G.Saray’ın hâli!..

A -
A +

Sevinin, bayram yapın Galatasaraylılar; “Süper Kupa’yı aldık” diye; yazıklar olsun size!..

Sahada utanç verici “ezik” bir futbol, tribünde o canlılara hakaret olur diye, “hayvan” bile demeyeceğim yaratıkların Muslera, Sneijder başta Galatasaraylı futbolcuları bile çileden çıkaran havai fişekli cinayete teşebbüsleri… Ki, o yaratıkların bir grubu da, “rakip taraftarların otobüsünün yolunu bekleyerek, yani bilerek, isteyerek, planlayarak, kısacası hukukun ‘taammüt’ dediği suçu işleyerek, taşlarla durdurup, elde kasaturalar, şişler, kasap bıçakları, palalar ile saldırıya geçerek” 15 Temmuz Darbe teşebbüsünden sonra, “ülkede huzurun, birlik ve beraberliğin sağlanması için” atılan tüm atımları berhava etme cüretini gösterip, devlete meydan okumadı mı?..
Sözü uzatmayayım; “Bunlar Galatasaraylı değil, bir avuç provokatör, Fetöcü” sözleriyle “bu tablonun üstü örtülemez” örtülmemeli!..
Eğer, “onlar Galatasaray taraftarı değilseler”, neden Galatasaray taraftarları neden “bu kara olaya izin verdi”; neden tepki göstermedi, müdahale etmedi?..
Bu suça fiilen katılmasa bile, “karşı gelmemekten, tepki göstermemekten en azından makul şüphe iddiasıyla karşı karşıyadır” Ultraslan ve “suçlulara yataklık etmekten suçludur”, Galatasaray seyircisi!..
Şimdi geliyorum, “olayın ikinci” yüzüne!..
Bir; o olaylara “sebebini anlamakta zorluk çekiyorum”, anında müdahale etmeyen Devlet, “sadece spora ve futbola, huzura ve birliğimize değil, kendi kalecisinin bile canına kastetmiş” bu yaratıkları, neden “hemen derdest edip”, OHAL kararnamelerini ve 6259 sayılı “Sporda Şiddet” Kanunu’nu uygulayarak nöbetçi savcılar aracılığıyla mahkemeye çıkarıp” tutuklatmadı?.. 
“İbret-i âlem” caydırıcılığının esası budur; ama ne yazık ki, Devlet 6259 sayılı kanun çıktığından beri bu mekanizmayı işletmemiş, işletememiş, sonunda gelinen nokta, “taraftarların deplasman yasağının kaldırılacağı günlerde”, Süper Kupa Finali’ne kara damga vuran olaylara kadar gelmiştir!..
Keşke “yönetmelikler müsait olsa” da “bu manevi değeri çok yüksek olan” Kupa, “ibret-i âlem için” Galatasaray’a verilmeseydi!..
Ama nerede “o yürekli spor teşkilatı, nerede o yürekli federasyonlar, nerede o yürekli hukuk/ disiplin/ tahkim kurulları”; işte onun için “böyle gelmiş, böyle gidiyor”; son ümit OHAL’in yöneticilerinde, güvenlik güçlerinde, savcı ve hakimlerinde!..
Ey “uçan kuş kulübün önüne kaka yapsa” bildiri yayınlayan sizler, ey Galatasaray Başkanı, ey Galatasaraylı yöneticiler, neden “dut yemiş bülbül gibisiniz”, işte ligler başlıyor, hiç mi bu seyirciye(!), bu taraftara(!) söyleyecek sözünüz yok, “İstifa tezahüratları kesildi” diye, öve öve bitiremediğiniz bu taraftara, bu seyirciye “bu rezil tablo” konusunda hiç mi “ahlak, edep, izan, insaf ve vicdan” mesajı göndermeyeceksiniz?..
Bu taraftarla, bu seyirciyle, liglerde, hele hele “taraftar deplasman yasağı da kalkarsa” kulübünüzün başına hangi çorapların, “bizzat onlar tarafından örüleceğini” nasıl göremiyorsunuz; yazıklar olsun!..
Ve de, bir başka “acı” gerçek; Kupa töreni sırasında, kupayı ellerine alan hocası Riekerink’e, “gecenin futbolcusu” Muslera’nın nasıl şaplaklar attığını, Hoca’nın gülen yüzünün “nasıl birdenbire asıldığı” göreniniz oldu mu, acaba? 
Yoo, bitmedi; Kupa elde seyirciye koşan Hoca’nın Galatasaraylı futbolcular tarafından “benzer hareketler ile nasıl itilip kakıldığını” da mı göremediniz?..
Bu futbolcular, “bu hareketleri” Fatih Terim’leri, Mustafa Denizli’leri, Mancini’leri bir yana bıraktım,  Hamza Hocalara, Cevat Hocalara yapabilirler miydi?..,
Benden söylemesi; “şimdiden kulaklar çekilmez ve tedbir alınmazsa”, Riekerink Galatasaray’ın başında, “eğreti iç güveyisi” olarak kalacak ve futbolcuları tarafından hep “şaplaklanacaktır”; haberiniz ola!..

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.