Galatasaray bekliyor!..

 

Dybala, Mikautadze, Joaquin Correa, Berke, Ahmed Kutucu…

 

Okan Buruk’un ocak transferinde “birini de değil, en az ikisinin alınmasını istediği” bir liste…

 

Kaleciden golcüye kadar, her bölgeyi güçlendirecek bir liste…

 

Hedef “25’inci şampiyonluk / 5’inci yıldız / 2000 yılında alınan UEFA Kupası’nı ‘yeniden’ almak” olunca… Okan Hoca, “bu transferlerin birkaçını istemekte” haklı hem de çok haklı…

 

Ve de “kırdığı rekorlarla Galatasaray tarihine ‘hoca olarak’ geçen” bir teknik adamın, “çok yaklaştığı ‘bu hedeflerle kucaklaşmak istemesine destek vermek” de, başkan Dursun Özbek ve yönetiminin de görevi olmalı…

 

Zira, “onlar” da hocaları ile beraber Galatasaray tarihine geçecekler; Faruk Süren ve yönetimi gibi…

 

Bu hedeflere varmak, “harcanacak paranın, hem de mislilerle çarpılarak” kasaya dönmesi demek…

 

Galatasaray “büyük ise”, bu hedeflere varmak için, ne gerekiyorsa, başkan ve yönetimi yapmalı!..

 

Camia bekliyor, taraftar bekliyor, kulüp bekliyor, hoca bekliyor, futbolcular bekliyor…

 

“Özetle” Galatasaray bekliyor!..

 

 

Kurnaz bir başkan!..

 

 

 

Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, “federasyonunun çözemediği ‘hakem sorunu’ için”, sonunda “Gelin beraber çözelim” diyerek Kulüpler Birliği’ni Merkez Hakem Kurulu’nun içine “doğrudan” soktu!..

 

Kulüpler Birliği; bunca zamandır, neyi, nasıl yaptığı ortada olan, özetle “ismi var, cismi var, ama futbola getirdiği hiçbir şey olmayan” ve de hatta “Türkiye liglerinde futbol takımı olan onca kulüp tarafından ciddiye alınıp alınmadığı” da belli olmayan bir kuruluş!..

 

Bu Birlik mi, “MHK ve Hakem sorununun çözümünü” sağlayacak?..

 

Gerçek ortadaki, Başkan Hacıosmanoğlu, “hakem sorununun çözülmesinden çok, ‘sorumluluğa büyük kulüpleri ortak etmek’ peşinde” ve de “Dört büyüklerin ve Dört büyükler medyasının baskısından kurtulmanın formülünü” buldu!..

 

TFF Başkanı’nı, “büyük kulüpleri bu formül üzerinde buluşturduğu için” kutlarım!...

 

 

Şaka!..

 

 

 

Beşiktaş’ı perişan eden Hasan Arat yönetiminin 3’üncü adamı Kaan Şakul, “aylardır, söylenenler, yazılıp çizilenler ve olup bitenler ortada iken” kılını bile kıpırdatmazken… Genel kurulda “yeni seçilen” Serdal Adalı yönetiminin 6 Ocak’ta “görevi resmen almasına” 4 gün kala istifa etmiş ve kulüp de KAP’a bildirmiş…

 

“Şaka gibi” değil mi?..

 

 

 

Öcal Uluç'un önceki yazıları...