Güzellikler ve çirkinlikler!..

A -
A +

Beşiktaş'ın müzesine götürdüğü Türkiye Kupası'nın final maçı öncesinden, sırasından ve sonrasından geriye kalan güzellikler vardı, çirkinlikler vardı!.. Güzelliklerin başında, maçın başlamasına kadar olan nerede ise 24 saatlik "İzmir'de toplanma sürecindeki" dostluk, kardeşlik görüntüleri geliyordu!.. Başkanların ve yöneticilerin "ipleri germek için" yapmadığını bırakmadığı günlerden sonra, kafelerde, bulvarlarda, kahvelerde, sokaklarda, deniz kenarlarında, lokantalarda Fenerlisi, Beşiktaşlısı, erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla beraberce oturuyor, sohbet ediyor, yiyor, içiyor, şarkılar söylüyordu!.. Maç günü, Atatürk Stadı'na binler, on binler "bu hava içinde" geldiler ve kendilerine ayrılan tribünlere girdiler!.. Sanki "rüya gibi" idi; sanki 1950'li yıllara yeniden dönmüş gibiydik; "İnşallah" diyordum; "Bu görüntüler kalıcı olur ve bütün şehirlerimize, bütün insanlarımıza, bütün statlarımıza örnek olur!.. İnşallah maç sırasında saha içinde ve tribünlerde de bu hava devam eder!.." Bu havanın, saha içinde ve tribünlerde "devam ettiğini pek söyleyemem", gene "küfür edildi"; ama azdı; tesellimiz de "bu" oldu!.. Güzelliklerin içinde, elbette ki, Tümerlerin, Alexlerin, Yozgatlıların, Sergenlerin, Appiahların, Boboların sahadaki futbola yaptıkları katkılar, atılan "müthiş" goller de vardı!.. Beşiktaşlıların, "kupayı kaldırdıkları" dakikalardaki coşkusunun heyecanı ve içtenliği de!.. Temenni ederdim ki, "kalitesi vasatı aşmayan" ama "heyecanı yüksek, mücadelesi zaman zaman tavan yapan" böyle bir finale yakışan bir de "hakem yönetimi" olsun!.. Olmadı; Bülent Demirlek "yanlış ve hatalı" düdükler çaldı ya da çalmayarak "hatalar ve yanlışlar" yaptı, bu düdükler "maçın sonucuna da etki etti"; terazinin kefelerine baktığımızda, "Beşiktaş lehine olan" yanlış ve hataların ağır bastığını açıkça görmek mümkündü!.. Böylece Fenerbahçeli yazar - çizer ve yorumculara, Fenerbahçe'nin aldığı her "kötü" sonuçtan sonra "suçlanacaklar" listesindeki "birinci sıraya hücum" imkanı sağlanmış oluyordu; hakemler!.. Sonra da sıra "ikinci" sıradaki hedefe geliyordu; Daum!.. Dün sabah gazetelere şöyle bir göz gezdirdiğimde "yanılmadığımı" anladım!.. Hakem ve Daum "hedef tahtasına oturtulmuş"; başta Tuncaylar, Selçuklar olmak üzere "dökülen" onca futbolcunun kötü oyunları satır aralarına, o da "nadir" olarak sokuşturulmuştu. Kimse, Daum'un "Neden ilk onbirde oynatmadın" diye yerden yere vurulmasına yol açan Semih'e dönüp de, "Uzatmalar dahil 75 dakika oynadın ve yaptın, Beşiktaş kalesine doğru dürüst tek vuruşun bile neden yok" diye sormamıştı!.. Maçın çirkinliklerinden biri, kupa sponsorunun davetlilerinin, "özel görevliler tarafından" yanlış tribünlere sokulması sonucunda "bütün bir maç boyu" basın tribününün yanında süren "yer kavgası" ve basın tribününe sızarak, protokol tribünleri üzerinden "taaa karşı tribününe geçme savaşı" idi!.. "Maçı seyretmekten çok", bu savaşı izlemek zorunda kaldık; tam bir rezaletti!.. Bu çirkinliğe, "maçı kaybeden" takımın, "onların beklenmesi sebebiyle" neredeyse yarım saat geciken ve Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı'nın podyumda beklediği kupa törenini boykot ederek, Başkan ve yöneticileriyle beraber stadı terk etmesi eklenince, "sporu nasıl anladığımız" ve "yanına bile yaklaşmadığımız" bütün acılığıyla ortaya çıktı!.. "Kazanılan" maçlarda "hindilerle beraber" bayram yapıp hora tepenler, "kaybettiklerinde" de "hazmetme erdemini" gösterebilmeliydiler; olmadı!.. Özetlersek; Beşiktaş, "8 yıllık" kupa hasretini giderdi, İzmir, "16 yıllık" kupa finali hasretini sona erdirdi, üstelik "iyi bir imtihan" verdi; Fenerbahçe'nin ise "kupa hasreti 24 yıla çıktı"; sportmenlik imtihanında da, başkanıyla, anlı şanlı yöneticileriyle ve dev kadrosuyla ikmale kaldı!.. İzmir'de daha önce oynanan üç finalde Beşiktaş, Trabzonspor ve Galatasaray kupaları müzelerine götürmüş ve dördüncü finalde, "büyükler serisinin tamamlanması için" sıra dördüncü büyüğe gelmişti; Fenerbahçe başaramadı!.. Başarılamayan bir şey daha vardı; "Karşıyaka - Göztepe" İkinci Lig Şampiyonluk maçının seyirci rekorunun, Beşiktaş - Fenerbahçe kupa finalinde de kırılamaması!.. Seneye bir başka statta ve belki de "başka takımlar" ile oynanacak bir finalde buluşmak üzere, "Gene bekleriz, efendim!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.