Galatasaray “sadece futbol kulübü” değildir!..

Sesli Dinle
A -
A +

İtiraf etmeliyim ki, gönlü ilkokula başladığım yedi yaşından beri 80 yıldır “Sarı kırmızıdan yana olan” bir “spor seven ve yazan” olarak artık “yazmasam, futbol maçlarının hiçbirini seyretmek istemeyecek kadar” kırgın, kızgın ve küskünüm bu spor branşına… “Yazdığım için ‘mecburen’ seyrediyorum; acaba neden?..

 

Elbette, “Dünya futbolunun en büyük kulüplerinin ve en ünlü yıldızlarının finans oyunları, vergi kaçırmalar, şikeye bulaşmalar ile” savcılıkların ve hâkimlerin pençesine düşmeleri… FIFA / UEFA başta, dünya futbolunu yöneten kuruluşların başkanlarının “rüşvete bulaşmaları” ve de… Bu, “spora ihanet olan yozlaşmaya” Türkiye’de “futbolun, türlü, çeşitli çirkinliklere bulaşarak kulüplerin, medyanın ve federasyonların el ele kazdıkları kuyuya düşüşü” de eklenirken…

 

Galatasaray yönetimleri acıyan yarama tuz döktüler ve “Kulüplerinin Türkiye’ye getirdiği, ‘yenilmez armadalar” oluşturduğu, müzelerini “şampiyonluk kupalarıyla doldurduğu” spor branşlarını “ihmal ettiler”, hatta ihanet ettiler…

 

Basketbolda, voleybolda “sarı kırmızılı forma, içlerindeki sporcularla beraber” büyük rakiplerine “kum torbası” oldu. Nerede “atletizm”, nerede o rekortmenler; Balkanlardan, Akdeniz Oyunlarından altın / gümüş madalyalarla dönen Türkiye şampiyonları?..

 

“Tribünde oturan” gencecik futbolcuya “milyonlarca avro ödeyen” yöneticilerin, “sporun ana dallarına gereken yatırımı yapmamaları” sporu seven ve de hele hele “yazmak zorunda olan” benim gibi insanları “futboldan soğutmaz” da, ne yapar?..

 

Yakışıyor mu, basketbolda ve voleybolda Galatasaraylı kadınları “şamar kızları”, Galatasaraylı erkekleri “şamar oğlanı” hâline düşürmek, Galatasaray’a ve sizlere?..

 

Ey başkan Dursun Özbek, ey futbol başkan vekili Erden Timur ve de ey diğer Galatasaraylı yöneticiler, elbette futbolda yaptığınız atak, takdire ve alkışa şayandır.

 

Ama bilmeniz ve anlamanız gerekiyor; Galatasaray “sadece futbol” değildir.

Dikkat; Rashica satılmayacak, alınacak! 

Gazetelerden haber; “Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, 4-1’lik Alanyaspor galibiyetinden sonra stat çıkışında “Performansıyla dikkati çeken Milot Rashica’nın bonservisinin alınıp alınmayacağı konusundaki soruları cevapladı ve transfer sezonunun başlamasına daha zaman olduğunu hatırlatıp, ‘Rashica bizim için önemli bir oyuncu. Görüşmelerimiz devam ediyor. Kısmet’ dedi.”

 

Her maçında “oynadığı futbol, attığı ve attırdığı gollerle değerine değer katan” genç oyuncu, “Galatasaray formasıyla, transfer sezonun başlamasına kadar” transfer maliyetini” bakalım daha ne kadar arttıracak; merak etmiyor musunuz, Sayın Başkan?.. 

Fatih Tekke haklı mı?. 

İstanbulspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, “Fenerbahçe ile deplasmanda oynanacak karşılaşma öncesi “Kâğıt üzerinde olduğu gibi gitmiyor lig. Fenerbahçe’den Kadıköy’de puan alabilmek için çok şeyi yenmeniz lazım. İyinin üzerinde oynamanız lazım. Şunu söyleyeyim. Bizim her maçımız hayati maç. Hak ettiğimizin altında puan aldık. Maç toplantımda ‘üç sarı kartı olan futbolcularımı Fenerbahçe maçında oynatmayacağımı’ söyledim zaten. Giresun maçı çok önemli. Fenerbahçe önünde kadroda kim olacak çok önemi yok. Bunu da söylemem lazım kamuoyunun bilmesi lazım” demiş.
Sosyal medyada Galatasaraylılar, Fatih Hoca’yı yerden yere vuruyorlarmış…

 

İstanbulspor 28 puanla 15’inci sırada… Pazartesi günkü Fenerbahçe maçından sonra Giresunspor maçı var; 16’ncı sıradaki Giresunspor’un puanı 27…

 

“Düşme hattını ‘doğrudan’ etkileyecek” bir maç İstanbulspor-Giresunspor karşılaşması. 

 

Fetih Tekke’nin kararı, “yüzde 100 haklı”; “hayat memat maçına saklayacak” elbette “üç sarı kartlı” oyuncularını…

Hata ve düzeltme…

Dünkü “Galatasaray’ın 7 maçlık finişi” başlıklı yazımın sondan ikinci “…Galatasaray’ın, yarıştığı Fenerbahçe’ye, ‘hem ikili, hem genel averajda olan üstünlüğü’ de göz önüne alınırsa,

 

‘Fenerbahçe’nin şampiyonluğa ulaşması için hep kazanması ve de Galatasaray’ın 7 maçta, puan kaybetmesi gerekiyor”, şampiyonluğa ulaşamaması için…” paragrafında… 

 

“Galatasaray’ın 7 maçta 7 puan kaybetmesi gerekiyor, şampiyonluğa ulaşamaması için…” olacaktı… “7 puan”; işte şampiyonluk yarışındaki “kilit” sayı…

 

Özür diler, düzeltirim…

Şaka!..

Anlaşılıyor ki, Fenerbahçe’nin hocası Jorge Jesus, “Brezilya’ya uçmak için hedefine “Türk futbolunu ve yönetim sistemini koymuş” boyuna veriştiriyor…

 

Başkanı Ali Koç da, “Hakemler, Federasyon, MHK” demeden uykuya yatmıyor, her hafta Disiplin Kuruluna gidecek laflar ediyor, yanında da birkaç yönetici daha…

 

Çare… Bence, Futbol Federasyonu, “Fenerbahçe maçlarını yönetecek hakemlerinin seçim yetkisini Ali Koç Başkan’a…

 

“Galatasaray maçlarını yönetecek hakemlerin seçim yetkisini de Jesus Hoca’ya vermeli…

 

Bakalım “o zaman alınan kötü sonuçların ve taraftarı tatmin etmeyen futbolun bahanesi olarak” neler söyleyecekler?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.