Hagi ile sohbet!..

A -
A +

Vatan Gzetesi'nde Yalımcan Sarpyel, Hagi ile "enfes" bir röportaj yapmış. "Sorular" güzel, cevaplar müthiş!.. "Büyük futbolcu", "büyük sporcu" nasıl olunur, nasıl konuşur; tam bir ders!.. Diyor ki Hagi: "Sarı-kırmızılıların son transferi Lincoln, Schalke'de başarılı olmuş bir isim. İyi bir oyun kurucu ve pasör. Umarım başarılı olur. Ama G.Saray'da işler çok daha zordur. Schalke'de oynamak, G.Saray'da oynamaya benzemez. Çünkü Cimbom'un hedefi çok daha yukarılarda. Gerçek 10 numara ise benim. Türkiye'ye benim gibi bir Hagi bir daha gelmez." "Büyük transferler yaptık" diyen Galatasaraylı yöneticiler kızmasın. Hele hele "Avrupa'dan, Güney Amerika'dan getirdikleri" her transferle, "medyadaki taraftar spor müdürlerinin, yazar - çizerlerin ve yorumcuların pompalaması" ile ortalığı ayağa kaldırıp, çoğunda mahcûp olan Fenerbahçeliler ve Beşiktaşlılar hiç kızmasın!.. Hagi doğru söylüyor, Türkiye'ye "bir Hagi daha gelmez!.." Hagi'nin "Schalke ile Galatasaray kıyaslaması" da çok doğru; ama ne yazık ki, Galatasaraylı yöneticiler, Başkanları dahil "bu farkın farkında değiller"; yazık!.. Hagi'nin, "altyapı" diye attıklarında mangalda kül bırakmayan başkanlara, yöneticilere, teknik direktörlere, futbol yorumcularına ve de asıl "genç" futbolculara verdiği ders de büyük: "Türkiye'de kendime benzettiğim bir tek oyuncu var. O da Emre Belözoğlu. Onu ben yetiştirdim. Ama o da çok istekli ve çalışkandı. Bir şeyler öğrenmek için her fırsatı kullandı. Nuri Şahin'i de beğeniyorum, o da yetenekli biri. Ama zamanı var. Arda'yı da iyi tanırım. Antrenörken beraber çalıştık. Potansiyeli yüksek bir oyuncu. Sıkı çalışırsa, büyük bir yıldız olabilir. Fakat iyi bir 10 numara olmak için sol ayağını daha çok çalıştırmalı. Ona en büyük tavsiyem bu." Bitmedi, devam ediyor Hagi: "Hocalık yaptığım dönemde bir gözüm hep altyapıdaydı. Oradan 9 futbolcu (Özgürcan, Arda, Mehmet Güven, Mülayim, Uğur, Anıl, Ferhat, Aydın ve Zafer) hâlâ Galatasaray'da oynuyor. Onlarla bu kadar ilgilenmemin nedeni, transfere ayıracak paramızın olmamasıydı. Bu nedenle de kendi yıldızlarımızı kendimiz yetiştirdik. Bu gençlerle Göteborg'u 4-0 yendim. İnanıyorum ki Feldkamp da gençlerle yakından ilgilenecektir. Altyapıya çok önem vermek gerekir. Galatasaray'ın bu konuda hiç problemi yok. Bu Avrupa'da tez konusu bile olabilir. Bunda Fatih Terim, Ali Yavaş ve benim büyük katkımız var. Ajax nasıl bir örnekse, Galatasaray da olabilir." Burada duralım ve her sezon daha sezon başlamadan "İlle de şampiyonluk" diyen ve bu yüzden teknik adamlara "büyük baskı yapan" camiaya, taraftara ve medyaya takılalım: "Bu dayanılmaz baskı devam ettikçe, kaç hoca, gençlere sınırsız şans tanıma imkânını bulabilir?.." Cevabını da "gene" Hagi veriyor: "Yeni hoca Feldkamp'a da başarı diliyorum. Onun da yaşıyla ilgili bazı polemikler var. Ama Kalli çok tecrübeli bir hocadır. Birçok büyük başarıya imza atacağına inanıyorum. Ancak bunlar için ona biraz zaman tanınması gerekiyor. Eğer sabredilirse, G.Saray'ı istenen düzeye getirecektir." "Kendisine gösterilmeyen, gösterilemeyen" sabrın "Feldkamp'a gösterilmesini" isterken ne kadar haklı Hagi, ne kadar haklı!.. Ya "sahada hiçbir şey yapmayan, koşmaktan çok düşmeye meraklı", para sevdası yüzünden bu yıl da Fenerbahçe'nin kapısını çalmış olan Ümit Karan için "bir - iki cümle bile yazmayan" ama, hiç vicdanları sızlamadan, utanmadan, sıkılmadan, 90 dakika "gençlere taş çıkartırcasına koşan, yardımlaşan, gol pasları veren" Hakan Şükür'ün "kaçırdığı iki fırsata takıp", yazmadığını bırakmayanlara verdiği ders: "Hakan ile ilgili yapılan yorumları da doğru bulmuyorum. Kariyeri ve yaptıkları belli. Hocası olsam, hiç düşünmeden oynatırım. Umarım hayatını Galatasaray'a adamış olan Hakan, futbolu Galatasaray'da bırakır." "Hakan'ı kötülemekte büyük yorumcu ya da spor yazarı olacaklarını sananlara", dünya futbolunun gelmiş geçmiş en büyük yıldızlarından biri olan Hagi'nin verdiği bu ders, bilmem ki gerçekten "ders" olacak mı?.. Ve noktayı "şöyle" koyuyor Hagi: "Futbolu erken bıraktığımı düşünmüyorum. Tam zamanıydı. Ama Türkiye ve Galatasaray'ı çok özlüyorum. Hoca olarak Galatasaray'dan ayrılırken, 6. sırada aldığım takımı, 2. olarak bıraktım. Kendi oyuncularımı kendim yetiştirdim. Yine de başarısız sayıldım. Benim vicdanım rahat. Çünkü başarılıydım. Ama bir kırgınlığım yok. Türkiye'de çok güzel günlerim geçti. Bir gün bir şekilde oraya döneceğimi biliyorum. Ama hangi vasıfla ya da ne amaçla olur, onu bilemiyorum. Futbol adına yapılabilecek her şeyi eksiksiz yaptım. UEFA Kupası'nı alalı 7 yıl oldu. Ama Türkiye'de hâlâ ulaşabilecek bir başka takım çıkmadı." Doğru söylüyor Hagi, hem de çok doğru!.. Galatasaraylılar onu özlüyor, onu hasretle bekliyor!.. Belki bir sabah gelecek!.. Ve Şekip Ayhan Özışık'ın "unutulmayacak" rast şarkısının aksine.: Lâkin vakit "geçmiş olmayacak!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.