"Galibiyet serileri" güzel ama ya baskısı?..

A -
A +

"Rekor baskısı" futbolcuları etkiliyor mu?.. Yok "6'da 6", yok "9'da 9 olur mu" fantezilerinin özellikle "Türk" futbolcuları "psikolojik" olarak etkilediği muhakkak; hatta belki de "bazı" yabancıları da etkiliyordur!.. Daum'un ne düşündüğünü bilmiyorum ama, Rijkaard "işin farkında" ve gülüyor; içinden de kızdığına eminim!.. Sanıyorum, "rekor baskısını ve zararlarını" futbolcularına anlatıyor; "böyle fantezilerle fazla ilgilenmemelerini ve etkilenmemelerini" öğütlüyordur!.. Rijkaard biliyor ki, "önemli olan şampiyonluktur, mevsim başı galibiyet serisi değil!.." "Mevsim başı galibiyet serisinin rekordan çok daha fazla önemli olan tarafı" ise "rakipler daha tam hazır olmadan cebe konan üçerlik puanlardır!.." Gene iyi biliyorum ki, Rijkaard, "bu rekor fantezi serisi bir maçta kırılsa", rahatlayacak ve futbolcularının medyanın devamlı üzerine gittiği bu yararsız Fenerbahçe - Galatasaray çekişmesinin baskısından kurtulmasına, "puan kaybına ya da kayıplarına rağmen" memnun olacaktır!.. "Taraftar Memnuniyeti" tartışılmalı!.. Önümde bir kitapçık duruyor; "Taraftar Memnuniyeti!.." Türkiye Futbol Federasyonu yayınlamış, yazarı Dr.Erden Or!.. "Taraftar ve kulüpler üzerine" yazı yazan, yorum yapan herkesin okuması gerekli olan bir kitapçık bu; federasyona ve Dr. Erden Or'a teşekkür ederim. Kitapta "taraftar memnuniyeti ve sadakati" ile "doğrudan" ilgili "en önemli" faktörler, şöyle sıralanmış; "Sportif başarı - Kulübün geçmişi - Takım kadrosu - Stadyum - Lisanslı ürün kalitesi - Tesisler." "Memnuniyetsiz taraftarın tepkisi" ise şöyle; "Maçlara gitmeme - Lisanslı ürün almama ve sahte ürünlere yönelme - Şiddet ve düzensizlik çıkarma - Yayıncı kuruluşa olan aboneliği iptal ettirme - Takım değiştirme ve takım tutmama." Araştırma göstermiş ki, bu sıralamaların "kulüp bazında bazı istisnaları var" ama "genel tablo" böyle!.. "Bunları neden yazdım"; şunun için; günlerdir "Kasımpaşa 100 liraya kombine bilet satmış da, kimseler almamış da, onları almayanların, şimdi bir maçın bilet fiyatının 120 lira olmasına itiraz hakları olur muymuş" tartışmaları sürüp gidiyor; "tartışanlar" bu kitapçığı okusalardı, belki bu tartışmayı yapmayacaklardı, "yapacaklarsa" da, tartışma böyle "kahvehane atışması" şeklinde olmayacaktı!.. Ayıp!.. "Kendisine ya da kulübüne yapılsa", kıyametleri koparacağı, dava üstüne dava açacağı bir "delilsiz, şahitsiz, senetsiz, sepetsiz" iddiayı, Türk Basketbolu'nu "ayakta tutan" kulüplerimizden birine "yapıştırmak istediği için" Aziz Yıldırım'ı kınıyorum!.. Neymiş, "Fenerbahçe maçlarında oynayan bir oyuncuda doping çıkmış", eee?.. "Bu diğer Efesli oyuncuların da dopingli olabileceğinin karinesi imiş", Federasyon olaya el koyup araştırmalıymış!.. Vay canına, sevgili okurlarım, vay canına!.. Daha "Kerem'in dopingle ilgili devam eden sürecinde, doping listesinde bulunan maddeyi nasıl ve neden aldığı ortaya çıkmamışken, bu maddenin güç arttırıcı bir madde olmadığı uzmanlar tarafından söylenirken", birdenbire "bireysel bir olayı", tamamen çarpıtarak, "başka Efesli oyuncuların da dopingli olabileceğini" öne sürmek, bilmem ki "insaf" ile bağdaşır mı?.. Elimizi vicdanımıza