Garip ama gerçek!..

A -
A +

Kosta Rika maçı geçti... Tıpkı Brezilya maçı sonrası gibi, TV'lerde bir sürü yorum dinledim, gazetelerde bir sürü eleştiri okudum!. Artık tekrarlamaktan bıktım, usandım!.. Elbette içlerinde "doğru analiz yapanlar", insaflı ve iz'anlı eleştirilerde bulunanlar, "Sezar'ın hakkını Sezar'a verirken", yaptığı hataları, yanlışları da gösterenler vardı!.. Ama, tıpkı "kör değneğini beller" gibi, durup dinlenmeden "aynı sözleri söyleyenler ve yazanlar" da vardı; zira onların derdi hiçbir zaman "üzüm yemek olmamıştı..." Onlar durup dinlenmeden "bekçi dövmek" istiyorlardı ve dövüyorlardı!.. Mesela biri diyordu ki; "Hiç Tugay çıkar mı? Orta sahayı tutan bir o vardı!.." Öteki ise "adeta" berabere kalmanın faturasını "Tugay'ı oynattığı için" teknik direktöre çıkarıyordu; "Bu adama bu kadar dakika nasıl tahammül ettin?" Biri "ilk yarıda çok kötü oynadığımızı" yazarken, öteki "ilk yarıda iyi olduğumuzu, ikinci yarıda hele golü attıktan sonra panik içinde dağıldığımızı" söylüyordu!.. Teknik direktörümüzü, maç içinde "taktiksel ve tertipsel değişiklikler yapamıyor" diye aylardır, hatta yıllardır ağır şekilde eleştirenler, şimdi de "maçın gidişine ve skora göre taktik ve tertip değişiklikleri yapan" hocayı, bu defa da "Neden yapıyorsun, futbolcuların aklı karışıyor" diye yerden yere vurmakta yarışıyorlardı; ağlar mısınız, güler misiniz, artık bilemem!.. Şimdi gelin de "Şenol Güneş'i darağacına çeken" bu futbol yorumcularımıza inanın bakalım!.. Yerim dar; yoksa hem de isim isim, söz söz, yazı yazı "onlarca örnek verebilirim!.." Birbirine taban tabana zıt görüşler, eleştiriler!.. Tıpkı "körlerin fili tarifi gibi!.." Şimdi, "ben de onlara uyuyorum" ve eleştirmeye başlıyorum: Ey Şenol Hoca, bu kadarı da olmaz!.. Rüştü gibi "bunca yılın kalecisine", bizimkilerin "Dünyanın en iyilerinden biri, hatta birincisi" dedikleri bir kaleciye "o amatörce hataları nasıl öğrettin ve yaptırdın?" Ey Şenol Hoca... Milli Takım'ın gol kralı Hakan'a, Türkiye Ligi'nin gol kralları İlhan ve Arif'e o "yüzde yüz gollük fırsatlarda golü yapamamayı, bu kadar kısa süreli hazırlık döneminde nasıl öğrettin ve iki maçımızda da nasıl uygulattın?" Ey Şenol Hoca... İlk maçın en iyileri olan Yıldıray'a ve Hasan'a Kosta Rika maçında "dökülmeleri ve bunun için de ellerinden geleni artlarına koymamaları" talimatını herhalde "gizli gizli" gece odalarını ziyaret ederek vermiş olmalısın; zira böyle bir talimat soyunma odasında herkesin ortasında verilemez... Gece çocukların uykusunu bozduğun için de, onlar maçın bütününde "stresli, şahsi ve kötü oynadılar"; yazık değil mi? Ey Şenol Hoca... Brezilya maçında "Ergün'ü oynatmayıp, K.Hakan'ı takıma koyduğun için" seni ağır şekilde eleştirenleri mahcup etmek üzere, Ergün'e verdiğin "hayatının en kötü oyunlarından birini oyna" talimatının böylesine yerine getirilmesinden herhalde çok mutlusundur, öyle değil mi? Ey Şenol Hoca... "Sözünü dinlemeyip", çok iyi bir oyun çıkaran Emre'yi de bir daha takıma koymamalısın.. Gerçi o, devre arasında verdiğin talimatı uygulayarak, "bundan sonraki maçta hakem kararı ile oynamamak için" elinden geleni yaptı ve "Türkler hep böyledir" imajını milyarlarca TV seyircisine vermek istedi ama, "seni iyi dinlemediği için" başarılı olamadı ve "sadece" sarı kartta kaldı!. Bu nasıl disiplin; çek kulağını!.. Ey Şenol Hoca... Bütün bunlara rağmen, hâlâ bir şeyine hayranım; nasıl yapıyorsun da "maçların son dakikalarında gol yemek gibi bir alışkanlığı" bu çocuklara aşılayabiliyorsun? "Çok zaman sözlerini dinlemediklerini gösteren" bu çocuklar, nasıl oluyor da "son dakikalarda mutlaka gol yiyin" talimatını "harfiyen yerine getirebiliyorlar?" Neyse... Lâfı fazla uzattım... Kısacası, bunca yıldır spor ve futbol yazıp geliyorum; "kendi kendine çelme takmak için özel uğraş veren" senin gibi bir hocaya rastlamadım!.. Hay Allah... Bu gazeteler ve TV'ler, onların anlı-şanlı yazar çizerleri, "benim de mi beynimi yıkadılar" nedir? Ben neler saçmalıyorum, Allah aşkına? Ne demiş atalarımız; "körle yatan şaşı kalkar!.." Nerede benim aynam, verin bakayım; iyice şaşı oldum galiba?.. ocaluluc@beko.net

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.