Galatasaray’da tablo; gri!...

A -
A +

Yooo, bu kadarı da fazla; iş iyice komediye döndü; Galatasaray Divan Kurulu toplantılarında ortaya çıkan bir tablodan ve toplantıları yöneten Kurul Başkanı’nın uygulamalarından söz ediyorum.
Tablo şöyle: Çarşamba günkü toplantının başında, eylül toplantısında “tam bir söz yaka paçası ile” konuşması Divan Kurulu Başkanı tarafından defalarca kesilen ve “sözlerini tamamlayamadan toplantı bitirilen” Avukat Tayfun Akçay, durumu anlatan bir konuşma yaptı ve “o bölümün toplantı tutanaklarına alınmamasına itiraz ederek”, eklenmesini istedi. 
Kurul Başkanı ise, “Bu kulübün eski başkanları hakkında bu kürsüden ileri geri konuşulmasına müsaade etmem. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur” anlamına gelen ifadelerle “otoriter” bir tavır sergiledi. 
Amma,  toplantının sonunda söz alan sevgili meslektaşımız Fatih Altaylı’nın, rahmetli Başkan Özhan Canaydın’ı hem de “ağır şekilde itham eden” ima ve sözlerini “sesinizi çıkarmadan” dinledi. Hatta kürsüden inerken bir de “Az geliyorsunuz ama pir geliyorsunuz” anlamına gelen sözlerle iltifat edip, alkışlattı; bu nasıl bir “tarafsızlıktır?..”
Avukat Tayfun Akçay’ın sözleri ve Divan Kurulu Başkanı’nın ona yaptığı muamele ile gazeteci Fatih Altaylı’nın sözleri ve ona yaptığı muamele, eylül ve ekim aylarının tutanaklarında yazılı, kayıtları da GS TV’de…Oturun ikisini hem zabıtlardan, hem de kayıtlardan izleyin; bakın bakalım Galatasaray Divan Kurulu Başkanı “nasıl” bir çelişki içindedir, görün!..
Bir de duyuyorum ki, “Galatasaray Kulübü tarihinin en önemli toplantılarından biri olacak” diye nitelenen 22 Ekimdeki olağanüstü genel kurulunu yönetecek olan da oymuş ve “genel kurul başkanlığı için tek aday olarak” üyelerin oylarına onun adı sunulacakmış!.. 
Bilmiyorum, acaba bir “oldubitti” senaryosunu mu seyrediyoruz; yoksa “gerçekten “her şeyin konuşulacağı, tartışılacağı” bir genel kurul mu olacak?.. 
Divan Kurulu toplantısında, ön sıralarda, Galatasaray Dergisi’nde “Galatasaray’ın kuruluş tarihi için yapılan komik ve de elbette acı hatayı” kürsüden ifade etmeye çalışan Prof. Dr. Ahmet Özdoğan’ın sözlerini kesen, konuşturmak istemeyen bir küçük grup vardı. Ne var ki, Divan Kurulu Başkanı, bu gruba sessiz kaldı, “Beyler susun Sayın Özdoğan konuşsun” diyemedi, seyretti. Bu tutumu sergileyen İrfan Aktar’ın “eğer seçilirse”, bu çok hassas ve kritik olağanüstü genel kurulu “başkan olarak” nasıl yöneteceğini doğrusu ya çok merak ediyorum!..
Gelelim, toplantının asıl konusuna. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, samimi görünen tutum ve “şeffaflık gösterisi” ile ve de “Galatasaray’ın kurtulması için zorunludur” diyerek “Riva / Florya Paketi’ni uzun uzun anlattı. 
Ne var ki, kürsüye çıkan ve “Bu paket projesini destekliyorum, herkes desteklemelidir” diyen üyelerin bile “tereddütler içinde oldukları”, dikkati çektikleri hususlar ve sordukları sorularla toplantının gündemine oturdu!..
“Riva ve Florya tek paket içinde bir daha dönmemek üzere elden çıkarılırken”, oluşturulmak istenen “Borçlar bitecek, bankalara her saat başına düşen 5 bin dolarlık faiz yükü kulübün sırtından kalkacak” pembe algısının “kolay gerçekleşmeyeceği” ve “önemli riskler taşıdığı” çok açık olarak ortaya çıktı.
Sözleşmenin yürürlüğe girmesi ve Riva projesinin başlaması hâlinde, “banka borçlarının hemen kapatılamayacağı” anlaşılıyor, borçların ödenmesi, ya “en az 5-6 yıllık bir zamana yayılıyor” ya da “zaman içinde gelmesi garanti olan gelirlerin peşin peşin bankalara kırdırılması” ikinci çözüm olarak masaya konuyordu. Yani, “birinde faizler giderek azalsa da devam edecek, ötekinde ise Galatasaray’ın kasasına girecek net para önemli ölçüde azalacaktı”; işte bu durum, anlatılan “pembe tabloyu” grileştiriyordu!.. 
Dahası, “Neden hâlâ bazı problemleri olan Riva’ya öncelik veriliyor da, hemen  ihaleye hazır Florya sonraya bırakılıyor” sorusunun cevabı da askıda kaldı; verilemedi!..
“Projeye Riva ile başlanması”, Riva arsasının etrafında “büyük değer kazanacak” arsaları olanlara “tam bir yeni yıl müjdesi” olacak; Çarşamba günkü tablo, “Galatasaraylılardan çok” onları çok memnun etmiştir!.. 

Bilmiyorum, acaba bir  “oldubitti” senaryosunu mu seyrediyoruz; yoksa “gerçekten “her şeyin konuşulacağı, tartışılacağı”  bir genel kurul mu olacak?.. 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.