Galatasaray örf- âdet ve gelenekleri, yüzlerce yıllık Galatasaray kültürü, Mekteb-i Sultanî ilke ve etiği yok edilerek, yerine "Yeni Galatasaraylılık" gibi "maddeye dayanan, acımasız, vefadan yoksun" bir "ucube" mi konmak isteniyor?..
Ey Galatasaraylılar, ne olur, "bu" sorumun cevabının "Hayır" olduğuna inandırın beni!..
Eğer "Hayır" ise, nedir "Galatasaray'ın yaşayan anıt adamı" Fatih Terim'e yapılan "çirkin" operasyon şeklinden sonra, "faal Galatasaraylı sporcular arasında" tam tabiri ile "Galatasaraylılığın timsali olan" Galatasaray Futbol Takımı Kaptanı Sabri'ye yapılan muamele?..
Gazetelerde okudum, eğer "doğru ise" ve "raporuna yazmışsa", tam bir "utanmazlık" örneğidir "giden" Mancini'nin, Sabri hakkındaki görüşü; "İtalya Üçüncü Ligi'nde bile zor oynar" anlamına gelen ibareler!..
Ama, hem "bu görüşü raporuna yazmak", hem de "Sabri'yi geçen sezon en kritik maçlarda oynatmak ve üstelik ondan çok maçın kurtarılmasında birinci derecede katkı almak" açık açık "vefanın zerresinden nasibini almamak" örneklemesine muhatap olmayı hak etmek değilse, nedir?..
Diyelim ki, "Galatasaraylılığı ile her Galatasaraylı sporcuya örnek olan", dahası "her kulübe mensup" sporculara da, "kulüp ve takım mensubiyetinin ne olduğunu anlatan" Sabri'ye Mancini giderayak "bunu" yaptı!..
Peki ama "Galatasaray'ı ve Galatasaraylılığı ağır şekilde yaralayan" bu "kirli" görüşe uyarak "operasyona yeşil ışık yakan" ve "Hayır" diyemeyen Galatasaray yönetimine ve Galatasaray Başkanı'na ne demeli?..
Dahası, "onca tecrübeli" Cesare Pandelli, "taraftarın sevgilisi" olan Galatasaray kaptanına kurulan tuzağı nasıl fark edemedi? "Bir defa bile beraber antrenman yapmadığı" Galatasaray kaptanına kurulmuş bu tuzağa, "onunla beraber" düşerken, artık bilmelidir ki; bu taraftar, "ayağı tökezlediği her an" Sabri'ye yaptığının hesabını ondan soracaktır!..
"Tuncay takımdan gönderildiğinde", Fenerbahçe'nin gerilemesindeki sebebi, o zamanın hocası Zico "Takımı ateşleyen oydu, o gönderilince, takım, ateşleyicisinden mahrum kaldı" anlamına gelen sözlerle ifade etmişti!..
İşte "kaptan olmaktan, sağbek olmaktan öteye", Sabri'nin de, Galatasaray'da yaptığı en büyük görev, "tribünleri ve sahadaki arkadaşlarını ateşlemek" idi; zira o "mağlubiyeti kabul etmeyen yılmaz bir Galatasaray savaşçısı" idi!..
Evet bir hoca, "istediği futbolcuyla çalışma, istemediği futbolcuyla çalışmama hakkına sahiptir", tıpkı, "istediği hoca ile çalışma, istemediği hoca ile çalışmama hakkına sahip olan" yönetim ve başkan gibi!..
Ama, Sabri'nin de "kapının önüne konulma" operasyonu, "şekil itibariyle" Terim'e yapılan muameleye çok benziyor" ise işte "orada "durmak gerekiyor!..
Yoksa, Ali Dürüstlere, yoksa Abdürrahim Albayraklara ve "diğer" bazı yöneticilere de "kılıfına uydurularak" yapılan muameleler, "kurumsallaşma yaldızı ve kamuflajı arkasına saklanan" bir zincirin "birer halkası" olmasın?..
Ya da, ". . . Tüm plânlarını, geleneklerinden gelen kumpas ve tuzak alışkanlıkları doğrultusunda ..." ibaresinin bulunduğu ve "Galatasaray'a yapılan en büyük hakaretlerden biri olan" o meşhur Fenerbahçe açıklamasına "hak ettiği cevabı vermemek, verememek" de, "Yeni Galatasaraylılık" sürecinin bir başka durağı mıydı?..
Bakınız, Galatasaray kültüründe, Galatasaray örf, âdet ve geleneklerinde, Mekteb-i Sultanî ilke ve etiğinde, "nitelikli dolandırıcılık" gibi, "Borsada manipülasyon" gibi başlıklarla gazetelere yansıyan haberlere karşı, "gerçekleri açıklayarak" Galatasaray camiasını ve "Galatasaray'ın şirketlerinin hisse senetlerini almış on binlerce insanı aydınlatmak" varken, susup oturmak, ama "gazetecilik görevlerini yerine getiren, eleştirilerini ortaya koyan" gazetecileri "korkutmak ve sindirmek için" durmadan "tekzipler yayınlamak" ve "mahkeme tehditleri savurmak" da yoktur!..
Sabri olayı, "geçiştirilecek bir olay" değildir; Galatasaray camiası, Galatasaray yönetimi, Başkan Aysal'a, onun "başdanışmanı" Bülent Tulun'a, "onların getirdiği" Prandelli'ye, "Sabri'yi takımda istemeyebilirsiniz, ama bunun yolu, yordamı, şekli, şemaili bu değildir; Sabri gibi bir Galatasaraylıya, Galatasaray kaptanına bu muameleyi yapmaya hakkınız yoktur" demeli, diyebilmelidir!..
Kimse unutmasın; "vefa", insanlığın en büyük hasletlerinden biridir ve "Terim'ler, Sabri'ler bir holdingin işçileri değil, Galatasaray'ın gerçek evlatlarıdırlar"; bu "böyle" biline!..