Galatasaray Kongresi!..

A -
A +

"... Bu arada, seçime girmemesi hâlinde, tüm yaşlı kongre üyelerinin kendilerine ait oy pusulalarının üzerini çizerek, Özhan Canaydın ismini yazacağı ve seçimi geçersiz kılacakları öğrenildi." Doğrusu ya, son aylarda "bu kadar cahilce, bu kadar komik, bu kadar saçma sapan, bu kadar gülünç bir haber" okumamıştım. Bu haber Türkiye'nin "en büyük, en çok satan" spor gazetelerinden birinde, hadi "ötekini töhmet altında bırakmamak için" adını da yazayım "Fanatik'te" çıktı !.. Bir grup üye "geçersiz sayılacak oy verdi" diye, bir seçimin "geçersiz" sayılacağını yazan muhabire mi, o haberi okuyup, "düzeltmesi gereken" redaktöre mi, "böyle" bir haberi "sayfaya koyan" şefe, müdüre mi gülersiniz, yoksa "medyamız ne hâlde" diye oturup ağlar mısınız; bilmiyorum!.. Hele hele bir de "öğrenildi" ifadesi var ki; eyvah ki, eyvah; kimden öğrendin arkadaşım; hangi cahilden?.. "Bu haberi yazan" spor yazarı sevgili arkadaşım; milyonları ilgilendiren "çok önemli bir haber" yazıyorsun, bari "bilmiyorsun"; gir internete; bul, "Dernekler Kanunu'nu" bir oku; sonra Galatasaray Tüzüğü'ne bir bak; "seçimler ile ilgili Beşinci Bölümü" bir oku; ondan sonra otur haberini "doğru" olarak yaz ve "dernekçilikle biraz uğraşan" insanları kendine güldürme!.. Bu mesleğe de, gazetene de, müdürlerine, şeflerine ve de kendine yazık etme!.. *** Bakıyorum Galatasaray içinde de, spor medyasında da "birileri", adeta "Kraldan fazla kralcılık yaparak" Özhan Canaydın'ın "yeniden" aday olması için "gönüllü" göreve soyundular!.. Anlaşılıyor ki; "Galatasaray tam olarak batmadı", batmasını istiyorlar!.. Hem sportif olarak, hem "erozyona uğrayan, uğratılan" manevi değerleri bakımından, hem de idari ve mâli bakımdan!.. "Verdiği" bir tek sözü tutamamış ve de "kendilerinin bile çok ağır şekilde eleştirdiği" bir Başkan için, "Artık yokum" dediğinde, acaba neden "Kalmalı" diye çığırtkanlık yapmaya ve "yeniden aday olması" ya da "aday gösterilmesi için" ikna turlarına çıkmaya çabalarlar?.. Ne demektir; "Tek liste" ve "Bütün adaylar Canaydın'ın başkanlığında birleşsin?.." Bu resmen ve açıkça "Galatasaray Kulübü'ne ve camiasına hakarettir!.." Üstelik "bu tezi savunanlar", yıllar yılı Galatasaray Kongrelerinde "ayrı ayrı çıkan" listelerin başında olmuş olan insanlar!.. "Çok adaylılık" demokrasinin var olduğunu, rekabetin var olduğunu, hizmet yarışının var olduğunu gösterir; sağlık ve büyüklük işaretidir!.. Kimse merak etmesin, Galatasaray camiası, "bir seçimde" 3 - 4 başkan adayı ve 3 - 4 yönetim, denetim, disiplin kurulu listesi çıkaracak kadar büyüktür; değerli insanlarla doludur!.. 14 binin üzerinde "kongre üyesi olan" bir kulüpte ne demektir; "tek liste" ile seçime gitmek ve taraftarın, camianın yıllardır ağır şekilde eleştirdiği, Galatasaraylılık ruhunu "tribünlerde bile yok eden", başarılı olamayan, verdiği sözleri tutamayan bir başkanın "göreve devamı için" onun etrafında "bir koalisyon kurmak"; evet, ne demektir?.. Yarın "çok daha başarısız olunursa" (ki, "her kafadan bir sesin çıkacağı" tam bir "curcuna görüntüsü verecek" bir koalisyon bunun peşin işaretidir), Başkan çıkıp derse ki; "Ben ne yapayım, 'Yokum' dedim, beni bu koltukta yalvar yakar, zorla tuttunuz, benim ne kabahatim var"; kim ona ne diyebilir?.. Hiç kimse "vazgeçilmez" değildir; "bulunmaz Hint kumaşı" hiç değildir; bırakın Galatasaray "sağlıklı"bir seçim yapsın; adaylar çıksın, listeler çıksın, hizmet projeleri çıksın ve genel kurul "hür iradesi ile" başkanını, yönetimi seçsin!.. İnanamıyorum; Özhan Canaydın için, zihniyeti için, yönetimi için, "daha düne kadar" söylenmedik lâf bırakmayan bir Faruk Süren, nasıl oluyor da, "Canaydın göreve devam etmeli" diyor, diyebiliyor?.. Ve de "Faruk Süren benzerleri?.." Sebep son derece açık: "Kendilerine karşı Özhan Canaydın'ı destekleyen" ve "Canaydın'a seçim kazandıran" büyüklerle, duayenlerle "Özhan Canaydın'ı karşı karşıya getirmeyi", birbirine düşürmeyi plânlıyorlar, istiyorlar, bekliyorlar!.. "Canaydın'a 'Dön' gecesine gelmeyen" ve "böylece" tavırlarını "açıkça" ortaya koyan, "Galatasaray'da hiçbir sorumluluk yüklenmeyen" ama "perde arkasında" oraya ya da buraya "ağırlık koyan" duayenler grubunun, "Canaydın gitmeli" tavrınadır; "Canaydın kalsın" tavrı ; bilmem ki "Canaydın kalmalı" tavrının öncülüğünü yapanların içinde bulunan "bazıları", ki "onlar" besbelli; "Canaydın'ı günahları kadar seviyorlar mı?.." "Böyle" bir hava içinde Canaydın kalsa ne olur?.. "Bana 'çekil' dediler, çekildim; şimdi 'Birleşin' desinler, birleşelim" diyerek, "Yaşlılar" grubundan "yeşil ışık beklediğini" gösteren Özhan Canaydın, "icazetli olarak" göreve devam etse ne yapacak; bugüne kadar ne yaptı ise, onu!.. Hatta belki onu bile yapamayacak!.. Bir de, taraftara "Hakkınızı helâl edin" diyor; Heyecanını bitirdiği, ruhunu kaybettirdiği taraftara!.. "Ben taraftar olsam", derim ki; "İnsan olarak hakkımı helâl ediyorum ama, bir Galatasaray taraftarı olarak etmiyorum!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.