Futbol aklı olmayanlar!..

Artık gülmek de yetmiyor, kahkahalar atmak gerek; gazetelerde “pehlivan tefrikasına dönen” bir haber günlerdir okunup geliyor, ama Galatasaray Başkanı’ndan, futboldan sorumlu yöneticilerde “tık” yok; “Riekerink’ten umut kesildi. Kayserispor ve Rizespor maçları kazanılmazsa, sezon sonuna kadar alacağı paralar ödenerek görevine son verilecek, yerine de sezon sonuna kadar kimine göre Cihat Arslan, kimine göre Hasan Şaş / Raşit Çetiner ikilisi getirilecek, yeni sezonda da Karabükspor’un hocası İgor Tudor. Bu iki maç kazanılırsa, Riekerink sezon sonuna kadar devam edecek.”
Bugüne kadar yalanlanmayan bu haberler doğru ise diyeceğim odur ki, orta öğretimde okuyan futbola meraklı Galatasaraylı gençlerden bir yönetim yapsam, “böyle bir beklenti kararının altına imza atmaz” ve Galatasaray’ı yakmaz!..
Kayserispor, Rizespor maçları kazanılmaz 4-6 puan kaybedilirse, “daha sonra geleceklerin ceplerinde hangi sihirli formül olacak” ki, puan cetvelinde Fenerbahçe’nin de altına düşmüş, darmadağın olmuş, moralsiz bir takımla Avrupa Ligi’ne katılma hakkını elde edecekler?..
Galatasaray, Riekerink’in “Kupa ve önemi hakkındaki cehaletinden”, futboldan sorumlu kardeş ve yeğenin de seyretmesinden dolayı Sivasspor’dan 4 yiyen Tuzlaspor’un ardından gruptan ikinci çıkarak Başakşehir ile eşleşti ve  “şaşkın kadro ve kötü futbol yüzünden” yenilerek elendi.
Şimdi, sıra ligde de. Hem de onca “büyük rakiplerle oynanacak maçlar gelmek üzereyken”, Avrupa Ligi’ne katılma hakkını elde edememenin, Galatasaray “neye mal olacağını”, bu yönetimin içinde hesaplayan yok mu?..
Hâlâ “o maç, bu maç” bekleniyor. Eğer ocak aralığı sırasında, “doğru dürüst bir hoca değişikliği yapılsaydı”, Galatasaray Kupa’dan elenir miydi, Avrupa Ligi riske girer miydi?..
Camia, Divan Kurulu’nda anlatılan “büyüklere masallar” ve söylenen “ninniler” ile uyutuluyor; üstelik aylardır söylenen masallar, ninniler bunlar. Riva’yı ve Florya’yı pazarladıktan sonra, zaten hangi yönetim olsa, “bunlar” olacaktı, belki de “daha iyisi” olacaktı.
Riekerink’i de yaktılar, “Riekerink’in altyapıda yapacağı atılımları” da çöpe attılar, Galatasaray futbolunu “bu hallere düşürdüler”, hâlâ kerametleri kendilerinden menkul “futbol sorumluları” ile işi yürütmeye çalışıyorlar. Umut yok, TV başlarında, tribünlerde seyirci mafiş,  peki, Avrupa kupalarından olmayan, seyircisiz, coşkusuz, heyecansız bir tablo içinde,  “değirmen neyle dönecek”; yeni borçlanmalarla; hay aklınızla bin yaşayın, emi!..

Bu şaka değil, şaka gibi!..

Olaylı Beşiktaş-Fenerbahçe maçının “disiplin kararları” Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nca açıklandı. Anlaşılıyor ki, “cezalar, Beşiktaşlı yönetici ile ilgili olanı hariç, alt sınırda veya alt sınıra yakın” verilmiş.
Şimdi sırada Tahkim Kurulu var, yaygın algı o ki, Tahkim’de alt sınıra yakın olan bazı cezalar daha da indirilecek.
Bu algı doğrulanırsa, Uluçmarket’in “Şaka” bölümündeki satırların “ne kadar doğru olduğu” ortaya çıkacak; “Şaka gibi” değil mi?..

