Adnan Öztürk çok haklı!.."Kendisinin Ünal Aysal'ı eleştirmesine", Başkan'ın ya da yönetim kurulu üyelerinden "TV'lere ve gazetelere konuşmaya çok meraklı" ve de "etiketli" üyelerinden birisinin cevap vermesi gerekirken, "Galatasaray Spor Kulübü" imzası ile bir bildiri yayınlanlamsına tepki gösteriyor. Ne yapıyor; Disiplin Kurulu'na başvurarak, "Galatasaray'da böyle bir yöntem olamaz, bu bildiriyi yazan yöneticinin bulunmasını" talep ediyor ve de müracaatına "bir TV'ye yaptığı açıklamalarının bandını" da ekleyip; "Bunlarda suç var mı, yok mu, karar verin" diyor!..
Evet, "bir kişinin, bir kişi ile ilgili açıklamalarına", koca "Galatasaray Spor Kulübü" cevap vermez, hele hele Başkan'ının ve yönetiminin "kurumsallaşma" iddiaları ayyuka çıkmışken!..
Bir çok kişi ve gazeteci gibi, ben de sormuştum; "kurumsallaşma" ile "Azizbahçe'ye özenilip, Ünalsaray mı olgunlaştırılıyor" diye?..,
Zaten sevgili Sergen Yalçın da TV'de açık açık söyledi; "Ünal Aysal için 'Kurumsallaşma' demek, 'Sadece ben varım' demek, herhalde" diye!..
Ne var ki, Adnan Öztürk'ün bir TV'de Ünal Aysal'ın eleştirilerine "lâf yetiştirmek" için "Galatasaray Spor Kulübü" imzasıyla bildiri yayınlayanlar, Ümit Özat'ın özetle "Galatasaray şike yapmıştır, 1996-1997 yılı şampiyonluk kupası Galatasaray'dan alınıp, Beşiktaş'a verilmelidir" sözleri, sadece TV ekranında kalmayıp, gazete sayfalarına da düştüğü hâlde, bugüne kadar Başkan'ından, Genel Sekreteri'ne, Basın Sözcüsü'nden CEO'suna kadar, "Galatasaray değerlerini, Galatasaray'ın yaşayan en büyük değeri olan Fatih Terim'in tasfiyesine temel yapanlar," herhalde "susma haklarını (!) kullandıklarından, "Tık" dememiş, "hiçbir belgeye, delile, tanığa dayanmayan" bu tüyler ürpertici iddiayı (yoksa "iftira mı" demek lâzım), yiyip yutmuşlardır!..
Siz, Aysal ekibinin "Galatasaray değerleri" konusundaki hassasiyetine bakınız!.."
Olaylar çok açık şekilde gösteriyor ki, "kurumsallaşan" Galatasaray'ı yönetenler, "Galatasaray değerleri" sözünden, "Galatasaray Kulübü'nü değil, Ünal Aysal'ı anlıyorlar"; var mı, itirazı olan?..
***
Bu arada bir çift lafım" da, Galatasaray İkinci Başkanı Özkan Olcay'a... Çıkmış Divan Kurulu'nda, Hoca'nın "Federasyonun elemanı olduğunun" altını çizerek, "Ne zamanki Fatih Terim'in A Milli Takım'ı çalıştırması gündeme geldi. Bu olaydan sonra itilaflar gündeme geldi. Fatih Terim, hem Galatasaray'ı hem de milli takımı çalıştırmak istedi. Biz de Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olmak istiyorduk. Bu nedenle hocamıza iki kulvarda yeterli olamayacağını ifade ettik. Zaten Fatih Terim'in de milli takımla ilgili düşünceleri vardı. Bundan dolayı yollarımızı ayırmak zorunda kaldık" demiş!..
Yani, "Terim'e Milli Takımı çalıştırma iznini Başkanları ile beraber kendilerinin verdiğini" unutuvermiş!..
Galatasaray'daki tasfiye genel kurulu sonrası Başkan Ünal Aysal ile, İkinci Başkan Özkan Olcay'ın "yaş toplamlarının 151 olduğunu" yazdığımda, bazı Galatasaraylılardan tepki almıştım!..
Şimdi onlara soruyorum; "Haksız mıymışım?.."