Hakan Şükür için!..

A -
A +

Çok iyi biliyorlardı ki; "Hakan Şükür'ün kafası koparılırsa, Galatasaray futbol takımı şampiyonluk mücadelesinden düşecekti"; zira, darmadağın olmuş, birbirine düşmüş kısa zamanda ve kolayca toparlanamayacak; böylece "şampiyon çoktan ilân edilmiş" olacaktı!.. Onun için "haklı -haksız" her fırsatı, "abartarak, kıyametler kopararak" sayfalara, ekranlara taşıdılar; "yalan - yanlış haber kurguladılar", o haberleri "doğru" kabul ederek ekranlarda yorumlar yaptılar ve spor sayfalarında yazılar yazdılar, ama Hakan Şükür'ü yıkamadılar!.. "Galatasaray karşıtı olanların" yaptıklarını bir yana bırakalım, ya "bazı Galatasaraylılar"; Hakan'ı yemek için yapmadıklarını bırakmayanlar?.. Onların da "kendilerine göre" hesapları vardı; "Hakan'ı çok uzun yıllardır yıkmak isteyen" kafalar vardı, "Galatasaray takımının başarısızlığı ile", hesabı "yeni" yönetime kesmek için fırsat bekleyenler vardı; yüklendikçe yüklendiler!.. Ama, Hakan Şükür dimdik ayakta kaldı, takımının kısa sürede toparlanmasında, ameliyat olduktan 24 saat sonra hastaneden kaçıp Galatasaray kampına giderek arkadaşlarına moral ve gençlere ders verecek kadar "fedakâr ve vefakâr" Hasan Şaş ile el ele verip "gerçek ve büyük" bir kaptan olarak büyük rol oynadı; Hasan Şaş gibi o da, nasıl bir "Galatasaraylı" olduğunu dostuna düşmanına gösterdi; hem de hemen hemen her gün TV ekranlarından, spor sayfalarından fıçı fıçı gelen "zehirleri" içip "Kızılcık şerbeti" diyerek!.. Real Madrid'in Raul başta "emektarlarına yaptığı manevi değeri büyük jestleri" görüyorum, Brezilya'da "özel hayatındaki çirkinlikleri itiraf eden" Romario'ya yapılan törenleri duyuyor, okuyorum; buna karşılık, "Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük ve özel hayatı ile de örnek futbolcusuna reva gördüğümüz" manevi işkenceleri her gün spor sayfalarında okuyup, ekranlarda seyrederken, içim sızlıyor!.. Hakan Şükür de insan, elbette o da hata yapacak, yapıyor ama, bıraktım Fenerbahçelileri, Beşiktaşlıları, "başkaları hata yapınca" onlara gösterdikleri hoşgörünün "yüzde birini" bu büyük kaptana, bu büyük Galatasaraylıya göstermeyen ama "Galatasaraylıyım" diye övünen "bazıları" için yazacak, söyleyecek söz bulamıyorum!.. İnsanlar bu kadar kindar ve vefasız nasıl olabilirler?.. Elbette Hakan da eleştirilecek, hataları, yanlışları yazılıp söylenecektir ama "kişiliğine dönük" aşağılayıcı, hakaretamiz, ipe sapa gelmez itham, iddia ve iftiralarla yapılan hücumlara ne demeli?.. Mesela, "lâik bir hukuk devletinde", onun "inancı yüzünden" başına gelenlere ne demeli?.. "Lâik" devletin inançlara, "hukuk" devletinin ifade hürriyetine "saygı" demek olduğunu bildikleri hâlde, "bu iki ilkeyi ters yüz ederek" Hakan Şükür'e saldırmayı "görev" sayanlara ne demeli?.. Diyorum ya, "söylenecek çok şey var"; ama "onlara asıl cevabı" saha içinde de saha dışında da "Galatasaray'a ve Galatasaray takımına sahip çıkarak" Hakan Şükür "en iyi şekilde" veriyor!.. Temenni ederim ki, "bu büyük Galatasaraylı ve büyük kaptan" futbolu "şampiyon bir takımın kaptanı" olarak bıraksın; hakkıdır!.. Galatasaraylı futbolcular "son iki haftayı, elbette Galatasaray için oynayacaklar" ama, Ümit'ler, Nonda'lar dahil onların "büyük kaptanları için" de oynayacaklarına inanıyorum!.. Elbette "önemli" gördüğüm bir hususa dair "kafamdaki soruyu" da yazmam gerek: Anlayamadığım bir şey var; "Galatasaray'daki bu imkansızlıklar ve zorluklar ortamına rağmen" futbolculardaki "hava bu iken", Fenerbahçe yönetimi "neden" kendilerine her imkânın bahşedildiği "allı ve de ballı" bir ortamdan "gitmek isteyen" futbolcularla baş etmek için uğraşıyor?.. Acaba Fenerbahçe takımında "Hakan Şükür ve Hasan Şaş gibi" futbolcuların olmamasının "bu çarpıcı farkta" rolü var mı?.. Düşünelim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.