Gideceğini anlayınca!..

Nihayet anladı ki, “hesabı öyle ya da böyle kesilecek”, bugüne kadar hiçbir şeye “sesini sedasını çıkarmayan”, her denilene ve yapılana “Eyvallah” diyen Riekerink’in nihayet aklı başına geldi ve de “faturanın kendisine çıktığını” gördü ki, isyan edivermiş; “Ben stoper ve forvet isterken, tuttular onca kanat oyuncusu varken ve de içlerinden biri takımın en iyi oyuncusu, biri de en çok gol atanı iken, gidip bir kanat oyuncusu daha aldılar. Şimdi de onu oynatmamı istiyorlar. Bruma’yı, Yasin’i mi keseyim, Rodriguez’i oynatmak için?” 
Rodriguez’in transferi davul zurna ile ilan edilir, Hollandalı kanat adamı düğün bayramla İstanbul’a gelirken, aklın neredeydi, nutkun neden tutulmuştu ki, bugün söylediklerini o gün söylemedin, ey Riekerink Bey?..
Peki, teknik direktörün istemediği ve “Bruma ile Yasin’e tercih etmeyeceğini” ilan ettiği bu oyuncuyu kim aldırmıştır; hem de “UEFA’nın kısıtlaması ve uyarısı” ortada, “bir türlü açıklanmayan yabancı denetleme kurulunun raporu” kasada saklıyken?.. 
Milletin ağzı torba değil ki, şimdi Galatasaray’da dalga dalga yayılan bazı sorular kulislerde sorulmaya başladı; “Kimdir Rodriguez’in menajeri, bu transferde kaç avro kazanmıştır, kimin arkadaşı, kimin dostudur?..”
Divan Kurullarında, Genel Kurullarda söz verdiği, kararlar aldırttığı halde, “son 15 yılın mali denetimini yapan yabancı firmanın raporunu saklayan” Dursun Özbek, hiç olmazsa bu soruların  cevaplarını açık açık vermeli, hocanın istemediği kadro fazlası oyuncuya onca milyon avro ödeten yöneticiden hesap sormalıdır, “kardeş de olsa, yeğen de!..”

Ataman nihayet gidiyor mu?..
Galatasaray yönetiminin “Sallabol kaşifi” Ergin Ataman’dan “nihayet” vazgeçtiğine dair haberler var, gazetelerde!..
Yıllardan beri, Galatasaray basketbol takımına “doğru dürüst” iki tane “5 numara, yani pivot almayan”, alamayan, “kürdan gibi, kafadan kontak, hasta, ya da yağ tulumu gibi göbekli” pivotlarla “pota altını rakiplere teslim eden”, ABD’li “tek pota sokak atıcılarını getirerek” takımına “basketbol yerine sallabol oynatan” ve “sallabolcular tutturamayınca” hezimetlere uğrayan, “ancak tutturunca maç kazanabilen” bir hoca ile karşı karşıyaydık. Kendine de, Galatasaray taraftarına ve basketbol seyircisine de, dahası Galatasaray’a ve basketbol takımına da yazık etti!..
Ne var ki, “kendi düşen ağlamaz”; bu ayrılığı da, hem de “bu şekilde ayrılığı” da hak etti; Galatasaray yönetimi geç bile kaldı!..

Şaka!.. 
Fenerbahçe yöneticilerini “şike soruşturma ve cezalarından tamamen kurtarıp aklayacak” Yargıtay kararları beklenirken, ortaya bir de savcıların ve futbolun hukuk ve disiplin kurullarının “şaka soruşturmaları ve cezaları” çıktı. Sporda “yöneticilerin takmadığı” disiplin cezaları ile “kulüp yönetimlerinin baskıları sonucu” yapılan değişikliklerle kuşa çevrilen 6222 sayılı “Sporda şiddeti ve düzensizliği önleyecek” kanunun cezaları gerçekten “şaka gibi”; eh biz de onun için “Şaka” bölümümüze aldık; herkes gülsün diye!..