Sporumuzla, pardon futbolumuzla ve futbol kulüplerimizle, futbolun "resmi" kuruluşları ile ilgi olaylar "öylesine hızlı gelişiyor" ki; yazmaya, yorumlamaya yetişemiyoruz; hatta Türkiye Gazetesi'nin spor sayfasına "her gün yazsam" gene de "yazmak istediğim hâlde yazamadığım bir yığın olay ve gelişme kalacak" geriye!.. "Reyting... Reyting" diye, "Tiraj... Tiraj" diye çırpınan ve "yayınlarını buna uygun yapan" TV ve gazeteleri eleştiriyoruz ama, "ne yazık" ki bir spor yazarı, spor yorumcusu olarak biz de "aynı" yolun yolcusu oluyor; "büyük kitlelerin okuyacağını sandığımız şeyleri" yazmaktan öteye gidemiyor; "bir fasit dairenin içinde" dönüp duruyoruz; işte, "gene" öyle bir yazı: Galatasaray, "basketbol şubesindeki skandal sebebi" ile gündemden düşmüyor; düşmemesi normal, zira "büyük, zor rastlanır ve zor inanılır", üstelik "her türlü komplo teorisine açık" bir olay; elbette düşmeyecek!.. Ama, bir de "kasıtlı olarak" düşürmeyenler, "gündemin tepesinde kalması için" zorlayanlar var; medyada "bazı köşe başları" var; "bazı" rakip kulüpler ve kalemşorları var; çok normal; "koca Galatasaray böyle bir tuzağa göz göre göre bizzat kendi basketbol yöneticileri, hem de 'liseli' sorumluları tarafından düşürülürse" gündemden elbette "onlar" tarafından düşürülmeyecektir ve de düşürülmüyor!.. Amma, bu kampanyaya "Fırsat bu fırsattır" diyerek "Bu kulüp bizimdir, başkasının olamaz" zihniyeti ile hareket edip, "mektepli - mektepli olmayan" ayrımcılığını ve kavgasını hortlatanlar ve de "hâlâ ve hâlâ başkanlık ihtiraslarına gem vuramayanlar" da körükle katılınca ve "Mart kongresinde parsa toplamak" gösterisine soyununca, iş çığırından çıktı; sağ olsunlar, "mekteplilerin çoğunlukta olduğu" Divan Kurulu'ndaki "bazı" mektepli fanatiklerle, Mekteplilerin Cemiyeti'ndeki "benzer bazı tutucular" ve "bunların sözcülüğüne soyunan" sayıları az da olsa "yazar - çizer" takımı da yangına "kendi körükleriyle koşmayı" ihmal etmeyince, Galatasaray "bütünüyle bir kaosun içine" sürüklendi!.. "Liselilerin yönettiği basketbol şubesinde olanların faturasını", hiç sıkılmadan "mektepli olan ve olmayanlar karması hâlindeki" yönetim kuruluna ve de "mektepli olmayan" başkana çıkarıp, "İstifa edin de Galatasaray Kulübü'ne el koyalım" demeye getirenlere elbette "Galatasaray camiası" yeşil ışık yakmayacaktır!.. Çok iyi bilinmelidir ki, "Galatasaray Kulübü" mekteplilerin değil, "Galatasaraylıyım" diyen Türk insanlarının hepsinindir!.. Bakınız, "liselilerin başkanlık ettiği" yönetimlerde olan "olumsuz" olayları sıralamaya kalksak, gazetenin "pek çok sayfasını" doldurabiliriz; "tıpkı" başka kulüplerde olduğu ve olacağı gibi!.. Galatasaray camiasını tam bir "kan davası" histerisi içinde bölmeye çalışanlara duyurmak isteriz ki; Galatasaray'ı "mektepli bir başkan olmayınca sahipsiz kalmış sanmayın" ve "bu kompleksi" artık beyinlerinizden atın!.. Hele hele "sokaktan, sarımsak kokusundan" söz edecek kadar "sıkılmayı bırakmış" kişilerin "neden yaptıklarını herkesin çok iyi bildiği" hezeyanlarına kapılarak "Galatasaray'ın içini" daha fazla karıştırmayın!.. Galatasaray Başkanı ve yönetimi "haklı ve objektif, üstelik çok ağır eleştirilerden dersini aldı, bedelini de fazlasıyla ödedi"; daha ne istiyorsunuz? Galatasaray, "Başkan'ının kellesini vermez", vermeyecektir; bunu bilesiniz!.. Sakın ola ki "olay sebebi ile haklı olarak eleştiri yapan, hatta çok ağır eleştiriler yapan" tepkili çoğunluk "üzerine alınmasın"; ben "onları" kastetmiyorum; "benim kastettiklerim bazıları" ve "onlar" kendilerini çok iyi biliyorlar; "sayıları az da olsa", içlerinde "öyleleri" var ki, ağızlarına "ahlâk sözü" de "etik lâfı" da yakışmıyor!.. Galatasaray'da zaman "soğukkanlı olmak" zamanı, bakınız "rakiplerine" demiyorum; "düşmanlarına", evet "düşmanlarına daha fazla fırsat verilmemeli"; böyle zamanlar "birlik olmak zamanıdır"; unutulmamalı!.. Tekrar ediyorum; "elbette bu çirkin skandal için eleştiriler, ağır eleştiriler, hak edilmiştir, yapılacaktır, yapılmalıdır; nitekim yapılıyor!.." Ama, konunun başka satıhlara çekilip, öyle ya da böyle "gizli - açık bir hedefe ulaşılabilmesi için temel yapılması gayretlerini" onaylamak mümkün değildir; işte "karşı olduğumuz" budur ve olmaya da devam edeceğiz!.. Ayrıca, "çok ama çok geç de olsa" Ahmet Dedehayır'ın da istifa etmesi ya da ettirilmesi, Galatasaray Basketbol Şubesi'ndeki depremin yaralarının sarılmasında önemli rol oynayacaktır; darısı Basketbol Federasyonu'nun başına!.. Galatasaray Basketbol Şubesi'nin ve takımının "yeni" sorumluları çok zor bir dönemde görev aldılar; ya başaracaklar, ya başaracaklar!..