Galatasaray'da yeniden diriliş!..

A -
A +

Kâbus bugün bitiyor!.. Galatasaray üzerindeki "Özhan Canaydın ipoteği" kalkıyor!.. Zor günler "hemen" bitmeyecek ama, çoktandır "ümit kesilen" ama "Godot'yu bekler" gibi beklenen "ümit güneşi" Galatasaray'ın üzerinde yeniden doğacak; Galatasaraylılık ruhunun ve heyecanının rüzgârı, sarı - kırmızılı bayrakları yeniden dolduracak!.. Diyor ki, Adnan Polat: "Size pembe tablo çizmeyeceğim. Hoşunuza gidecek vaatler vermeyeceğim. Ciddi sorunlarımız var. Ancak her şeyin üstesinden gelebilecek bir kültürün içinden geliyoruz. Özlenen Galatasaray için devrim niteliğinde radikal kararlar alacağız. Ancak biz bunu; köklerimizi, geleneklerimizi, özümüzü kaybetmeden yapacağız." İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in 2. Dünya Savaşı sırasında "göreve geldiğinde" İngilizlere "Size kan ve göz yaşı vadediyorum" diye başlayan ünlü konuşmasını andırıyor, Polat'ın sözleri!.. Polat, Galatasaraylıdır, Polat tecrübelidir!.. Yeter ki, camia ona ve arkadaşlarına "makûl ve yeterli" bir "iyi niyet süresi" tanısın ve arkasında dursun!.. "Kaliteli" bir kabine kurdu; inanıyorum ki zorlukları aşacak ve başarılı olacaktır!.. Hayırlı olsun!.. Amatörler ordusu!.. Özhan Canaydın ve ekibinin "sadece Ribery olayında Galatasaray'a kaç milyon euro kaybettirdiği" ve "metelik alamadığı gibi", üstelik bir yığın avukatlık ücreti ve mahkeme harcı verdiği de biliniyorken. Yıldırım Demirören ve ekibinin "Verin 1 milyon euro, hakkımı helâl edeyim" diyen Del Bosque'a "Metelik vermeyiz, sen Beşiktaş'a borçlusun" cevabını vererek "nanik" yaptıktan sonra, şimdi bu ayın sonuna kadar "7 milyon 834 bin euro ödemek zorunda kaldığını" açıklaması ortada iken. Bitmedi; "150 bin euro verin, ibralaşalım" diyen Tigana'ya da "nanik yapan" Demirören ve ekibinin şimdi "2.3 milyon euro" ödemesi mecburiyeti sıraya girmiş iken. Buyurun yeni olaya bakın: Trabzonspor, Rubin Kazan'a 8 milyon 700 bin euroya sattığı Gökdeniz için "Rus kulübünden teminat mektubu bile almamış!.." Ya ne yapmış; Gökdeniz'den "senet" almış!.. Rus Kulübü de daha başta "vecibelerini yerine getirmemeye" başlamış!.. Eh şimdi sıra geldi, Trabzonspor yönetiminin "Gökdeniz'in verdiği senedin üzerine kaymak koyup" yemesine; şifa niyetine!.. Söyleyin bana; "amatörlerin bile yapmayacağı" bu "komik" hataları yapan sorumlular "en büyük" kulüplerimizi yönetiyorsa, futbolumuzun "bataktan kurtulması" mümkün mü?.. Hadi canım, siz de!.. Bu da spor medyamız!.. Türkiye'nin en büyük, en çok ve spor servisine en çok yatırım yapan gazetelerinden birinde, hadi adını da yazayım, Sabah'ta çıkan "şu" habere bakın: "Başkan olmasına kesin gözüyle bakılan ve dün yönetim kurulunu tanıtarak adeta gövde gösterisi yapan Adnan Polat'a yönelik muhalefet de tam gaz devam ediyor. Hem Polat'ı, hem de başta Şardan ve Üstünel olmak üzere listesindeki birçok ismi istemeyen önemli sayıda üyenin yarın yapılacak seçimde beyaz liste formülüne gitmesi bekleniyor. Çoğunluğunu, muhafazakar kanattan üyelerin oluşturduğu grubun, protesto amacıyla Polat'a oy vermeyecekleri ve beyaz liste hazırlayacakları konuşuluyor. Bu üyelerin bir kısmı, dün Polat'ı dinlemeye geldi ancak fikirlerini değiştirmedi. Polat'a ve ekibine karşı çıkan grubun seçimden sonra da muhalefetini sürdüreceği söyleniyor. Özellikle; Galatasaray'ın taşınmazları, mali yapıdaki köklü değişiklikler ve tüzükle ilgili projelerin genel kurulun önüne gelmesi durumunda Polat ve ekibinin zor anlar yaşayabileceği camiaya yakın kaynaklardan sızan bilgiler arasında. Haber!.. "Söylenti" ile başlıyor, "sızan" ile bitiyor; "böyle" haber olur mu?.. "Böyle" bir "yorum" yaz; tamam, "kulis" yaz; o da tamam, ama haber?.. Acaba, "cumartesi günü yapılacak olan" kongre, Fenerbahçe kongresi olsaydı, "böyle" bir haber(!), Sabah'ın spor sayfasında, kongreden "bir gün önce" olur muydu, olabilir miydi?.. Nuri Gücüyener!.. Türk sporunda "iz bırakan" genel müdürlerden biri idi Nuri Gücüyener; "ölüm haberini" dün sabah internette okuduğum zaman 40 yıl önceye gittim; Ankara'daki gazetecilik günlerime ve "onunla olan" sevgi - saygı ve dostluk dolu gazeteci - genel müdür ilişkilerinin sürüp gittiği 1964 - 67 yıllarına!.. Ordu Spor Teşkilatı'nı kurduktan sonra "askerlikten emekli olmuş", bu defa "sivil" spor teşkilâtının başına, o zamanki adı ile Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne getirilmişti!.. "Reklamı sevmeyen" ama "önemli işler yapan" bir genel müdürdü; onun zamanında başlatılan ve bitirilen birçok stat ve spor salonu bugün hâlâ Türk sporcularının hizmetindedir!.. Ruhu şâd olsun ve nur içinde yatsın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.