Fenerbahçe oynaya güle, Beşiktaş güle oynaya "Avrupalı rakiplerini elediler" ve ön elemeleri geçtiler!.. Galatasaray ne yaptı?.. Sevgili Oğuz Dizer'in müthiş ve zıkkım gibi acı ironisindeki ifadesi ile "yeniden tarih yazdı"; hem de ne tarih: Şampiyonlar Ligi "ön eleme turlarından ilk defa yenildi, ilk defa elendi", üstelik "futbolcu kalite ve ağırlığı bakımından yarısı kadar olamayacak" bir takıma karşı!.. Kim suçlu?.. Yüzde 51 payla ilk sırada yönetim var; Skibbe - Ümit Davala ikilisini takımın başına getirdikleri, alınmaları zorunlu olan bir golcü ile bir sağbeki Steuau Bükreş maçlarına yetiştiremedikleri, böylece "borç içindeki" kulübü en az 10 - 12 milyon euro gelirden mahrum ettikleri için!.. İkinci sırada yüzde 25 payla Skibbe - Davala ikilisi yer alıyor; takımı bu maçlara hazırlayamadıkları, tertip ve taktik hataları yaptıkları, "oyuna müdahale etmeleri gereken" anlarda, saha kenarında "kilden heykeller gibi" durdukları için!.. Sahi, Denizli maçında dökülen takımı eleştirenlere ve "tehlike çanları çalmaya devam ediyor" diyenlere "Daha ne istiyorsunuz 4 gollü galibiyetten âlâsı mı olur; bu takım müthiş oynuyor" mesajı verenlerin ve hatta "bir de hakaret etmeye kalkanların", Bükreş'teki rezalet futboldan sonra, bilmem ki vicdanları sızlıyor mu?.. Son sırada yüzde 24 payla futbolcular var; "ruhlarını kaybetmiş", mücadele kabiliyetinden yoksun bir görüntü içinde "tur - galibiyet ve gol için" hiçbir şey yapamadan, çok kötü bir futbolla elendikleri için!.. Peki, kaybedilen maddi ve manevi değerlerin hesabını kim ödeyecek?.. Bugüne kadar kim ödemiş ki, "bugünküler" de ödesin?.. Yapanın yanına hep kâr kalıyor!.. Gene kaldı!.. > Ayın ilânı!.. Avrupa Kupaları'nda "oynatılmamak" üzere "ünlü" yabancı futbolcular alınacaktır. Bu futbolcularda aranan şartlar şunlardır: 1 - Son üç yılını ya sakat ya da yedek kadroda geçirmiş olmak!.. 2 - Ünü ile son yıllardaki kariyeri arasında "büyüklük" bakımından ters orantı bulunmak!.. 3 - Kulüpleri tarafından büyük bonservis bedelleri, menajerleri tarafından büyük komisyonlar ve futbolcular tarafından da oynasınlar, oynamasınlar yıllık 2.5 milyon euronun üstünde "garanti para" istenmiş olmak!.. 4 - Sezonu yarısını "sakat olarak evde", dörtte birini de "yedek olarak kulübede" geçirmeyi garanti etmek!.. Bu şartlara uyanların AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin Bey'e başvurmaları ve Haldun Üstünel Bey'in testinden geçmeleri gerekmektedir. Futbol hayatınızın son yıllarını yorulmadan, keyfinizce, huzur ve bolluk içinde geçirmek istiyorsanız, mutlaka müracaat ediniz. Ödemelerde meydana gelecek gecikmeler için sigorta yaptırılacaktır. FIFA'ya müracaat da serbesttir. Başkan Adnan Polat > Fenerbahçe'nin işi zor!.. Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe "grup olarak" çekebileceği "en iyi" iki gruptan, "biraz daha zorlu" olanında yer aldı!. Buna rağmen işi zor!.. Arsenal'in de, Porto'nun da, Dinamo Kiev'in de güçleri ortada!.. Ama Fenerbahçe "Avrupa Kupaları'nda nasıl mücadele edileceğini" öğrendi; Aragones gibi "kurt" bir hocası da var!.. "Partizan'ı zor elediler"; eksiklerini, hatalarını gördüler; Porto maçına kadar gereken rötuşlar mutlaka yapılmalı; yapılacaktır!.. Kısacası Fenerbahçe cephesinde "ümitten fazlası" var!.. > Beşiktaş'ta manzara!.. Beşiktaş'ın UEFA Kupası elemesindeki maçını keyifle ama düşünerek izledim!.. Siyah-beyazlıların müthiş bir hücum zenginliği var, "Delgado - Bobo - Holosko" üçlüsü son yılların "en güzel" hücum şovlarını yaparak goller atıyorlar, attırıyorlar; seyretmek müthiş bir keyif!.. Ama Beşiktaş'ın müthiş bir defans zaafı da var; onun için çok gol atar, çok da gol yer!.. Merak ettiğim; "zayıf" bir rakibin önünde bile "hava trafiğinde Beşiktaş kalesinin önünü yol geçen trafiğine döndüren" o iki "uzun" yabancıyı ne kadar aradıkları ve nasıl buldukları?.. > Rüyalar gerçek olsa!.. Neden getirdiler Skibbe'yi, belli oluyor!.. Borussia Dortmund ve Bayern Leverkusen'den kovulan bir teknik adamı Türkiye Şampiyonu Galatasaray'ın başına neden getirirler ve de hem Galatasaray Futbol Takımı'nı, hem de Skibbe'yi harcarlar?.. Bilinçaltlarında yatan "Galatasaray'ı geçen yıl teknik adamlar değil biz şampiyon yaptık, bu yılda Avrupa Kupaları'nda başarıdan başarıya koşturacağız" tutkusu için!.. Aslında "bu işi Şampiyonlar Ligi'nde yapamayacaklarını biliyorlardı"; onun için "golcü işini savsakladılar", takımı UEFA'ya düşürdüler; rüyalarında "Fenerbahçe'nin Stadı'nda UEFA Kupası finali oynamayı" görüyorlardı; şimdi o yolculuğa çıktılar!.. Elbette "yukarıdaki satırlar" biraz abartılı, ama "gerçeklerden tamamı ile uzak değil"; gördüğümüz manzara bu senaryoya uygun!.. Ne diyelim; ümit fakirin ekmeği; ye Memet ye!.. İnşallah rüyalar gerçek olur!.. > Oğuz Sarvan düşünsün!.. "Bugün" Antalyaspor - Beşiktaş maçındaki "hakemlik adına üzünülmesi gereken görüntüler" gözümün önünde "ben" yazacaktım, "dün" sevgili Ömer Faruk Ünal "Maraton'a şirin görünmek" başlığı ile yazmış; elbette Ömer Faruk'un yazmış olması çok daha anlamlı; bu yüzden "ben yazmıyorum", onun yazdıklarını "satır başları" ile sütunuma alıyorum:: "MHK'nın 2.hafta tayinlerinde 'en tuhafı' Kayserispor - Galatasaray maçına Bünyamin Gezer'in verilmesidir. 'Küçük' takım oyuncusunu fırçala, azarla ... 'Büyük' takım oyuncusuna gülücük dağıt. Bunun adı otoriter hakemlik değildir. Bünyamin Gezer'in mükafatı 2. hafta maç vermek olmamalıydı. Sakın 'Hakem bulamadık' demeyin. En az 5 hakem çıkardı bu maçı yönetebilecek nitelikleri olan... Maraton"a şirin görünmek bu olsa gerek. Şansal Büyüka Silivri'de Bünyamin Gezer'in sahadaki duruşunu beğendiğini ısrarla söylemişti ya... Gezer'e övgüler dizmişti Sayın Büyüka..."