Görünen köy!..

A -
A +

Ortaya Faruk Süren çıkıp da, "Adnan Polat yönetimini eleştirmeye başlayınca" ve de bir avuç yakınının açıklamalarıyla "Havuza itilmeye hazır" görüntüsü verince, Galatasaray Kongresi'nin galibi belli oldu; "Adnan Polat!.." Adnan Polat'tan "şu veya bu sebepten" hoşlanmayan, ondan "hiç" hazzetmeyen bazı Galatasaraylıların, "Adnan Öztürk'ün Polat'a karşı seçimi kazanamayacağına olan" inançları sebebiyle, önce "Birleşsinler" diye ortaya çıkmaları, Adnan Polat'ın "bu tavsiyeyi" elinin tersi ile itmesinden sonra da "Öyleyse birleştirici bir adayın etrafında birleşsinler; bu aday da Faruk Süren olsun" demeye başlamaları, açık olarak gösterdi ki; "onların" da, Adnan Öztürk'ün kazanabileceğinden ümitleri yok, "kongreyi Adnan Polat'ın açık ara alacağını biliyorlar", bu sebeple de, "Polat'ın önünü kesmek için" ümitsiz çırpınışlar içindeler!.. Gazetelerde, orda burada "Efsane başkan" yakıştırmasını da yaparak Faruk Süren'i "yeniden" sahneye sürmeye çalışanların çabası, "püfff" diye boşa gidince, köy göründü ve kılavuza gerek kalmadı; "kılavuzluğa soyunanların" da sesi soluğu kesildi!.. "Efsane Başkan"ın Galatasaray'a ne yaptığını bakınız "bu defa ben değil", 30 yıldır "Galatasaraylılar Vakfı Başkanlığı" yapan Galatasaray'ın yaşayan "en büyük birkaç duayeninden biri olan" İnan Kıraç nasıl anlatıyor: "Tarihimizdeki en büyük hata -ki bu beni çok üzmüştür- AIG'ye hisse satmak oldu. 22 milyon dolara sattığımız hisselerimizi geri almanın maliyeti 150 milyon dolara çıktı bize. AIG'ye sattığımız hisseleri geri alabilmek için Ünal Aysal 28 milyon dolar verdi. Ünal sonraki süreçte vermiş olduğu parayı yani 28 milyon doları geri aldı. Üzerine aradaki faizleri koy. Bugünkü yönetimin yüzde 37.5 hisseyi geri almak için borçlandığı 70 milyon doları da ekle. 150 milyon dolara ulaşıyorsun. Bu Galatasaray içindeki bir kanserdi. Bugünkü yönetim bu kanserden kurtulabilmek için çok doğru bir hareket yaptı. Şimdi bu hataları yapan eski başkanlar sanki hiç hata yapmamışlar gibi konuşuyorlar. Biliyor musunuz bir önceki idare döneminde GS kulübüne çek karnesi vermiyordu bankalar. O günlerden bugün, şahıslara değil kulübe 5 bankanın 70 milyon dolar kredi verdiği döneme geldik. Eğer bu sorun içimizde kanser olarak kalmaya devam etseydi batırırdı bizi. Galatasaraylıların bazı şeyleri çabuk unutabilmelerini hata yapanların da çıkıp bu şöyleydi diye kafa karıştırmalarını anlamıyorum. Galatasaray toplumu efendi bir toplum. Hataları içine gömen bir toplum. İçimizde gömülü kalsın ama bunun fiyakasını buna sebep olanlar hiçbir şey olmamış gibi yapmasın." İnan Kıraç'ın parmak bastığı olay, Süren döneminin Galatasaray için "kâbus dolu" mâli ve idari kararlarından ve uygulamalarından sadece bir tanesi; bu "bir tane bile", kimin ne yaptığını, "bugün kimlerin ve de neden susması gerektiğini" çok iyi ortaya koyuyor; hem de İnan Kıraç'ın ağzından; başka bir bilirkişiye ihtiyaç var mı?.. Galatasaray'da genel kurulları, "sportif başarılardan çok, idari ve malî gelişmeler etkiler"; bunun örneği, "başkanlık döneminde, Türk futbolundaki en büyük başarı sayılan UEFA Kupası'nın kazanılmasına rağmen", Faruk Süren'in "belki de bir daha o koltuğa dönmemek üzere Galatasaray Başkanlığı'nı bırakmış (bıraktırılmış) olmasıdır!.." "Kanserleşmeye başlayan" stat işinin hızla mutlu sona yaklaşması, "kangren olan" Riva konusunun çözüme kavuşturulması, İnan Kıraç'ın deyimi ile "çek bile vermedikleri" (Faruk Süren - Mehmet Cansun - Özhan Canaydın dönemleri) bir kulübün, bankaların "70 milyon dolar kredi açacak" kadar güven veren bir mâli ve idari yapıya kavuşturulması, dahası, Futbol AŞ ile Sportif AŞ'in birleştirilerek "Galatasaray aleyhine işleyen" bir mâli çarkın sonlandırılması, forma ve benzeri satışlardan, GSmobile gibi faaliyetlerden "dişe dokunur" gelirler elde edilmeye başlanması ve "benzer" projelerin art arda yürürlüğe konması, bu konularda "büyük atak yapmış olan" Fenerbahçe'nin bile geride bırakılması, Galatasaray Kongresi'ne gelecek 5000 civarındaki üyenin büyük çoğunluğunun "kime ve listesine neden oy vereceğinin" göstergeleridir!.. Galatasaray kongresi, "başkanlık için", hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, "kardeş" Adnan'ı, "ağabey" Adnan'ın "projelerini tamamlamasına kadar" bekletecektir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.