Özel TV’leri geçtim, devletin televizyonunda bile bu kelimeyi düzgün vurgulayan kalmadı!
Dünkü gazetemde “Türk Dil Kurumu yılın kelimesini seçiyor” başlıklı bir haber vardı.
Habere göre, “TDK, Ankara Üniversitesi ile birlikte ‘2024 yılının kelimesi / kavramını seçmek üzere’ kurulun belirlediği 7 kelimeyi halk oylamasına sunmuştu.”
Haberi okurken, gülümsedim ve de ben de, “Futbol başta, spor dünyamızda en çok kullanılan bir kelimeyi” halk oylamasına değil, medyamızın oylamasına, hem de “yılların kelimesi” olarak sunmaya karar verdim.
Bu kelime; “hakem”, evet “ha – kem!..”
Zira “hakem kelimesinde vurgu”, çok zaman TV ekranlarında “hatalı” yapılıyor…
Ve de futbolumuzun “bazı” yorumcuları, başkan ve yöneticileri, hocaları, futbolcuları “hakem” kelimesi içindeki “vurguyu ‘kem’ hecesinde yapacakları yerde ‘ha’ hecesinde yapıyorlar” ve de “hakem” kelimesini “hâkim” kelimesi gibi vurguluyor ve “hâkem” diyorlar…
Programları yöneten arkadaşlarımız da, “program öncesinde ya da ara verildiğinde” yorumcuları uyarmıyorlar, “hatayı” düzelttirmiyorlar…
Özel kanallar bir yana, “Türkçe konusunda titiz olması gereken” TRT’de de “aynı hata” yapılıyor; kabul edilemez!..
Ayrıca, “özel TV kanallarında maç sonralarında kurulan masalarda, ‘kulüpçülük’ yapılabilir ama… TRT ekranlarında “kulüpçülük yapılması” da kabul edilemez. Ne yazık ki, TRT’de zaman zaman “bu intibaı veren” masalar oluyor… Dikkat!...
Bu arada o programlardan birinde, “ünlü” bir yorumcumuz, “kendilerini eleştiren” bir yorumcuyu ‘Gel buraya’ diyerek” davet etmez mi?..
Sen, orada “hakemler başta” önüne geleni eleştireceksin, bir defacık da sen eleştirilince, eleştireni düelloya davet edeceksin, olacak şey mi?..
Orası devletin, ülkenin, milletin, halkın TV’si… Bunu yorumcular da, programı yöneten moderatörler de unutmamalı!..
Mesela, “bir özel TV kanalı” var ki… Özellikle Galatasaray’ın maçlarından sonra, ‘kurduğu masaların senaryosunu’ acaba Acun Ilıcalı mı hazırlıyor” diye düşündürüyor, insanı; bu konuda bol bol telefon ve mail alıyor ve gülüyorum…
Zira “o masadaki ‘Galatasaraylı yorumcu” kardeşimin “programın dengesi” üzerine gayretleri “dengenin kurulmasına yetmiyor” çok zaman… Hele ki, masanın ‘hakem yorumcusu’ uzmanı arkadaşımızın da o havaya kendini kaptırdığı geceler…
Sonuç; programı seyredenler, “Galatasaray gene ‘haksız kazandı galiba’ olgusu” ile programı bitiriyorlar… Bravo ve alkışlar!..
Öcal Uluç'un önceki yazıları...