Galatasaray nereye?..

A -
A +

"Futbolu da bilmem, kulüp yönetimini de bilmem ama kurumsallaşmayı bilirim" diyerek işbaşına gelen bir başkan, hem de "ocak transferinde" bir aralık "görünmez olduğu" spor sayfaları manşetlerinde ve TV ekranlarında gene "tek adam şovuna" başlayarak, "bol bol transfer müjdesi vermenin", ama "kim, niçin, nasıl, neyle" sorularına kulaklarını tıkamanın", ağzına pelesenk ettiği "kurumsallaşma" ile "nasıl bağdaştığı" konusunu aklına getirmemeye devam ediyor!..

Dolar-euro kurlarındaki artış ve belirsizliğin, ülkenin "dolar ve euro ile borçlanan" dev kuruluşlarının sahip ve yöneticilerini "kara kara düşündürdüğü" bir ortamda, "ülkenin en borçlu kulüpleri arasında yer alan" Galatasaray'da "bu hovardalık" şovlarının kulübü nerelere götüreceği belli değil mi?..
Böyle bir hovardalığı, hem de "global ekonomi böyle bir süreçten geçerken", Ünal Aysal "kendi" holdinginde yapabilir mi?..
Ortada "6+0+4" kuralı varken, dahası gelecek sezonda "kural 5+0'a inecekken", bu nasıl bir kurumsallaşmadır ki, "eldeki yabancılar bedavaya ve hatta ceplerine onca euro-dolar konarak gönderilir" ve yerlerine "gene yabancılar almanın peşinde koşulur?.."
Elinde  "Bruma gibi" hem de "onca para verilmiş" bir genç varken, bitmedi, Riera gibi "savunmayı da öğrenmiş ve tecrübeli" bir kanat adamı varken,  Brezilyalardan adam aramak , "Türk yapılıp yapılamayacağı meçhul"  bir "uzak akrabayı karşılama törenleriyle getirmek" ne anlama geliyor?..
Bakınız, "futbol bilgisi ve tekniği olarak" Riera, "dört gözle beklenen" Brezilyalıdan da, "gelen" uzak akrabadan da fersah fersah ilerdedir ve onları "futbolcu olarak katlar!.."
Bu Riera'yı "sırf gelen ve gelecek olana yer açmak için" hem de "cebine 1.5 milyon euro koyarak göndermek" futbola da, Galatasaray'a da ihanettir!..
Ey Galatasaray'ın akil adamları, "gerçekleri" görmüyor musunuz, neden susuyorsunuz?..
Galatasaray'ın da tam bir "Yıldırım Demirören  süreci" mi yaşaması  isteniyor?..
Ve de, yoksa, Ünal Aysal da "Futbol Federasyonu Başkanı olmaya" mı niyetli; malum, kazasız, belasız ve de "hesap vermeden" en garantili "kaçış yolu"  bu değil mi?..


Gökberk'e mesaj!..
Sevgili Bilgin, stop... Biliyorsun yazdıklarını da, üslubunu da nasıl beğendiğimi ve devamlı okuduğumu, stop...Son aylarda "devamlı" tekrarladığın bir görüşün var, stop... "Ben kovuldum, onlar ...", stop... Zannediyorsun ki, bu ülkede "kovulan gazeteci" sadece sensin, stop ... Bu bir, stop...İkincisi, "Kimse yazmıyor, yazamıyor, ben yazıyorum", stop...Sanıyorum, kendi yazılarından başkasını okumuyorsun, stop... Futbol Federasyonu konusunda "senin yazdıklarının benzerini", hem de defalarca yazmış olan, TV'lerde eleştiren en az 3 düzine spor yazarının ve futbol yorumcusunun adını bir solukta sayabilirim, stop... Zira spor yazarları/yazarlar sitelerinde hemen hemen her sabah saatlerce kalıyor ve okuyorum, stop... Sempatiksin, cesursun, okunuyorsun, seviliyorsun, kendine yazık etme, stop... Bırak "ben ve onlar" hesaplamasını, okuyucun senin kim olduğunu biliyor ve onun için okuyor, stop... Sevgiler, Stop... Öcal Uluç, stop...     

Fark!..
Eğer "genç ve istikbal vadeden" yıldız adayını, "Pişsin" diye "kiralarsan", bilesin ki, "O pişmez, daha olmadan düşer!.."
Zira gideceği takımların çoğunda "maç kazanmaktan, kümede kalmaktan, puan almaktan başka hedefi olmayan" bir teknik adamla geçirecektir, kiralık sürecini...
Bunu "en iyi bilenlerden biridir", Ersun Yanal ve "tam tersi bir hoca olduğu için", Galatasaray'dan başında olduğu Manisaspor'a gelen Arda'nın "Arda olmasında" büyük payı vardır, zira Arda ile "özel olarak" ilgilenmiştir.
Ve işte onun için" genç Salih'in kiralanmasını" istememektedir!..
Buna karşılık "gelip geçici" Mancini, Bruma gibi" belki de "yarının Ribery'si olabilecek" bir yeteneğin, "hangi hocanın eline düşeceğine bakmadan" kiralanmasını düşünmektedir, "bir yabancı kontenjanı açmak" uğruna; yazık!..

Savaş Küce!..
Bir arkadaşı, bir sporcuyu daha kaybettik. Savaş Küce gibi bir ağabeyi kaybettiğin için başın sağ olsun, sevgili Barış. 
Ankara'da mahalle arkadaşıydık. Küce kardeşlerle derme çatma potalarda basketbol oynardık.
Önce o, sonra  Barış, Ankara Kolej takımında basketbolumuzun en üst liginde oynadılar. Barış, Fenerbahçe'nin ve Milli Takım'ın değişmez oyuncusu olurken, Savaş bürokrasiyi seçti ve Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı'na kadar yükseldi.
Savaş Küce'ye Allah'tan rahmet, ailesine, dost ve arkadaşlarına başsağlığı ve sabır dilerim, nur içinde yatsın.

Yanlış hesap!..
Sonunda Ronaldinho "Brezilya'da kalmayı seçti" ve "kaybeden" Beşiktaş üstelik "çıtayı yükselterek" takımdaki yabancılarla "yeni gelecek" yabancılara "tavan, ödeme, garanti" konularında "Beni sonuna kadar zorlayabilirsin" kapısını açtı.
"Ona var da bize niye yok, ödemeler neden aksıyor" sızlanmaları, o açılan kapıdan girecek!..
Anlaşılıyor ki, yanlış hesap Bağdat'tan da dönemeyecek!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.