Spor muhabirliğini bitirdiğimiz ve "ajansçılığın kolay ve yüzeysel haberlerine değişik başlıklar atarak" hatta "el birliği ile" manşetlere çıkardığımız bir "gazetecisizlik yarışında", ne yazık ki, "spor yazarları ve yorumcuları olarak" bizler de "kolaycılığın esiri oluverdik!.."
Elbette "istisnaları", evet "sayıca çok az kalan" istisnaları, "bu genellemenin dışında tutuyor" ve onları "gazetecilik yapma direnişleri" sebebiyle saygıyla, sevgiyle kucaklıyorum!..
Hadi, ülkenin en büyük kulüplerinin başkanları, etraflarında orduyla profesyonel ya da amatör yöneticiler, danışmanlar, hukukçular olduğu halde "doğruları ve gerçekleri yok sayan" sözler söylüyor, tartışıyor ve ortamı germek için ellerinden geleni yapıyorlar, ama ya biz gazeteciler?..
Görevimiz, araştırmak, "doğruları bulmak" ve bunları yazarak kamuoyunu, taraftarı, hatta "yanlışı söyleyeni, savunanı" aydınlatmak değil mi; ne gezer!..
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Ünal Aysal'dan "önce bir sezon, sonra yarım sezon Aslantepe Stadı'nda oynama izni istiyor", Galatasaray Başkanı da "Ben ve yönetimim buna karar veremez, tüzüğümüzün amir hükmü var, buna ancak Genel Kurulumuz izin verebilir, resmi müracaatınızı yapın, genel kuruluma götüreyim" cevabını veriyor!..
Fikret Orman'dan yorum ve açıklama; "Madonna Konseri için genel kurula mı gittin, genel kurula gideceksen ben teklifimi geri alıyorum!.."
İş burada kalsa bile iyi değil ama, dahası da var:
"Duayen" denilen yaşa gelmiş, tecrübe zirvesine ulaşmış, sevgili bir çok meslektaşım da, "Fikret Orman'a hak verecek" sözler ediyorlar TV ekranlarında ve yazılar yazıyorlar, spor sayfalarında!..
Bir tanesi de, "Ünal Aysal ne diyor, doğru mu diyor, yanlış mı diyor" diye araştırmıyor.
Halbuki, Galatasaray'ın resmi internet sitesinde 3 4 tıklama ile Galatasaray Tüzüğü ve onun "Genel Kurul'un görev ve yetkileri bölümündeki" 24'üncü maddenin 10'uncu bendi kolayca bulunabilir ve gerçek ortaya konabilir: "24.10) Kulübe taşınmaz malların satın alınması ve gereksinim duyulmayan taşınmaz malların satılması, Kulübün mülkiyetine veya kullanma hakkına sahip olduğu taşınmazların üçüncü kişilere kiraya verilmesi, tahsisi, bu taşınmazlarla ilgili işletme ve ortaklık sözleşmesi yapılması, bu taşınmaz malların üzerinde ayni veya şahsi haklar ve mükellefiyetler tesisi konusunda Yönetim Kuruluna yetki vermek"
Neymiş; Galatasaray Kulübü'nün tüzüğünün emrini, Ünal Aysal "doğru olarak" aktarıyormuş!..
Belki, "başka kulüplerde tüzük baypas edilebilir" ama, Galatasaray'da "bu" olmaz!..
Bitti mi, bitmedi!..
Peki, "Madonna Konseri" için genel kurula "neden" gidilmiyor?..
Çünkü, sadece Galatasaray'da değil, bütün kulüplerde, her yeni gelen yönetim, olağan genel kurullarında, mali genel kurullarında, genel kuruldan "konser gibi saatlik, günlük kiralamalar için", bir çok başka konu ile beraber yetki alır, böylece "birkaç saatlik bir konser için" olağanüstü genel kurul çağrısı yapmaz!..
Ama, "Beşiktaş'ın talebi gibi" uzun süreli ve "risk dolu" önemli konularda,
genel kurula gitmek ve yetki almak hem normal ve hem de şarttır!..
Dahası, "3 5 bin deplasman takımı taraftarının yıllardan beri alınmadığı" statların bir tanesinin tamamının tribünleri ve tribün arkaları da dahil olmak üzere "bıraktım uzun süreli, tek maç için bile kiralanması", bol bol örneğini gördüğümüz "koltuklardan, lavabolara kadar uzanan büyük tahribatlı olaylar ortada iken", taşıdığı riskler bakımından bir yönetimin "tek başına", genel kurula gitmeden "Evet" diyebileceği bir konu değildir!..
Galatasaray Stadı'nın tribünleri ile beraber tribün arkaları da "birkaç günde onarılamayacak ve telafisi mümkün olamayacak" kadar tahrip edilebilecek köşelerle doludur; "bu riskler tespit edilmeden ve araştırılmadan", dahası "konuşularak, tartışılarak yetki alınmadan", hangi Galatasaray başkanı ve yönetimi "bu işe" hemen "evet" diyebilir; bitmedi, hem de geçen sezonlarda rezil olduğu saha / çim sorunu henüz tam olarak çözülememişken?..
Soruyorum; spor yazarlığının görevleri arasında "bu gerçekleri araştırmak" ve "doğruları bulduktan sonra" yazmak ve konuşmak yok mudur?..