Galatasaray, Kadıköy’de Fenerbahçe’yi 17 yıldır yenemiyor; “bu defa” yenebilir mi?.. Yıllardır “Kadıköy’deki her derbiden önce” bu soru ile “Yenecekse, nasıl yener?” sorusunun cevapları ve yorumları ile doluyor, spor sayfaları ve TV ekranları.
Bunca yazıya ve yoruma karşı, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, “haklı olarak” ve de gülerek “İyi oynayan kazansın, falan sökmez bu maçta. 18 yıl, 19 yıl, 20 yıl da Fenerbahçe yener, bu defe da yenecektir” diyerek işin içinden çıkıyor ve “muhtemelen” de “öyle” olacak; “Kadıköy’den şampiyonluk ve kupa getirmiş” Galatasaray, “Fenerbahçe’yi gene yenemeyecek!..”
Galatasaray’ın eski kalecisi Mehmet Bölükbaşı’nın dediği gibi, “Acaba papaz büyüsü mü var, orada?..”
Günlerdir “bu iki sorunun cevaplarını, yorumlarını yazan, anlatan” arkadaşlarım var, spor basınımızda; “Kendilerine göre Galatasaray’ın sahaya çıkacak kadrosunu yapıyorlar, taktiğini söylüyorlar, ‘Şu oynamalı, bu oynamamalı’ diyorlar, iş taktiğe gelince, bakıyorsunuz, “4 bilmem kaçın’ her varyasyonu da tavsiye ediliyor”, Riekerink’e; hoca, bunların hepsini okuyor ya da dinliyorsa, “ne yapacağı” konusunda şaşkına dönüyordur, herhalde!..
Ama bir tanesi var ki, “Ne takım kuruyor, ne taktik öneriyor”; bugüne kadar “maç öncesi hiç duymadığım, hiç okumadığım” önerileri var; “ilk defa duyduğum halde” bana “haklı olabilir” dedirten öneriler…
Üstelik “Özetle yazacağım konularda Galatasaray tarafı önerilerimin doğrultusunda gerekenleri yaparsa puan veya puanların kesin sahibi olur” diyerek “kazanma” reçetesine başlıyor; “Galatasaray takımı maç ısınma çalışmasını, ‘Laf ola beri gele’ kabilinden yapmamalıdır. 100 metre koşusuna hazırlanırmışçasına ısınma çalışması yapmalıdır. Bu çalışma sonucunda eğer Testosteron hormon seviyesi avının üzerine atlayacak aslanınınkine yakın bir düzeye çıkarılmazsa, av elden kaçar. ‘Nerde o Aziz Yıldırım, hele de Mahmut Uslu?’ coşkusu verilememişse, fırtına gibi başlayacak rakip maçın daha 10’uncu dakikasında esneyen aslanı avlar. Hussein Bolt starta nasıl gidiyor? Var bir hikmeti.”
Devam ediyor; “Yöneticiler, eğer rahmetli Özhan Canaydın gibi, ‘Bir konuyu müzakere etmeye giden Büyükelçi’ havasıyla Saracoğlu’na giderse, o maç kafadan kaybedilir. Dursun Özbek’in Ulubatlı Hasan duygusuyla maça gitmesi gerek. Oyuncular ve Galatasaraylı taraftarlar, başkandaki o havayı hisseder, kanları kaynar, Testosteron seviyesi tavan yapar. Unutmadan ekleyeyim: Dediklerim yapılmazsa, futbolcuların tükürüklerindeki Testosteron (Erkeklik-performans hormonu) seviyesi 100-110 pg/ml. olur. Dediklerim yapılırsa da seviye 160-170 pg/ml’ye yükselir. O futbolcu da belki kaybeder ama dişiyle tırnağıyla mücadele eder, rakibe 2 maçlık efor sarf ettirir, asla yenilmez.”
Ve “noktayı koyuyor; “Kurnaz Terim maç öncesi niye kabadayı rolüne soyunur, bıçkın davranır, neyi amaçlar? Bu arada millet niye Riekerink’i sever ama ‘Biraz daha bıçkın olsa!..’ der. Fazla uzağa gitmeye de lüzum yok. Melo var ya, kavgacı Melo... O havalara, triplere niye girerdi, sanıyorsunuz?.. Tabi, gerekli hormonları organizmasında salgılatmak için. Sakın bu yazdıklarıma inanmayıp, ‘Renklikurt kafayı yemiş!’ demeyin. Önce uzman bir Endokronoloji uzmanına gidin, sorun. Yemin ederim ‘Vay be!’ dersiniz!..”
