PAOK maçı, Galatasaray’ın, “Yabancı takımları yenmek” olan aslına döneceğini gösterdi…
Uzatmalarla toplam 200 dakikalık iki müsabakada “ilk 11’de sahaya çıkan, sonrasında oyuna giren” sarı kırmızılı futbolcuların içinde “kötü oynayan” tek oyuncu yoktu, “vasatın üzerine çıkan” futbolcu sayısı ise çoktu…Tribünlerdeki ve TV başındaki yüzbinlerce Galatasaray taraftarının “acaba” endişesi içinde sahaya çıkan ve “Muslera cezalı olduğu için kalesini koruyan” Günay Güvenç başta… Bütün bir maç boyu “Bana güvenin” dedi ve dediğini de hakkı ile yaptı…
Okan Hoca ve takımı önce “stada, dünya derbileri arasında ön sıralarda olan Fenerbahçe - Galatasaray derbisine ‘sıradan bir karşılaşma’ yaftası asarak gelen” Mourinho’ya dersini verdi.
Dört gün sonra da, “İstanbul’a ‘Konstantinopolis” yaftaları asarak gelen Yunanistan şampiyonu ve bu sezonun ilk altı hatasına ’namağlup lider olarak giren’ mağrur PAOK’lulara da…
Ve elbette… Galatasaray’ın bu sezondaki hedefini “Avrupa kupaları ve Süper Lig şampiyonluğu” olarak çizen başkan ve yönetimini yıpratma yarışında büyük rakiplerinin de önünde koşan sevgili Mustafa Denizli’nin ünlü tabiri ile “içerdeki İrlandalılara” da…
Galatasaray’ı “mali bakımdan da düze çıkaracak” büyük bir projenin sonlarına yaklaşılırken, “birlik ve beraberliği tahkim etmek, ‘varsa hata ve yanlışlar’ uyarmak yerine, “türlü çeşitli söylenti ve iddialar” ile “yönetimi yok etmeye çalışmanın, nasıl sonuçlar getireceğini” düşünmeyenlere diyeceğim odur ki; el insaf!..
Ali Koç’a, “Galatasaray yönetimi için suç duyurusu üstüne suç duyuruş yapma” fırsatını verenlere de “kimlerin teşekkür edeceği” ortada!..
Bakınız… PAOK maçı gösterdi ki, Galatasaray “Avrupa’da ‘aslına’ dönecek”; bu gidişe destek verin; “Yabancıları yenmek!..”
“İçerdeki ‘olumsuz baskıların’ futbolcuları nasıl olumsuz etkileyeceğini” hiç mi düşünmüyorsunuz?..
Bu satırları yazarken, “bu gece” Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin UEFA Ligi’nde oynayacakları ilk maçlarına 10 ve 12 saat var... Rakiplerini yenecek ve 3 puanları alacak güçleri var takımlarımızın…
Okuyucularım bu satırları okurken, sarı lacivertlilerle, siyah beyazlıların kazandıkları maçların mutluluğunu da beraberce yaşıyor, olacağız!..
Üç maç ve 9 puan Türkiye’nin; neden olmasın?..