Galatasaray'daki asıl sorun!..

A -
A +

Özhan Canaydın - Ergun Gürsoy ve Belçikalı Gerets'in "iş başında olduğu bir süreçte" Galatasaray Futbol Takımı'nın "başarıya ulaşması mümkün değildir!.." Bir adım daha atalım: Özhan Canaydın'ın ve Ergun Gürsoy'un başında bulundukları bir yönetim döneminde, Galatasaray'ın sportif alanda başarıya ulaşması mümkün değildir!.. Bir adım daha atalım: "Bu ikilinin Galatasaray'ın başında geçirdikleri her gün"; Galatasaray'da işlerin düzelmesini "daha zorlaş tırmakta" ve "yeni gelecek" başkan ve yönetim için "Allah yardımcıları olsun" dualarının dozunu arttırmaktadır!.. Elbette, Özhan Canaydın "saygıdeğer bir insan" ve "iyi bir Galatasaraylıdır!.." Elbette, Ergun Gürsoy da "saygıdeğer bir insan" ve "iyi" bir Galatasaraylıdır!.. Amma. Özhan Canaydın olarak, Ergun Gürsoy olarak!.. Uzun yıllar Galatasaray için "önemli sorumluluklar yüklenmelerine ve kulübe gerçekten vefakârca hizmetler vermelerine rağmen", bugün "ağır yükün altından kalkamamışlar", kalkamayacakları da görüldüğü ve camianın güvenini kaybettikleri ortaya çıktığı hâlde, koltuklarda oturmakta ısrarları yüzünden, Galatasaray Başkanı ve Başkan Vekili olarak üzerlerine "gölge" düşürmüşler, "Galatasaraylılıkları" konusunda da, "iş başında kalmak inatları" yüzünden, tereddütler uyandırmışlardır!.. Hiçbir Galatasaray Başkanı, hem de Ali Sami Yen Stadı'nda oynanan bir Fenerbahçe maçında, "komik gerekçeler göstererek" Şeref Tribünü'ne gelmezlik etmez, edemez; bu düpedüz kaçıştır!.. Aslında yapacağı şey, "tribünlerden kaçmak değil"; başkanlık koltuğunu bir an önce terk etmektir!. Hiçbir Galatasaray Başkan Vekili'nin, "Galatasaray taraftarını", hem de "haklı olduğu ve efendice gösterdiği isyanında" böylesine küçük düşürmeye, onlara hakaret etmeye, "Vızıldıyorsunuz" demeye hakkı yoktur, olamaz!.. Aslında "vızıldamaması gereken" kendisidir!.. Zira, Canaydın - Gürsoy döneminde, Galatasaray hiçbir sportif alanda "Aslan gibi kükreyememiş", sadece ve sadece "vızıldamıştır!.." "Fenerbahçe'yi yücelten" bir Başkan Vekili ve "Galatasaray'ı küçülten" bir Başkan ile Galatasaray nereye kadar gidebilir?. İşte, "koca" Galatasaray'ı getirdikleri yer ortadadır ve burasıdır!.. Tam "kendilerine" uygun ve "dünya standartlarına" göre "sıradan" bir teknik direktöre teslim ettikleri futbol takımının "hâli pür melâli" de ortadadır!. En önemli derbi maçından önce "verileceğine söz verilen" birikmiş transfer taksitlerinin ve primlerin ödenmediği ve ödenmeyeceği ortaya çıkınca, mazeret olarak "Derbi maçlarından önce para ödenmek takıma uğur getirmiyor" demek, "ülkenin Avrupalı penceresi olmakla övünen ve müspet ilimler okutan" bir eğitim yuvasının temeli üzerinde yükselen "büyük" bir kulübün "mali işler sorumlusuna yakışmakta mıdır?.." "Sadece" bu örnek bile, Özhan Canaydın ve yönetiminin "sadece sportif değil, mâli ve idari olarak da, Galatasaray'ı nasıl küçülttüğünü ortaya koymuyor mu?.." Anlaşılıyor ki; ne yapılırsa yapılsın; Canaydın ve Gürsoy ikilisi, mart ayındaki Genel Kurula kadar "koltuklarında oturacaklar!.." Ancak, "yeniden aday olmayacaklarını açıklarlarsa", camiayı da, taraftarı da "bu son derece gergin havadan kurtarabilirler!.." Eğer, "gerçekten iyi birer Galatasaraylı iseler"; bu açıklamayı bir an önce yapmalıdırlar!.. Kendilerine de, Galatasaray'a da daha fazla "yazık etmemelidirler!.." Onlar için, "hatırlarda iyi kalabilmek bile" bir kazançtır; "olmayacak duaya amin demekte ısrar", onları da tamamen bitirir, Galatasaray'ı da "dipsiz bir kuyuda" çok daha derinlere iter!.. Neden anlamıyorlar?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.