İşte “yıllarını önerdiği konularda uzmanlaşarak geçirmiş olan” Turgay Renklikurt Hocamızın “Fenerbahçe Kadıköy’de nasıl mağlup edilebilir” sorusunun “temelini öncelikli olarak teşkil eden” fiziksel ve psikolojik önerileri bunlar; “bunlar olmazsa, hangi tertip ve taktikle sahaya çıkılırsa çıkılsın, galibiyet gelmez, gelemez” diyor!..
Anlayanlara sivrisinek saz, anlamayanlara, daha yıllarca “Kadıköy’den başı eğik dönmek” az!..
Derwall’den tavsiye var!..
Turgay Renklikurt Hoca yazısında, “Galatasaray’ın sahada unuttuğu” önemli hususları da anlatıyor, hem de “unutulmaz” efsane Hoca Jupp Derwall’in ağzından.
Derwall dermiş ki; “Bir bütün olarak savunma ve kanat oyuncuları topa sahip olduklarında, çabuk, dikine ve basit oynayarak, hücum genişliği; golcülere koşu koridorları ve boş alanlar oluşturursa; yana, geriye, amaçsız top çevirip, rakibin savunma adına doğru pozisyon ve kademe yapmasına fırsat vermezse; özellikle kanat oyuncuları ve orta saha ofansif kurgu lideri sürekli hücum genişliği bulmayı amaçlar, bunda başarılı olunursa; golcüler rakip presi ve kademesi altında kalmaz, boş alanlarda gollük fırsatlar bulur, fazla efor sarf etmeden, diri olarak pozisyon kovalamaya devam eder. Bunlar unutulmadığı, gereği yapıldığı takdirde Galatasaray ‘Oyunun, skorun, ligin efendisi’ olur!...”
Bu satırları da “özellikle” hoca Riekerink ve kaptan Selçuk okumalı ve hatta ezberlemeliler; bilmeli ve anlamalılar ki, “Futbol, sahada topu sakız gibi çiğnemek değildir!..”
İnsaf be Koç!..
“Basketbolu, Sallabola çeviren” Galatasaray Koçu Ergin Ataman, “oyuncu seçmeyi bilmediğini” ve de “arkadaş menajerin / menajerlerin kurbanı olma adetinden inatla vazgeçmediğini” itirafları ve yaptıkları ile adeta ispatlamaya çalışıyor!..
“Rakibimizin pota altı etkinliğini kıramadık” itirafı hemen hemen her mağlubiyetten sonra söyleniyor, dahası, “Amerikalı tek pota sokak basketbolunun, savunma bilmeyen, basketbol bilmeyen, oynayamayan, oynatamayan sadece potaya şut atmayı beceren, egoist” ve de “sözde” basketbolcular için, “Galatasaray’ın zaten kıt olan basketbol bütçesinin büyük bölümünü harcamaktan vazgeçmiyor!..
Yıllardır, takımına “doğru dürüst pivotlar almayan, Thomson gibi uzun forvetlerin pota altı takviyesine kalan”, böylece, “pota altını rakiplere peşin peşin teslim eden”, dahası “aldığı oyun kurucuları Justin Dentmon’lar, Russ Smith’ler olan” bir hocadan söz ediyorum.
Sezona “Euroleague iddiası ile giren” ama daha işin başında “uzak ara puan cetvelinin dibine, ‘bir galibiyet’ ile yerleşen” bir koç var, karşımızda!..
Diyorum ki; “ABD’nin sokak basketbolu artıkları yerine”, hiç olmazsa “genç Türk basketbolcularını oynatsa”, nasıl olsa “90-100 yemeye alışan” ve de bahisçilere, kuponlarında “sarı-kırmızılıların maçlarını ‘üst’ işaretleyerek geçmeleri alışkanlığını veren” Galatasaray Basketbol Takımı ve “geleceği” için daha iyi olmaz mı?..
Şaka
Gücenmesin, kırılmasın, “Hiç olmazsa biraz aklını başına alsın, Derwall’in tavsiyelerini iyice okuyup, ezberlesin” diye yazıyorum. Galatasaray Kaptanı Selçuk için “yeni bir lakap” takılmış. Geçen gün bir Galatasaraylı arkadaşım söyledi; “-1 Selçuk” diyorlarmış!..