Giden ve gelen!..

A -
A +

25 yaşındaki Tuncay'ı İngiliz takımına kaptıran ama "medyasının da tozu dumana katan desteğini" arkasına alıp "34 yaşındaki Roberto Carlos transferini neredeyse dünyada asrın transferi gibi" ekranlara ve manşetlere taşıtan ve günlerdir "çalımından geçilmeyen" Aziz Yıldırım'a "ayaklarının yere bastıracak" haberi Milliyet Gazetesi verdi: "Roberto Carlos, 3 yıldır sağ ayak tendonundaki iltihaplanmayla mücadele ediyor ve bu rahatsızlığın kronik olmaması için sürekli kontrol altında tutuluyor." "İspanyol kulübünün doktorları; Alfonso del Corral ve Juan Carlos Hernandez, Carlos'un tendonlarındaki iltihaplanmanın uzun süren bir hastalık olduğunu doğruladılar." "İspanyol basını, Brezilyalı futbolcunun ayağındaki bu bölgeye alacağı bir darbede, uzun süre yeşil sahalardan uzak kalabileceğini iddia etti. Gazeteler Roberto Carlos'un son bir yıl içinde; Osasuna lig maçında, Betis Kral Kupası sınavında ve Şampiyonlar Ligi'ndeki Bayern Münih karşılaşmasında aynı bölgeden sakatlanmasının rastlantı olamayacağını da ileri sürdüler. Carlos, Betis maçından sonra uzun süre sahalardan uzak kalmış ve koltuk değnekleriyle dolaşmıştı." "El Pais gazetesi ise geçen yıl Real Madrid'in başkanlığını yapan Florentino Peres'in kulüp doktorlarından aldığı rapora göre Roberto Carlos'un tendonlarındaki gizemli hastalığın bir türlü iyileşmemesi üzerine kendisiyle maç başına ödeme kaydıyla sözleşme yapıldığını yazmıştı." "Roberto Carlos geçen sezon İspanya Ligi'nde 37 haftada 16, Şampiyonlar Ligi'nde ise 6 maç oynadı." Şimdi soruyorum: Bizde "transferler" bu kafa ile yapıldıkça, Türk takımlarının Avrupa'da "bir karış ileriye gitmeleri" mümkün mü? Forvetin ve forvet arkasının "Avrupa'daki en hızlı, en mücadeleci ve en golcü genç yıldızlarından biri olan" 25 yaşındaki Tuncay'ı kaçırıp, "sakat olduğu bilinen" ve bu yüzden "Fenerbahçe'ye sahalarda ne kadar yararlı olacağı" bilinmeyen, üstelik "emekliliğe Fenerbahçe'de ayrılacağını ortaya koyan bir yaşa varmış olan" Roberto Carlos'a belki de "öncelikle ticari ve şan olma ağırlığı" sebebiyle "onca parayı veren" zihniyetin "yabancı sayısı serbest bırakılsın" inat ve yaygarasına "hak vermek" mümkün olabilir mi?.. Türk kulüplerini "ucuz yabancı futbolcu çöplüğüne çevirecek" ve üstelik "genç Türk futbolcularının da önünü tamamen kapayarak" Türk futbolunun "ölüm fermanı" hâline gelecek bu isteğe eğer "boyun eğerse", Halûk Ulusoy "Türk futboluna yaptığı bunca hizmetin üzerine" tam bir "çarpı işareti" koymuş olmayacak mı?.. Bu bir "birleşik kap" olayıdır; "birleşik kapların hepsinde FIFA'nın istediği kriterler eksiksiz ve ayrıcalıksız olarak uygulanmadıkça ve kulüplerimiz bu kriterlere tam bir uyum içine sokulmadıkça" sadece "yabancı sayısının serbest bırakılması", FIFA'daki "Türkiye dosyalarını raflardan da öte, odalara sığmayacak hâle getirmeyecek mi?" Sorun bakalım kulüplere, "FIFA kriterlerini tam ve eksiksiz olarak ve kimsenin gözünü yaşına bakmamak kaydı ile uygulamaya sokarsak, yabancı sınırlamasını kaldırırız, istiyor musunuz" diye; bakalım kaç kulüp "Yabancı sınırlaması kalksın" diye parmak kaldıracak?.. Son diyeceğim şu: İngiltere'ye giden Tuncay'ı "beyni yıkanmış" diye "lekelemek isteyenler", kendilerinin beyinlerinin "nasıl yıkandığını" görmek için herhangi bir röntgen cihazının altına yatabilirler!.. "İyi forma satılacak" ve zaten "her maç dolan" stat, "Roberto Carlos için doldu" diye belki de manşetlere çıkacak!.. Ama gerçek değişmeyecek: "Tuncay'ı kaçırıp, Roberto Carlos'u alan" zihniyetle Türk futbolu da, Türk takımları da "bir adım ileriye gitmez"; gitmeyecek; göreceğiz!.. Yooo, "Efendim, biz daha çok verdik amma, o gitmeyi kafasına koymuştu" palavralarına sakın ola ki inanmayın!.. Fenerbahçe'nin anlı şanlı yöneticilerine sormak gerek: "Tuncay'ın işinin bitirilmesini neden bu günlere bıraktınız?.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.