Soruyorum; mesela Kayserispor önüne çıkan Galatasaray takımında, dillere destan "Galatasaraylılık ruhunu" taşıyan kaç futbolcu vardı?..
Soruyorum; mesela Kayserispor maçına çıkan Galatasaray takımında "Süper Lig, Avrupa Ligi, Kupa hedefine kilitlenmiş" bir ekibin kalite tartısında "geçer" notu alacak kaç oyuncusu vardı?..
Soruyorum; mesela Kayserispor maçına çıkan Galatasaray takımında 3 puan için "aslanlar gibi" mücadele eden kaç futbolcu vardı?..
Soruyorum; mesela Kayserispor maçına çıkan Galatasaray takımında, yedekleriyle beraber "fizik kondisyon" olarak "üç kulvarı bıraktım, tek kulvarda bile mücadele edebilecek" kaç oyuncu vardı?..
Soruyorum; mesela Kayserispor maçına çıkarken, İtalyan kondisyoner Stefano'nun Mustafa Hoca'ya verdiği raporun özünü teşkil eden "Sezon başı hiç çalışmamışlar. Kumdan kale gibiyiz. Depreme gerek yok. Bu halimizle rüzgârda bile yıkılırız" cümlesinin (Bu cümleyi yazdığın için teşekkürler sevgili Levent Tüzemen) "gerçek olmadığını ortaya koyabilecek" bıraktım 14 taneyi "4 tanecik oyuncu" var mıydı Galatasaray'da?..
"Bu soruların benzerlerini", art arda "Fatih Hoca'nın gönderilmesi ve Mustafa Hoca'nın getirilmesi arasındaki süreç için", teknik adamlar, başkanlar, tribündeki ve sosyal medyadaki taraftarlar için de sorabiliriz, ama uzatmaya gerek yok; "bütünü ile" tablo ortada ; Galatasaray, "Galatasaraylısızlık" sebebi ile bu duruma düştü, düşürüldü!..
Denizli, "Bazı futbolcuları kazanabilirim" ümidi ile, "Kayserispor maçındaki hüsrana kadar" gerçekleri saklamaya çalıştı ve bana göre "yanlış yaptı!.."
İtalyan kondisyoner Stefano'nun "bir cümlesi bile", Galatasaray Futbol Takımı'nın içinde düştüğü "acı" hâlin, "acı" sebebini ortaya koyarken, "Kurt Hoca", "gerçeğin üstünü örtmemeli"; dahası, "korumaya, kazanmaya çalıştığı" futbolcuların çoğunun kendisine de, kendilerine de, formalarına da "yazık etmeye devam edebileceklerini" hesaplamalıydı!..
"Devre arası ve ocak transferi" bu tabloyu "ne kadar" değiştirebilir, yaşayıp göreceğiz!..
"Ligde, inanılmazı hedefleyen" bir takımın oyuncularının "Avrupa ve Türkiye Kupası hedefinde tutunabilmelerinin zorluğu" ortadadır; ama, "birkaç kaliteli ve Galatasaray'a yakışacak nokta transfer" ve de "Denizli farkı", mutlaka fark getirecektir!..
Herkes bilmelidir ki; Galatasaray maçlarını "4'üncü yıldız ve 3 kupa" oynamıyor; dahası, Galatasaray Takımı'nı, saha kenarından "4'üncü yıldız ve 3 kupa" yönetmiyor!..
Ne yazık ki, Galatasaraylı spor yazarlarının ve yorumcularının birçoğu, "haklı ve hatta geç kalmış" bir hoca değişikliğini yapan yönetimi "türlü çeşitli" pencerelerden bakarak, yerden yere vururlarken, "bu gerçeği" unutmuşlardı; hâlâ "aynı teranede ısrar edenler" bile var; "bu haklı hoca değişikliğinin Galatasaray'a yarayacağını çok iyi bildikleri için" Galatasaray Yönetimi'ne veryansın eden Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı yorumcularla aynı safta yarışa devam ediyorlar!..
Lafı fazla uzatmadan söyleyeyim; hem de "kaliteyi ikinci plana iterek" söyleyeyim; Galatasaray'a "Sneijder" gibi "mağlubiyete isyan eden" oyuncular gerek, "Podolski gibi" arkasındaki bekleri "perişan eden" saha içi "defansif seyirciler" değil!..
Tıpkı, basketbolun "attıklarından fazlasını yediren" sallabolcularına benziyor, Alman, sahada oynadığı sürece "Ben sadece atmak için varım, gerisini yiyenler düşünsün" diyor ve de ne yazık ki, Umut "yerden yere vurulurken", o "baş tacı" ediliyor!..