Güldürmeyin beni!..

Bir gencin tribünde bıçaklanarak öldürülmesinden sonra "uyananlara" ve "tedbir üstüne tedbir alacaklarını ilân edip" nutuklar atanlara şu soruları sormuştuk: Bir; "Tribünlerdeki şiddetin ve terörün sorumluları olarak gösterilen ve bilinenler" ile masaya oturup, onlara "milli maçlar için bedava bilet dağıtan" bir federasyonla bu iş olur mu? İki; "Tribünlerde her türlü ar ve haya duygusundan yoksun olduklarını gösterecek şekilde küfür eden, kulüpler ve taraftarlar arasında düşmanlık tohumlarının yeşermesini sağlayan ve böylece tribün şiddet ve terörünün yolunu açan" çetelerin o iğrenç çığlıklarını dinlerken, "tedbir alıp, bu iğrenç koroları susturmaları gereken" bakanlar, milletvekilleri,valiler, belediye başkanları,emniyet müdürleri ve kulüp başkanları "şakalaşarak kahkahalar atarsa" , alınacağı söylenen bu tedbirlerin gerçekten ve ciddiyetle uygulanacağına nasıl inanacağız? Üç; "Seyirci ve taraftarın hakemlere olan inancını ve güvencini yıkmak için" elinden geleni ardına koymayan medyanın, gazete sayfalarında ve özellikle TV ekranlarında "hakemliği yok edecek kadar çirkin ve kasıtlı yayınları" devam ettikçe, insanlar maçlara nasıl sadece "keyif ve seyir için gelecekler?" O gün bu gündür, "bu soruları sormakta ne kadar haklı olduğumuz" ortaya çıktı!.. Ve... Galatasaray - Fenerbahçe maçında, "anlı şanlı bütün yetkililer Şeref Tribünü'nde iken" , daha "dün verilmiş olan sözler" okuyucularım beni mazur görsünler; yalanıp yutuldu!.. "Tribünlerde merdivenler bile korunamadı" ; onca anonsa rağmen "göstermelik" birkaç metre "ancak boşaltılarak" maç, hem de "Federasyon başkanının talimatı ile başlatıldı!" Böylece... "Tribün çetelerinden milli maçlar için destek alan" federasyon başkanı, "çetelere borcunu ödemeye devam etti!.." Böylece... "Tribünlerdeki terör ve şiddete karşı açılan kampanya" daha başta çok büyük bir yara aldı ve büyük bir fırsat kaçtı!.. Şimdi... Muhtemelen "Galatasaray'a göstermelik bir ceza verilecek!.." Evet; "Göstermelik!.." Eğer "Ceza Kurulu, göstermelik olmayan bir ceza verirse" ; nasıl olsa Tahkim Kurulu, "o cezayı göstermelik hâle getiren indirimler yapacak!.." "Rakibine parmak atan futbolcuyu" affeden Tahkim Kurulu!.. Bakınız, bu federasyon "tribün olaylarına karşı" kanundaki ve kendisinin alıp ilân ettiği kararlarındaki tedbirleri en kesin, en şiddetli şekilde, "eşit ve adil" olarak uygulamadıkça; bu federasyondan "Milli maçlar için tribün çeteleriyle anlaşan ve onlardan destek alan federasyon" diye söz etmeye devam edeceğim! Eğer, bu federasyonun Tahkim Kurulu, "verilen cezaları indirmeye ve hatta kaldırmaya devam ederse" , bu Tahkim Kurulu'nu da "rakibine parmak atan futbolcuyu affeden Tahkim Kurulu" diye takdim etmeye devam edeceğim! Eğer, bakanlar, valiler, emniyet müdürleri ve kulüp başkan ve yönetimleri, "tribünlerdeki küfür korolarına izin vermeye devam ederlerse" , onlardan da "küfürden hoşlanan yetkililer" diye yazmaya devam edeceğim! Eğer, medyamız her hafta sonu "bütün dünyanın her tarafında olan, olabilen" hakem hataları için, "reyting ve tiraj uğruna" , o kasıtlı, o birbirini tutmayan, çok zaman birbiri ile çelişen yayınları yapmaya ve RTÜK başta yetkili kurullar da bunu seyretmeye devam ederse, onları da "tribün terörünün ve şiddetin bir numaralı sorumlusu" olarak göstermeye devam edeceğim! Hele hele bunu, "devletin TV'si olan" TRT, görev yaptığı sürece "bu yayınlara şiddetle ve haklı olarak karşı çıkan" eski bir Merkez Hakem Komitesi Başkanı'nın "ağzı ile yapmayı sürdürürse" , her hafta "en ağır eleştirileri" bunu yapanlar için yapmaya devam edeceğim! "Tek karede görmediği" bir futbolcu için "ofsayt" diyebilen, duran topta, "topa vurulmadığı halde" , çıkıp da "o sırada ceza alanı içindeki hareketi değerlendirmeye kalkışan" , yerde iki oyuncunun birbirine yaptığı hareketlerin "ilkine bakıp" ahkâm kesen, ama hareketin devamındaki hareketi göremeyen bir "eski" Merkez Hakem Komitesi Başkanı "al ileri, ver geri" diye diye "bu gafları yaparsa" , söyleyin bana; "bir saniyeden az bir zamanda hareketleri görmek, süzmek ve düdük çalmak durumunda olan" bir hakem "hata yapamaz mı?" Yeter artık; yeter!.. Tribünleri "birbirine düşüren sizlersiniz!.." "Hakemlere inancı yıktınız" ve "tribünlere patlamaya hazır bombalar" yerleştirdiniz; "çetelere sadece bu bombaların fitilini ateşlemek kalıyor" ve onlar da bu işi kolayca yapıyor; hâlâ mı farkında değilsiniz? Yeter!..