bulan ve gereğini yapan" bir Galatasaray gelmişti; sağ olsun, Fenerbahçeliler!..
90 dakika pres yapmayan, gol peşinde koşmayan, savunmada "açık vermemek için" elinden geleni yapmayan yoktu; "sol bekte Sabri Reis bile", hayatının futbolunu oynadı!..
Elbette, "galibiyette büyük bir pay" da, nihayet sahaya "eldeki kadronun verdiği imkanlar içinde doğru dürüst bir onbir süren ve taktik veren" Mancini'ye aitti; galiba ve de nihayet "takımını ve oyuncularını tanımıştı!.."
Ve herhalde, Galatasaray'ın "asıl sorununun gol yememek değil, gol atamamak olduğunu" anlamış; Melo / Selçuk ikilisini nihayet "Galatasaray'a şampiyonluk getiren" yerlerine koymuştu!..
Ben, bir çok yorumcu arkadaşım gibi, "aceleci değilim"; bakıyorum, "Galatasaray'da her şeyin güllük gülistanlık olduğunu yazmakta bir mahzur görmemişler"; bilmem ki "gerçekten" öyle mi?..
Benim "bu kanıya varmam için", bu haftaki Eskişehirspor ve de haftaya oynanacak M Park Antalyaspor deplasmanını beklemem gerekiyor!..
Eğer, "bu maçlarda da Bursaspor'a karşı oynanan futbolu görürsem", diyeceğim ki; "Galatasaray / Mancini ortaklığı nihayet oldu"; üstelik "gerçekten yeni bir takım daha kuracak kadar yeni transferlerle takviye edilmiş" bir kadro da ortada iken, "Galatasaray yarınlara büyük ümitlerle bakabilir!.."
Bekleyip, göreceğiz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.