Fetret Devri'nin sorumlusu gitmelidir!..

A -
A +

Onurlu" bir insan olarak Mehmet Ali Aydınlar'ın yapacağı "tek şey" vardır; istifa etmek!.. Zira her şey ama her şey yüze göze bulaştırılmış, bu "acı" ve içinden çıkılması zor tabloda onun başrolü oynadığı tartışılmaz bir şekilde ortaya çıkmıştır!.. Şike Soruşturması'nın başladığı 3 Temmuz'dan beri, ne yapmış ise "hatalı yapmış", ne söylemiş ise "tersini yapmış", kendisini de, federasyonunu da, Türk futbolunu da tam bir kaosun ortasında, çıkmaz bir sokağın içine sokarak, bugünlere gelmiştir!.. Tam bir "devekuşu" örneklemesi ile, "gerçeklerin üzerini mahkemenin gizlilik kararını örterek saklayıp, zaman kazanacağını", görevini yapan medyayı, UEFA'ya, kamuoyunu uyutabileceğini "sanmış", kararlılık ve cesaretle olayın üzerine gidip, krizi fırsata dönüştürerek çözmek yerine, tam tersine, "bugüne kadar hiçbir Türk Federasyon Başkanı'nın eline geçmeyen" böyle bir fırsatı, hemen her gün "yeni kriz halkaları ekleyip" büyüterek heder etmiş, şimdi çaresizlik içinde ve ipleri savcıların, hakimlerin, Cavcav'ların, UEFA'ların eline teslim etmek zafiyetinin getirdiği "çaresizlik içinde", şaşkın şaşkın kıvranır hâle gelmiştir; çok yazık!.. Hadi, şu veya bu sebeplerden "karar alamayacak" durumdasın, kılavuzların kötü ve de "bazıları" kötü niyetli, hiç olmazsa "bunca iş ve hayat tecrübene dayanarak", şike olayının "nerelere kadar gidebileceğine ve hangi kararların çıkabileceğine dair" işaretler versene, kamuoyunu "her şeyin olabileceğine" yavaş yavaş hazırlasana; bugün "usulde haklı olan" ve sana da, federasyonuna da, UEFA'ya da yıldırımlar yağdıran Fenerbahçelilerin, böylesine bir öfke şokunun içine düşmelerini önlesene!.. Bunları yapmadığın gibi, tam aksine "Fenerbahçe'yi kurtarmaktan ve de onu kurtarmak için Aziz Yıldırım başta hemen hemen herkesi feda edebileceğini göstermekten, Fenerbahçe yanacaksa, yanında başkalarının da yanmasını ister bir görüntü" vermekten, hatta "Galatasaray'ın da bulaştığının ortaya çıkmasına büyük bir memnuniyet duyacağını hissettirmekten" kaçınsana!.. "Doğruları söyleyenleri" ceza kurullarına gönderdin, göndermekle tehdit ettin, söylemediğini bırakmadın, ama sonra "onların söylediklerini" bir bir yapmak zorunda kaldın, bir özür bile dilemedin!.. Soruyorum; böyle bir yol haritasının sonunda, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor statlarına "nasıl gidecek", Trabzonspor ve Galatasaray Fenerbahçe'nin stadına nasıl gelecek, hiç düşündün mü?.. Sana liglerin selameti, temiz sporu ve futbolu hedeflemenin doğruları ve de işe UEFA'ları, FIFA'ları karıştırmamanın gereklerini anlatmaya çalışanlara karşı açtığın savaşta gösterdiğin azmi ve cesareti, "sıfır toleranslı" UEFA ilkeleri ve de kendi federasyonunun talimatlarının hükümlerinin gereğini yapmak için gösterebilseydin, Türk Futbolu'nu ve Federasyonunu bugün böylesine bir kaosun içine sokmazdın!.. Kimsenin zatıâlinize ve federasyonunuza güveni kalmadı, bundan sonrası "daha iyi olmayacak", siz ve federasyonunuz iş başında kaldıkça daha da kötü olacaktır!.. Beceremediniz, gidiniz, gidiniz ki, Türk Futbolu'nu içine düşürdüğünüz bu Fetret Devri'nden kurtarabilecek bir ekip iş başına gelsin!.. Futbolumuza ve ülkemize bari "bu iyiliği yapın" ki, sizleri bir daha hatırlamamak üzere unutalım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.