Hagi hedef değiştirdi!..

A -
A +

Günü kurtar Hagi", kısa zamanda oldu; "Kendini kurtar Hagi!.." Dün bir, bugün iki, ne denmeye getiriyor Hagi; "Bu takımı ben kurmadım, 6 ay bekleyin ben kendi takımımı kurayım, 1 yıl sonra da görün Galatasaray'ı; bugünkü sonuçlardan ben sorumlu değilim!.." Yani, "Günü kurtar"Hagi, "günü kurtaramayınca"ve de "günü kurtaramayacağını anlayınca", tam da "Çevir kazı yanmasın"misali, "Bekleyin bir yıl sonrasını"deyiveriyor!.. Bunu "geldiği gün söyleseydi", yani "bunu söyleyerek" iş başına gelseydi (Acaba o zaman iş başına getirilir miydi?), onu alkışlar "sonuna kadar"da arkasında dururdum, ama "öyle" yapmadı, "Hagi adının, kötü gidişi durduracağını sandı", şimdi tam bir "tornistan";peki, biz bunu nasıl kabullenelim?.. Hele hele "Bugünlerde alınan kötü sonuçların sorumlusu ben değilim" diye dert yanması "tam bir komedi", herhalde bu kötü sonuçlardan, "bu sonuçlara kahrolan" ve her sabah dükkanının önünden geçerken bana "Ne olacak bizim takımın hâli Öcal bey"diye soran "Bakkal Osman" sorumlu!.. Ey sevgili Hagi, göreve "gerdeğe girecek yeni damat gibi" koşarken, bilmiyor muydun bu takımın ne hâlde olduğunu?.. "Fenerbahçe ile deplasmanda berabere kalıp, sahanda Antalyaspor'u yenerken", yüzünde güller açmıyor muydu, ağzından "bal damlamaya" başlamıyor muydu?.. "İşte Hagi geldi böyle oldu" diye yazılanlara ve söylenenlere karşı çıkıp da "Bekleyin, bu sonuçlar aldatıcı olabilir, bu sonuçlardan ben sorumlu değilim, bu takım hâlâ Rijkaard'ın takımı"dedin mi?.. Eeee, şimdi ne oldu da, "Ben sorumlu değilim" noktasına geliverdin?.. Anlaşılıyor ki, Adnan Polat tarafından "Günü kurtar, beni kurtar, Adnan Sezgin'i de kurtar" diye getirilen Hagi, şimdi "kendini kurtarma" derdine düştü; başarılar!.. Sevgili Hagi, bir de "kendisinden önce görevde olan ve bütün transferleri yapan" Hoca'nın "çok kötü durumda bırakıp gittiği" Manisaspor'da "iş başına gelen"Hikmet Karaman Hoca'ya bir bak; daha "ilk maçtan"itibaren "Sorumlu benim" diyerek kolları sıvayan ve de Trabzonspor'u da, Beşiktaş'ı da, Galatasaray'ı da, yani senin başında olduğun takımı da hem de "kendi evlerinizde yenen", o değil mi?!.. Yoksa Hikmet Hoca'nın elinde, "Galatasaray'ın kadrosundan çok daha güçlü bir kadro" mu var; Messi'yi, İniesta'yı mı transfer etti?.. "Korktuğunu ortaya koyan" taktik ve tertiplerini bir yana bırakıyorum; "maç içi" müdahalelerindeki büyük hatalarını ve de komik değişikliklerini de öte yana bırakıyorum; ama bir "Misimovic uygulaman var"ki, Galatasaray'ın rakiplerine, "memnuniyetten"kahkahalar attıracak cinsten!.. Üstelik senin "herkes tarafından kabul edilen futbol âlimliğine karşı muâllimliğinin sıfır olduğunu" çok açık ortaya koyuyor!.. Elano ile beraber "yerlerinde oynatılmadıkları"ve de "sıradan oyuncu muamelesine tabi tutuldukları için" motivasyon eksikliği içine düştüklerini ve de "mutlu olmadıklarını" sokaktaki çocukların bile gördüğü ve bu sebepten "Rijkaard'ın faydalanamadığı"Misimovic'i takıma kazandıracağına, iki hafta içinde "Rijkaard'ın yolunu tuttun", yani, "fark"ortaya koyacağına, "kötü bir taklitçi olduğunu" gösterdin!.. Bakalım, "böyle"uygulamalarla "göndereceklerinin"yerine, Romanya'dan "kimlerin aracılığı ile kimleri getireceksin"; merakla bekliyoruz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.