koyarak "şu" soruya cevap arayalım: Tam tersi olsa ve Efes Başkanı "Fenerbahçe'yi böyle itham etse", Aziz Başkan - Fenerbahçe Kulübü - benim anlı ve de şanlı medyam ne yaparlardı?.. Anlarım, elinde "geçerli delillerin vardır, belgelerin vardır, şahitlerin vardır, raporların vardır", koyarsın ortaya, alnından öperim; ama "bunlar yoksa" yapılan, yapılmak istenen nedir?.. "Koca" bir kulübü ve bir çok "temiz" ve de "bunca defa milli formayı giymiş" sporcuları "lekelemeye kalkışmak" ne demektir?.. Ne olacak bu işin sonu?.. Bu yazıyı "dün sabahın erken saatlerinde yazıyorum" ve "gazetelerin yazdığına göre" Ankaragücü - Ankaraspor olayının cezalarına itirazın Tahkim Kurulu'nda görüşülerek "karara bağlanacağı" toplantıya daha 8 - 10 saat var!.. Dileğim "kulaktan kulağa fısıldandığı" şekli ile bir karara varılması!.. Yani, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun bu konudaki kararlarının iptal edilerek, "Ankaraspor'un ve tabii Ankaraspor'a sahip olan şirketin satılabilmesi için makûl bir sürenin verileceği" bir kararın çıkması!.. Hukukun da, mantığın da, insafın da gereği "böyle bir karar" olur!.. Ankaraspor cenahından gelen haberler, "böyle bir karar çıkarsa, gereğinin yapılacağı" yönünde!.. Böylece, hem "kaos", hem de "topal lig süreci" ortadan kalkacak, "normal" avdet edecek ve de mahkeme - tazminat kavgaları bitecek!.. Ankaraspor'un oynamadığı maçlar da "araya sıkıştırılarak" oynanacak!.. Ya "Disiplin Kurulu'nun kararları onaylanırsa", işte "bu çok yanlış olur" ve kavga sürüp gider, nereye kadar gideceğini de kimse tahmin edemez!.. İşin bu tarafı "böyle" iken, bu arada "asıl" başka bir cephe daha açıldı!.. MKE Ankaragücü'nün "Makine Kimya Endüstrisi" kanadı, mahkemeye müracaat ederek, "Ahmet Gökçek ve arkadaşlarının yönetime seçildiği olağanüstü genel kurulun iptalini" istedi!.. İddialar ciddi ve hatta "spor adına" tüyler ürpertici; dava dilekçesinde "Dernek Başkanı Cemal Aydın tarafından MKE kökenli üyelerin kaydının silinerek, Cemal Aydın-Melih Gökçek ekibi için 400 üye kaydı yapıldığı ve MKE çalışanlarından oluşan 146 kişinin üyelik talebinin tüzüğe aykırı olarak kabul edilmediği" iddia ediliyor!.. Buyurun cenaze namazına!.. Başarılar Hakan!.. Hakan Şükür, "TV yorumculuğunu başarı ile sürdürürken", şimdi de "Fanatik'te yazmaya başladı"; kutlarım ve "futbol yazarlığında" da başarılar dilerim. Hakan Şükür, "akıl olarak da, bilgi olarak, kişilik olarak da" futbol yorumculuğumuz için büyük bir kazançtır!.. Elbette "yeni başladığı bu meslekte" bazı hataları olacaktır, olmuştur da; hangimiz "benzer hataları yapmadık" ve hâlâ "bunca tecrübemize rağmen" yapmıyoruz?.. "Efendim, Galatasaray yönetimine hıncı varmış; yorumlarında öfke varmış, insaf yokmuş, böyle olur muymuş?!.." Gülüyorum; "hangimizin eleştirilerinden daha ağırını söylüyor" ki?.. "Ben Galatasaray'dan geldim, bunu yazmamalıyım, bunu söylememeliyim" diye düşündüğü ve uyguladığı an, "yeni mesleğine ihanet etmiş olacaktır" ve asıl , "işte o zaman" eleştirilmelidir!.. "Yazılı" futbol yorumculuğuna hoş geldin, sevgili Hakan, hoş geldin; dilerim "kalıcı olursun" ve de bir gün "spor yazarı!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.