Galatasaray'da giden ve gelecek olan!..

Adnan Polat'ı, "sorulara izin vermeyen" basın toplantısında, üzüntü içinde izledim; önündeki, "meçhul kişileri, ne anlama geldiklerini çok kişinin anlayamayacağı iddialar ile suçlayan" imalarla dolu "yazılı" açıklamayı "kelime kelime okuyan", onu bile okurken "zaman zaman takılan" Galatasaray Başkanı, "tıpkı stat açılışı gecesinde yaptığı gibi", basın toplantısı salonundan da, adeta kaçıp gitti!.. Bu "hüzünlü" tablo, şu "acı gerçeği", bundan böyle "tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde", çok açık olarak gösteriyordu; Galatasaray'da "seçimli" genel kurulu, "değil bir Asliye Hukuk Mahkemesi'nden alınan yürütmeyi durdurma kararı, Danıştay'dan bin tane Genel Kurul'un iptali kararı alınsa bile" kimse önleyemezdi!.. Polat, bir "kuru inat yüzünden" Galatasaray'a da, kendisine de, arkadaşlarına da yazık etmişti; hem de çok yazık!.. "Gitmek bilmeyen" ve bunu da "Başkan bırakmıyor" diye açıklamaktan "gurur" duyan bir "Adnan Sezgin" inadının, Galatasaray gibi 104 yıllık bir kulübü ne hâle getirdiğini, gün gün yaşayarak gördük; dileriz ki, bundan sonra, sadece Galatasaray değil, hiçbir Türk Kulübü "bu" duruma düşmemeli!.. *** İşte "böylesine bir acı tablonun yaşanmasına sebep ve sonuçları ile yol açan" 20'nci yüzyıldan kalmış ve "eskimiş" yapının değişmesi için Galatasaray, 14 Mayıs'taki genel kurulda , "akıl ve bilim temeli üzerine inşa edilecek çağdaş bir kurumsallaşmayı sağlayacak" bir başkanı ve yönetimi iş başına getirmelidir; getirebilirse, çok kişinin haklı olarak "felâket manzarası" olarak gördüğü bugünkü durumu, "fırsata dönüştürebilir" ve kurtuluşun da yolu budur!.. "Tüzük orada dururken" ve o tüzüğün içinde çok açık bir "yönetim kurulu görev ve yetkileri" maddesi varken, seçimdeki "şekli" düzenlemeye bakıp, "Galatasaray'da başkanlık sistemi vardır" görüntüsüne kapılanların ve de "örf-âdet-gelenek" masalları anlatanların devri artık kapanmalıdır, Galatasaray'da!.. Galatasaray, kulübüyle, şirketleriyle, sporuyla, sosyal yapılanmasıyla, taraftar ve medya ilişkileriyle, televizyonu ve dergisi ile "çağdaşlıkta ve kurumsallaşmada yeniden yapılanmayı gerçekleştirecek" bir başkana ve yönetime kavuşturulmalıdır!.. Bu yapılabilirse, Galatasaray Türkiye'de gene "çok önemli ve tarihi bir örneği ilk olarak başaracak" ve "bu örnek" sadece Galatasaray için değil, Türk sporu ve spor kulüpleri için de bir "devrim" olacaktır!.. Başkan'ın "temsil görevi yapacağı", yönetiminin ve genel kurulda seçilen diğer kurullarının "karar mercii" olarak sorumluluk üstleneceği, uygulamaların, yani "pratiğin" tamamen "uzman ve profesyonel" kişilere, dahası, "onlardan kurulacak" kurullara bırakılacağı bir "çağdaş" yapılanma!.. "Herkesin bildiği ve anlayacağı" bir slogan ile ifade etmek gerekirse, "Başkanların soyunma odalarına inmeyeceği bir sistemi, bir daha değişmeyecek bir şekilde Galatasaray'a getirecek" bir başkan ve yönetim!.. Elbette "başkan" ama "temsil eden ve yönetmeyi bilen" bir başkan, elbette "yönetim kurulu" ama "başkana tâbi olan" değil, "yöneten" bir yönetim kurulu, açıkçası ve özeti; "Ben" denmeyen, "Biz" denen bir "doğru" sistem, bir "sağlam" yapılanma!.. Ünal Aysal "bunu" başarabilir mi; açıklamalarından ve konuşmalarından anlıyorum ki yapabilir ve yapacaktır da; kariyeri, "yapabileceğinin teminatı olarak" görünüyor!.. "Başkanlık ve yönetim kadrosunu oluşturmak" için "hangi kıstasları gözeteceğine dair" söylediği birkaç cümle bile, onun "kendisinden önce" başkanlık yapmış ve de "tecrübeli" dediğimiz isimlerden "ne kadar farklı ve ne kadar doğru düşündüğünü" ortaya koyuyor!.. Ünal Aysal, Galatasaray Kulübü'nü, "21'inci yüzyılın büyük Avrupa kulüpleri ayarında bir çağdaş yapılandırmaya kavuşturabilecek" tecrübeye sahip, "başarılı" bir iş adamıdır; Türkiye'yi de, dünyayı da biliyor, parayı biliyor, organizasyonu biliyor, insan kaynaklarını biliyor, ticareti biliyor, işletmeyi biliyor, borcu, krediyi, geliri, gideri biliyor; dahası "idareyi ve yönetmeyi biliyor"; kadrosu da öyle olacak!.. Eğer sporu da, "iyi seçilmiş, dünyayı da, ülkeyi de iyi bilen" uzman profesyonellere teslim edebilirse, (ki, neden etmesin), Galatasaray için "bahar havası", eylül ayından itibaren geri dönebilir!.. İnanıyorum ki, dönecektir de!..