Galatasaray'daki düztaban kim?

A -
A +

Özhan Canaydın da, Felkamp da, "onları destekleyen" Galatasaraylılar ve yazar - çizer - yorumcu takımı da iftihar edebilirler; OFTAŞ'ın "rezil ettiği" bir sarı - kırmızılı takımı camiaya hediye ettikleri için!.. Adam utanmadan, sıkılmadan "Gidin hesabı futbolculardan sorun" anlamına sözler söylüyor; Çarşamba gecesindeki o skandal futbol ve sonuç üzerine!.. Sanki o takımı sahaya o çıkarmamış, taktiği o vermemiş, bu futbolcuları mevsim başından beri o çalıştırmamış, dahası, "takım 2 - 0 mağlup iken, sahaya art arda oyuna defans oyuncularını o sokmamış" gibi!.. "Yüzü bile kızarmıyor" desem, olmaz; zira yüzü zaten kıpkırmızı!.. Böylesine pişkin bir hoca herhalde Galatasaray'a çok az gelmiştir!.. Yazıp geliyorum; böyle başkana, böyle hoca; tencere yuvarlanmış, kapağını bulmu ş!.. Başkan'ı ondan daha pişkin!.. Başkanlığa adaylığını koyduğunda "altına imzasını attığı" vaatlere bir bakın, bir de Galatasaray'ı bugün hangi noktaya getirdiğini görün ve de "son derece riskli" sağlık problemlerine rağmen hâlâ başkanlık peşinde koşuşturmasına bakarak onun nasıl bir "pişkin" olduğunu anlayın!.. Ben onun yerinde olsam, değil başkanlık kulislerinde herkesi kucaklayıp, öpmek ve el sıkmak yarışına girmek, aksine "utancımdan" evimden çıkmaz, yeni gelecek olanlara yolu "sessizce" açardım!.. Diyorlar ki, bazıları; "Efendim tamam gitsin de, kim gelecek?.. Ortada bu işi götürecek isim var mı?.." Galatasaraylılar şu hususu iyi bilmelidirler; "kim gelirse gelsin", daha iyi olacak, daha iyi şeyler yapacaktır!.. "Başkanlık" konusunda Canaydın'dan daha başarısızı olamaz!.. Bitirdi, Galatasaray'ı!.. Her şeyi ile bitirdi!.. Ruhundan, coşkusundan, heyecanından, tribünlerdeki, seyircisine kadar!.. Neden gelsin seyirci maça?.. Durmadan saçmalayan bir "yaşlı" hocanın, "oyuncağı zannettiği" ve "ipe sapa gelmez" tertip ve taktiklerle sahaya sürdüğü "sözüm ona" bir takımı kim seyretmek için bu karda kışta "onca parayı da ödeyerek" maça gelir?.. Osman Tamburacı gibi "Galatasaray ûleması" yorumcuların, "tamamen Hakan Şükür düşmanlığına takıntılı" olarak sürdürdükleri "Feldkamp ve genç kadrosu çok başarılı, Feldkamp yarınların Galatasaray'ını oluşturuyor" palavralarının "ne menem şey olduğu" OFTAŞ maçında açıkça görüldü; "geleceğin çok büyük yıldızları olacak" bu gençler, neymiş "koşuyorlarmış, mücadele ediyorlarmış"; mücadelenin nasıl yapıldığını, koşmanın "faydaya nasıl dönüştürüldüğünü", genç ve "ünsüz" futbolculardan kurulu Ankara ekibi, Feldkamp'lara da, Feldkamp hayranlarına da gösterdi!.. Koşmaktan, mücadele etmekten aciz, ne yaptığını bilemeyen bir ruhsuzlar ordusu sahada!.. "Sinek vızıldasa" haftalarca "oynamak bir yana", takımla bile çalışamayacak duruma düşen bir "sakatlar ordusu" öte yanda!.. "Galatasaray'ın nasıl çalıştırıldığını ortaya koyacak" bundan daha net bir tablo olabilir mi?.. "Futbolcuları tarafından sevilmediği", Galatasaray'la yatıp, Galatasaray'la kalkan spor yazarı ve yorumcuların diline pelesenk olmuş bir Hoca'nın "ortada sıçan" antrenmanları da, "disiplin" uygulamaları da, "unutkanlığı" da futbolcu kadrosu içinde "mizah konusu" yapılmaya başlanmışsa ve yöneticiler hâlâ "durumun farkında değillerse", futbolcuları suçlamakla bir yerlere varılamayacağı ortada değil mi?.. Daha da kötüsü; Galatasaray, bu başkan ve bu hoca ile "bugünleri de arayacaktır"; yazın bir kenara!.. Kim ki, bu başkanın ve bu hocanın arkasında duruyor; Galatasaray'a en büyük kötülüğü yapıyor!.. Yeni gelecek yönetimler, onların her geçen gün, Galatasaray'a verdikleri zararı, yarın aylarla, yıllarla çaba harcayarak ortadan kaldıramayacaktır!.. Herkesin haberi ola!.. Stat konusunda da "son gelişmeler", işin mahkemelere düşmesi; "Galatasaray'ı kurtardık" diye ortada dolaşanların ümitlerini "Kaf Dağı'nın arkasına taşıyabilir"; ortada "karanlık bir tablo" var!.. Çıkan haberlere ve ortaya atılan iddialara karşılık, Başkan'ın "sus pus olması", onun yerine kimi gazetede "eski", kimi gazetede "hâlen" başkana danışmanlık yaptığı belirtilen bir zâtın "konuşması" Galatasaray'ın nasıl yönetildiğinin bir başka göstergesi!.. Stat konusunun mahkemelere düştüğü haberini okuyunca "hemen" şunu düşündüm: "Bu kadarı da olmaz; Galatasaray'da bir düztaban var mutlaka", var da "acaba" kim?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.