"G.Saraylıyım" demek!..

A -
A +

Sneijder gibi kulübünü takmayan futbolculara verilecek her taviz, Galatasaray'ı "kurtulmaya çalıştığı" batağa daha da gömecektir!.. 
Futbolcuya teslim olan bir takım, dahası bir kulüp "olamaz"; hele hele dünyaca ünlü uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance'ın Türkiye için yaptığı "2016'da marka olarak en değerli 100 Türk şirketi" listesinde, "38'inci sırayı alarak", listeye giren 4 spor kulübü içinde "1'inci sıraya yerleşen" Galatasaray hiç olamaz!.. (İkinci sırada 48'inci olarak Fenerbahçe, üçüncü sırada 59'uncu olarak Beşiktaş, dördüncü sırada 95'inci olarak Trabzonspor var.)
Futbolcu, "bu marka değerinden mali olarak da, sevgi ve saygı bakımından da hak ettiği payı elbette almalıdır", ama buna karşılık "haddini aşmamalı, kendini takımın ve kulübün önüne koymamalı", dahası kulübün ilkelerine saygı göstermeli, "disiplin" talimatlarına uymalıdır!.. 
Sneijder "bunu yapmamış", hele hele "kendinden beklenen, kendisine yakışan" bir katkıyı koyamadığı 2015 - 2016 sezonunda "saha içinde de, saha dışında da şımarık ve hırçın bir portre çizerek" Galatasaray yönetimine meydan okumuş, bu meydan okumayı gazete sayfalarına, TV ekranlarına kadar yaymıştır!..
Bu futbolcunun, Galatasaray yönetimi için gazetecilere söyledikleri bir yana, "kişi adı vererek" yaptığı "saygısız" saldırının yankıları bitmeden, bu defa "sezon açılışına katılmama" meydan okuması sıraya girmiş ve "Ben Sneijder'im,  bildiğimi okurum, bana bir şey yapamazsınız, siz kimsiniz ki" gösterisi ile "Galatasaray ile bağlarını koparma" niyeti net olarak ortaya konmuştur.
Üstelik niyetini, "sözleşmesinde 7.5 milyon avroya serbest kalacağı" açıkça yazılmışken, "bu parayı bile hiçbir kulübün ödemeyeceği ortaya çıkınca", hırçınlaşmayı zirveye vurdurarak, bu yolla "bonservisini çok daha ucuza mal etme" açıkgözlülüğünü göstermeye kadar vardırmıştır!..
Dursun Özbek yönetimi ise, görülüyor ki, bugüne kadar yaptığı yanlış ve hatalara karşılık, "mali ve idari disiplin" konusunda ortaya koyduğu "dik duruş" ile bugüne kadar hiçbir yönetimin gösteremediği bir "cesaret örneği" sergiliyor.
Bu kararını "sonuna kadar götürmesi" ve "Ben yönetimi takmam, ben Galatasaray'dan büyüğüm" histerisine kapılmışları yola getirmesi ve "buna niyetli olan" başka futbolculara da "ders vermesi" gerekiyor!..
Bunun için de yönetim, "arkalarında Galatasaray Kulübü'nü pazarlamak isteyenlerin bulunduğu" bir avuç taraftarın sosyal medyada koparmak istedikleri fırtınaya gözlerini ve kulaklarını kapatmalıdır.  
Bunu yapabilecek mi, yoksa "takım içinde gruplaşma" iddialarının kahramanlarından olan, dahası, buna "kendisi gibi Hollandalı olan bir alt yapı hocasının takımın başında kalabilmesi için  ağırlık koyduğu" iddialarını da ekleten" Sneijder'e boyun eğecek mi, herhalde  pek yakında göreceğiz!..
Camianın, taraftarın, seyircinin şu hususu iyi bilmesi gerekir; futbolcu "profesyonel olarak, profesyonelliğin kendi lehine olan bütün gereklerini kullanacak ve o gereklerden yararlanacak" ama kulüp "onun kulübüne karşı görevlerini tam olarak yerine getirmemesine göz yumacak", olacak şey mi?..
İşte "bu olduğu içindir" ki, Galatasaray Kulübü "futbolcular için bir hazine ambarı" olmuş ama kulüp, boğazına kadar mali batağa gömülmüştür!..
Bu acı gerçek, bugüne kadar "böyle" gelmiş, ama "böyle" gidemez; Sneijder'e ve futbolculara verilecek her taviz, Galatasaray'ı "kurtulmaya çalıştığı" batağa daha da gömecektir!..
Bu gerçeği anlayamayan, anlamak istemeyen taraftarın da, aynaya bakıp,  "Galatasaraylıyım" demeye ne kadar hakkı vardır; iyi düşünmelidir!..
***
Milletimin, okurlarımın, basın ve spor camiasının, mensubu olduğum Türkiye ailesinin mübarek Ramazan Bayramını kutlar, huzur, sağlık ve mutluluk dolu nice bayramlar dilerim.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.