Galatasaray'da manzara!..

A -
A +

Bence, Galatasaray yönetimi "basketbol şubesi için" organize ettiği sistemin "tam benzerini" futbol şubesine getirmeliydi!.. Zira, bu yönetimin "basketbol şubesini yönetemeyeceği" nasıl ortaya çıktıysa, "futbol şubesini de yönetemeyeceği" iyice anlaşıldı!.. Galatasaray gibi bir kulübü, onun takımını "bu hale düşürmeye" kimsenin, ama kimsenin hakkı yoktur!.. Maalesef, "büyük ümitler beslenen" Özhan Canaydın - Ali Dürüst yönetimi, tıpkı Faruk Süren - Mehmet Cansun yönetimleri gibi, "ağızdan çıkan sözün arkasında durmamayı" marifet sayar hale geldi; milyonlarca Galatasaray taraftarıyla "eğlenir gibi", transfer olayını, tam bir orta oyununa çevirdi!.. Neydi verilen sözler? "Hasan meselesi ocak ayı başında hallolacak, alınacak yeni oyuncular, ikinci yarı çalışmalarının başlangıcına yetişecek ve takımla beraber İspanya kampına gidecek!.." Pooofff!.. Balon patladı!.. Bu defa "sadece" biri için, "Felipe ile takas edilen" Brezilyalı için "İş tamam, pazartesi gelip mukavele imzalayacak ve sonra da İspanya kampına gidecek" denildi. Hatta Fatih Terim'e bile "bu yönde" açıklamalar yaptırıldı!.. Pooofff!.. Pazartesi, "Brezilyalı yerine" Ali Dürüst'ten açıklama geldi: "Geleceğine gelecek de, ne zaman geleceğini bilemiyoruz!" Pazartesi gecesi "haberlerde" Ali Dürüst'ün kameralar karşısında "kem-küm" etmesini dinlerken, beraber olduğumuz "bir Galatasaray üyesinin Galatasaraylı annesi" aynen şunları söyledi: "Bunların cebinde akrep var da, ağızlarında neden fermuar yok!.. Her konuştukça, hem kendilerini mahcup ediyorlar, hem de bizleri... Üstelik durmadan da konuşuyorlar!.." Cumartesi günü "Uluçmarket"te "Galatasaray yönetimi, transfer konusunda papatya falı açmaya meraklı" diye yazdığımda, bazı Galatasaraylı dostlar serzenişte bulunmuşlardı!.. Şimdi görülüyor ki, transferi bıraktım, "Tamam" denilen oyuncunun bile "ne zaman geleceği", hatta "gelip gelmeyeceği" konusunda da "papatya falı açmaya" başladılar: "...Gelecek mi, gelmeyecek mi?" "Pazartesi mi gelecek, çarşamba mı, cuma mı?" Bravoooo!... Hey gidi günler hey!.. Özhan Canaydın'ın, "aday olduğunda", yaptırdığı arama konferansının sonuçlarının altına attığı imza ile "tekeffül ettiği" projeler ve hedefler dosyasını zaman zaman açıyorum da, "ne çabuk" eskitildiğini ve unutulduğunu görerek üzülüyorum!.. Hele hele "geleceğin başkanı" olarak nitelendirilen Ali Dürüst'ün "bu kadar kısa zamanda" kendisini "böylesine nasıl harcadığını" gören ve Galatasaray'ın yarınları adına ümitleri kırılan Galatasaraylılar'ın söylediklerini duydukça, üzüntüm daha da artıyor!.. Elbette Galatasaray, Faruk Süren'lerden, Mehmet Cansun'lardan kalan ve hâlâ uğraşılan "tortular" temizlenene kadar sıkıntıdan kolay kolay kurtulamayacak ama... İş bitiremeyen ve durmadan "lâfı geveleyip duran" yöneticilerle ve "sfenks" gibi duran ve susan bir başkanla "bu iş nereye kadar gidecek" o belli değil!.. Canaydın bilmeli ki; "kameralar karşısında gülmeyen bir yüzle, klişeleşmiş iki cümle söyleyip geçmekle" ciddi olunmaz, "verilen sözlerin tutulması" ciddiyetin ilk ve temel şartıdır!.. "Şu mektepler olmasaydı, maarifi ne güzel idare ederdim" diyen Maarif Bakanı'na benzemek için yarışan bir yönetim var karşımızda!.. "Şu basketbol olmasaydı... Şu voleybol olmasaydı..." diyerek ve "bunun gereğini" yapmaya çalışarak "Galatasaray'ı ne güzel idare edeceklerini" gördüler!.. Şimdi de "Ah, şu transfer olmasaydı... Şu futbol takımı olmasaydı..." demenin sınırına yaklaşıyorlar!.. Taraftarlarını da yaklaştırıyorlar!!. Alkışlar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.