Beşiktaş - Fenerbahçe "Süper Kupa finalini yöneten" hakem Yunus Yıldırım yanlış anladı galiba, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın "üç kupa" sözünü!.. Aziz Başkan "üst üste 3 yıl süper lig şampiyonluk kupasını" kastediyordu, "3 kupa" sözü ile!.. "Bu sezondaki üç kupayı" değil!.. *** Yukarıda yazdıklarım "işin şakası!.." Ama bilinmelidir ki, "her şakanın, mutlaka ciddiye alınması gereken" bir tarafı vardır!.. Bu şakanın da "ciddiye alınması gereken" tarafı, "Oğuz Sarvan Komitesi'nin hakem seçimlerindeki yanlış, ortak akıl ile bağdaşmayan, taraflı, duygusal tercihlerinin bu sezonda da devam edeceğini göstermesidir!.." Ve ne yazık ki, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, hâlâ ve hâlâ "bu gerçeği görememiş, öğrenememiş ve anlayamamıştır!.." "Kırk yıllık Yani, olur mu Kâni" diye bir söz vardır; işte o misal: "40 yıllık" Oğuz Sarvan değişir mi?.. Oğuz Sarvan'ı ve ekibini "40 yıldır yakından tanıyanlar" durmadan söylüyorlar ve yazıyorlar; "O değişmez, değişemediğine göre de, bu sezon işi çok ama çok zor!.." Neden "çok zor"; onu da yazıyorlar; "Geçen yıl şampiyonluk yarışında Fenerbahçe ve Galatasaray erken saf dışı kalmıştı, kıyamet kopmadı. Bu yıl camiasına ve taraftarına 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü veren ve ona göre yatırım yapan Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçesi ile büyük bir teknik direktörün liderliğinde tam bir yıldızlar kadrosu kuran Galatasaray da, iki kupalı Beşiktaş ile şampiyonluk yarışı yapacak; Trabzonspor çok iddialı, Sivasspor da öyle, MHK'ya güvenin büyük ölçüde erozyona uğradığı bir sezonda, Oğuz Sarvan'ın yönettiği hakemler bu ligi nasıl kaldıracak?.." Hakem camiasının içinden gelen, dahası "dışından gelmekle beraber", yıllar yılı sporun ve futbolun içinde olmuş nice yazar - çizer - yorumcu - yönetici "söylüyor bunları" ama, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve arkadaşlarının "bir kulağından giriyor, öteki kulağından çıkıyor!.." Zannediyorlar ki, "Ceza talimatlarında, yöneticilerle ilgili maddeleri ağırlaştırırsak, kıyametin önüne geçeriz"; püüfff!.. "Hakemler can yakmaya başladı" mı, esecek fırtınanın önünde "o talimatların hiçbir maddesi duramaz"; ne MHK kalır, hatta ne de Federasyon!.. Bakınız, "Anayasa teminatı altında olan savunma hakkından bile" bihaber olan ve "mağdur edildikleri yönünde çok haklı kanaate sahip" iki hakemin "avukatlığını üstlenen" bir hakemi bile, "Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na verecek kadar" ne yaptığını bilmez bir "hakem ve futbol yönetimi" ile karşı karşıyayız!.. "Dürüstlüklerine, insanlıklarına kefilim, iyi çocuklardır" dediğin FIFA kokartlı hakemleri, "hiçbir gerekçe göstermeden" türlü - çeşitli kelime cambazlıkları ile "yok etmeye" çalışacak, onları camialarında, kamuoyunda, dostları arasında ve ailelerine karşı "Kim bilir neler yaptılar, açıklamıyorlar, ama işte hakemlik vermiyor, tasfiye ediyorlar" fısıltı ve dedikodularına açık halde ortada bırakacaksın; sonra da "haklarını aradıklarında", onları "avukatları ile beraber" Ceza Kurullarına göndereceksin; bu nasıl bir insaftır?.. Bu ülkede hak - hukuk yok mu; insan hakkını hukukunu arayamaz, savunamaz mı?.. Hiç mi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na bakmıyorsunuz?.. "Zalimliğin bile" bir raconu vardır!.. Bilmem bilir misiniz?..