Gri hava!..

A -
A +

Ben; sadece ben, her zaman ben, her şeyde ben" zihniyetinin hezimetidir; Aurelio'nun Real Betis'e gidişi!.. "Dünyanın en iyi futbolcu alım - satım menajerlerinden" biri olan Bayram Tutumlu, "Aurelio olayı ile" bu zihniyeti ve sahibini tuş etmiştir!.. Kayıp, sadece bir futbolcu değildir; "inatlaşma" yarışında büyük bir prestij kaybıdır ve sanıyorum son yıllarda Aziz Başkan "böyle" bir yenilgi tatmamıştır!.. Elbette, bu "acı" yenilgiye ortak olanlar da vardır; yönetim kurulunun anlı ve de şanlı ve de "uluslar arası" hukukçusu Şekip Mosturoğlu ile haftalardır "Aurelio bir yere gidemez" diyen, yazan - çizen "kulüp aidiyetli" bir bölüm spor medyamız ile spor yazarı ve yorumcularımız!.. Çoğu, "Bayram Tutumlu bu işleri çok iyi bilen bir menajerdir; bir şeyler söylüyor ve direniyor; bunun altında bir şeyler olmalı" diye düşünmeden, dönüp ona "Ne diyorsun arkadaş" demeden, "benzer olaylarda FIFA ne yapmış" ona bakmadan, kulüpten verilen "tek taraflı bilgiler ile yetinip", gazeteciliği de tuş ettirdiler!.. Aurelio'nun Real Betis'e imza attığı gün, "Sporyazarlari.com" sitesinde hâlâ "Aurelio hiçbir yere gidemez" şeklinde "çok iddialı" yazıların çıkması, "spor gazeteciliğinde hangi noktada olduğumuzu" bir defa daha ortaya koydu!.. Avrupa Şampiyonu İspanya'nın teknik direktörünü ve gol kralını, artı Emre Belözoğlu'nu alarak "çok iyi işler yapan" Fenerbahçe Yönetimi, Appiah olayından sonra, Aurelio'nun da gitmesiyle, orta sahasından büyük bir darbe yedi; hem de göz göre göre!.. Bugünün futbolunda "orta sahanın ne demek olduğu" çok iyi bilirken, Appiah'ın ardından, Aurelio'nun da kaybı, "büyük hedefler" çizilmiş bir takım için, hele transferin bitimine çok az bir zaman kalmışsa, derin derin düşünülmesi gereken bir olaydır. Aragones artı Emre artı Güiza'ya verilen ve verilecek olan paraların toplamının "nerede ise bir büyük kulübün bir yıllık bütçesine yakın olduğu" düşünülürse, "büyük hedeflerin takımının orta sahasında ortaya çıkan boşluğun doldurulması (mesela Senna) için" acaba elde para kalmış mıdır ve "o oyuncu/ oyuncular" bu saatten sonra "nasıl" ve "nerede" bulunacaktır?.. Dahası, mesela "Senna gibi" bir oyuncu da "çok yüksek maliyetlerle alınırsa"; bu durum "takım içinde futbolculara yapılan ödemelerle ilgili dengeyi" alt üst etmeyecek midir?.. Bitmedi; sevgili Emre Bol, Fenerbahçe'den "en iyi ve en doğru haberleri alan" ve "cesaretle yazan" bir meslektaşım; "son yazılarına bakıyorum" sarı-lacivertli takım için "erken S.O.S" veriyor!.. Soyunma odalarına gidip; "Hepinizi pırasa gibi doğrarım" diye bas bas bağıran bir Başkan ile "futbolcuların arasının nasıl olduğunu", Aurelio'nun, Tuncay'ın bütün "Gitme" baskılarına rağmen kaçışları, Brezilyalı yıldızların bazılarının da "Roberto Carlos" başta gözlerinin dışarıda oluşu, sarı-lacivertli kadroda "havanın iyice grileştiğini" göstermiyor mu?.. Emre Bol'a "kızmak" yerine "erken uyarı için" aslında teşekkür etmek gerek!.. Ve de iyi düşünülmeli; Aragones sözleşmesine neden "4 y içinde kovulursa 2 yıllık bütün hak edişlerini alır" maddesini koydurdu?.. Fenerbahçeliler, "takımızla ilgili doğru haberleri almak istiyorsanız", Aziz Başkan'ın "vakanüvisliğine soyunmuş" yorumcuları ve yazar-çizerleri değil, "hoşunuza gitmese" de "doğruları yazanları" okuyunuz ve onlara kulak veriniz: "Hayallerle yaşamak güzeldir" ama gerçeklerin ve doğruların duvarına çarpmadığınız sürece!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.