Futbolcular "son" sorumlulardır!..

A -
A +

"Şampiyonluğun en büyük adayları olarak gösterilirken", sonrasında birdenbire "duman olan" Galatasaray'da ve Fenerbahçe'de "bu acıklı tablonun sahadaki sorumluları teknik adamlar, saha dışındaki sorumluları, bu teknik adamları seyreden yöneticilerdir" dedik ve diyoruz diye, "bazı yorumcular" bizlere nerede ise "hakarete varan" dokundurmalar yapıyorlar; gülüyorum!.. El insaf, "Kasımpaşa yenilgisinden sonra", hiç utanmadan, sıkılmadan "Çift forvet oynamayı ben istemedim, futbolcular istedi" diyecek kadar "kendinden geçmiş" bir teknik adamı bırakıp, "gece sevgilileri ile sabahlara kadar gezen futbolcuları" mı "hedef tahtası" yapacaktık?.. Elbette, futbolcuların da "bugün gelinen noktada sorumluluk payı var", ama "işte o kadar"; yani "cürümleri kadar!.." Biz, olaya "asıl sorumluları bırakıp, sadece futbolcularla uğraşacak" kadar "küçük bir pencereden bakmıyoruz"; bakmayız; "o futbolcular, bu kadar pervasızsa vurdumduymazcılık ve bu kadar kötü futbol oynuyorsa", elbette futbolcuları da, hem de "en ağır şekilde" eleştiririz ama, daha ötesini de sorarız; "Bu kabul edilemez tablonun asıl sorumlusu acaba kimler?.." Bakın şimdi de, Galatasaraylı futbolcular hocalarına demişler ki; "Defansif futbol bize yaramıyor, gene ofansif futbol oynayalım!.." Eeee, "bazı" anlı ve de şanlı yorumcularımızın "İlle de ve öncelikle defans güvenliği" sözlerini "rehber kabul edip", Galatasaray'ı sahaya "5 defans artı 3 defansif ağırlıklı futbolcu" ile çıkarmaya başlayan ve "mevsim başındaki" gol ortalamasını "3.6'dan 1.2'ye düşüren", dahası "kalesinde gördüğü gol sayısı ve fırsatı bakımından" da "ortalama olarak azalma yerine çoğalma yaşayan" bir teknik heyet için, bu defa da "futbolcularına uyup" takım sistemini değiştirirse, söyler misiniz bana; "benim ne yazmam lâzım"; Daum için yazdığımdan başka?.. Üstelik "işin esasında" futbolcular haklı, hem de çok haklı!.. Skibbe döneminde, "işler iyi gittiği" hâlde, "tek ön liberolu" sistem yoğun olarak eleştirildiği için, "çift ön liberolu" sisteme dönen Galatasaray'ın ligin sonlarında "ne hallere düştüğü" ortada iken, şimdi "3 ön liberolu sistem" ile hatta ve gene "5'inciliğe razı olunması" çok mümkün!.. Bakınız, "yöneticilikten gelip futbol yorumu yazan" kişiler arasında Ergun Gürsoy'dan beri, "Galatasaray yazılarını en dikkatli okuduğum" sevgili Doğan Sarıbeyoğlu da "dünkü" yazısında ne diyor; "Zaten bu takım geçen yıl ligde 5. olmadı mı? Yine 5. olabilirse Galatasaraylılar sevinmeliler, UEFA Kupası'nda oynayabilecekleri için. Ben bütün günahı ve suçu sırtlarındaki formanın onurunu ciddiye almayanlarda buluyorum. Ve diyorum ki; bu takım bu yıl 5'nci bile olamaz." Ve "görüşünü" şu cümlelerle pekiştiriyor; "Rijkaard'a, Üstünel'e, başkan Polat'a kimse suç yüklemesin. Bence tek suçlu futbolcular." Yazının bütünde de hemen hemen "Kewell" hariç, tek tek futbolcuların "ne durumda" olduklarını anlatıyor!.. "Futbolcuların ne durumda olduklarını ortaya koyan" satırlarına itirazım yok da, sevgili Sarıbeyoğlu'na ve "onun gibi düşünenlere" sormam gerek; "Bu futbolcular bu hâle gelirken, teknik adamlar ne yaptı, yöneticiler ne yaptı?.." Mesela, Sarıbeyoğlu'nun "Yeter artık" dedirtmeye başladığını söylediği "Hakan Balta", haftalardır döküldüğü hâlde ilk on birin gediklisi olurken, yedeklerinin, "vücutlarının tahta sıra ile temas eden kısımları" pas tuttu; acaba kim tutturdu?.. Mevsim başının "herkese heyecan veren" o gençleri şimdi neredeler?.. Takımın gece kuşlarını, "kampları kaldırarak" göz göre göre "geceleri" Beyoğlu'nda kim sahneye çıkardı?.. Sevgili Sarıbeyoğlu, yazısının ikinci bölümünde bir de "Mustafa Denizli" anlatıyor ki; yazısının ilk bölümünde, uzun uzun "Rijkaard'ın bugünkü acı tabloda hiç sorumluluğunun olmadığını" anlatan satırlarına adeta "tam" bir cevap: "Galatasaray'da yöneticilik yaptığım dört yıl içerisinde Denizli ile gece gündüz beraber olan biriyim... Denizli, uyanık kaldığı saatlerde aklı futboldan başka hiçbir şey düşünmez. Sahadaki futbolculardan top oynarken sevgilisini düşünenler olabilir, Denizli ise sevgilisinin yanında futbolu düşünür! Sıra dışı bir insan olduğu için sıradışı işler yapar. Galatasaray'da futbol devrimini, futbolu bırakanlarla (Erhan, Prekazi, Arif, Kovaçeviç, Simoviç, B.Metin) yaptı. Bu isimlerle G.Saray'ı Şampiyonlar Ligi'nde son dört takım arasına taşıyabildi. Türk futbolunu da 'önce hücum edeceksiniz' diyerek ayağa kaldırmışsa ona şapka çıkarılır." Peki, "o" Galatasaray'da "o" teknik adam "baş rolde" de, neden "bu" Galatasaray'da "bu" teknik adam "son rolde"; sebebini söyleyebilir misin bana, sevgili Sarıbeyoğlu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.