Galatasaray örneği ve bir öğüt!..

A -
A +

5 Mart Cumartesi günü Uluçmarket'te "Galatasaray Tüzüğü neyi emrediyor?" başlıklı yazımda, "son derece başarılı bir Galatasaray habercisi" olduğuna inandığım bir spor yazarı kardeşimin, "Adnan Polat genel kurula gitsin, koltuğu bıraksın" diyen "muhteremlere", yani "benim de dahil olduğum" yüzlerce, binlerce, on binlerce, yüz binlerce, belki de milyonlarca kişiye karşı, yazdığı bir yazıya cevap vermeye çalışmıştım. Sevgili ve değerli meslektaşım o yazısında, "Seçimli genel kurul için yeterli imza toplansa dahi, Adnan Polat'ın mahkemelere gideceğinden ve süreci en az 4 ay uzatacağından, böyle bir genel kurulun ancak temmuzda yapılabileceğinden" bahisle, "Bakmayın siz protestolara, imza kampanyalarına. Adnan Polat yönetiminin ibra edileceğine adım gibi eminim" diyordu. Ben de yazımda, "Polat'ın böyle bir yola başvurmayacağını, Galatasaray Tüzüğü'nün açık olduğunu, bu yola başvurursa Polat'ın çok daha fazla şeyler kaybedeceğini" anlatıyor ve de "Bıraktım ibra olmamayı, o oylamayı kazansa bile eğer oylamada ibra etmeme yönünde önemli sayılacak miktarda oy çıkarsa Polat'ın başkanlık koltuğunda oturmaya devam edemeyeceğini" belirtiyordum!.. Bugünkü tabloya bakalım; "Mali Genel Kurulda başkanlık divanı, bu genel kurulu ve kararlarını mahkemeye götürecek bir yığın hem esas, hem şekil ile ilişkilendirilecek öyle büyük hatalar yaptığı hâlde", Adnan Polat ve arkadaşları "mahkemeye gitmiyorlar"; belki de "son birkaç aydır verdikleri en doğru karar bu"; dahası Polat "Galatasaray'da büyük bir yönetim boşluğu ortaya çıkaracak bu yolu seçmeyecek kadar" aklı başında bir insan olduğunu gösterdi; yani "Galatasaray'ı mahkeme kapılarına düşürmedi"; o gün de biliyordum ki ve inanıyordum ki, "imzalı bir olağanüstü seçim genel kurulu talebi" için de düşürmezdi!.. Dahası, 650 kilometre öteden, Urla'dan, daha o günlerde, ben "Polat yönetimini sarsacak miktarda ibra etmeyen oy çıkabileceğinin kokusunu alabiliyorum" da, her gün sabah-akşam İstanbul'da, Florya'da, Galatasaray'ın içinde olan gazeteciler, yorumcular, hele hele "haberci" spor yazarı meslektaşlarım, nasıl "Polat yönetiminin ibra edileceğine adları kadar emin olabiliyorlardı"; işte benim için "asıl" cevap aranacak soru buydu!.. Mesleğe yeni başlamış, genç spor yazarı arkadaşlarım için yazıyorum; bu sorunun cevabı çok açık: Çok "haberci" arkadaşım, "olacak olanlar" yerine, "olmasını istediklerini, olacak zannettiklerini yazıyorlar"; araştırmıyorlar; yazdıkları haberin kaynaklarını dar tutuyorlar; habere sadece bir pencereden bakıyorlar, başka pencereler, kapılar, hatta bacalar olduğunu düşünmüyorlar!.. "Bunu" yorumcular yapabilir, ama "habercilerin yapmaması" gerek; zira, yorum "hürdür"; doğru ya da yanlış, yorumcu, "inandığını yazmakta hürdür"; ama habercinin "vazgeçmemesi gereken, vazgeçemeyeceği ilke" tektir; "haberin doğru unsurlar içermesi", dahası "doğru unsurların hepsini içermesi!.." Galatasaray camiası, daha "o" günlerde, "seçimli genel kurul için 1800'ü aşkın imza toplamışsa" ve de daha da toplamaya devam ediyorsa, "ibra konusunda riskin her gün artacağı" belli değil miydi?.. Adnan Polat'ı da, "genel kurula giderken" hatta durum genel kurul salonunda "apaçık görülecek kadar" ortadayken, hâlâ "bir hafta-10 gün düşüneceğim" ninnisine yönelten de, "işte" bu "yanlış değerlendirmeler" olmadı mı; bu yanlışı, spor yazarları yaptı, Galatasaray yorumcuları yaptı, en fazlasını da Adnan Polat'ın etrafında olan ve bir türlü aşamadığı, içine hapsolup kaldığı "dar çember" yaptı; hatta kendisi yaptı; yaptı da yaptı!.. Polat, "mahkemeye gitmezdi"; nitekim gitmiyor!.. Polat, "inat ederse, ibra edilmeyebilirdi"; nitekim edilmedi!.. Sonuç; herkese "ders olacak" bir tablo ile Galatasaray'ın, sporumuzun, kulüplerimizin gündemine girdi ve tarihe geçti!.. Artık "hiçbir şey", özellikle Galatasaray'da 27 Mart 2011 Cumartesi gününden "önceki" gibi olmayacak!.. Herkes bunu böyle bilsin!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.