Hamza Hoca ve Demba Ba!..

A -
A +

Galatasaray'ın genç çalıştırıcısı kendisine tavır takınan Emre'yi kadro dışı bırakarak 'hoca' olmuştur. Demba Ba ise başkasına laf atacağına kaçırdığı gollere bakıp aynada kendisiyle yüzleşmelidir.

Emre Çolak'ın "şampiyonluk yarışının en kritik döneminde" Galatasaray Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu tarafından "kadro harici bırakılması", sarı-kırmızılı hoca için "teknik adamlık kariyerinde yukarıya doğru atılan önemli bir adımdır "; kutlarım!..

Bu adım, "Efendim, tam bu süreçte böyle bir şey yapılır mı" diyenlere de, verilmiş bir "Hocalık" dersidir!.. 

Ve genç hoca, "bu cesaretinin, bu doğru ve dürüst adımının ödülünü", cuma gecesi Gençlerbirliği önündeki galibiyetle almıştır!..

Deniyor ki, "Aynı kararı, mesela Sneijder yapsaydı, Selçuk yapsaydı, verebilir miydi?.."

Hamza Hoca, "bu soruya ne cevap verir", bilmem. Ama "Ben olsam", bu soruya cevabım "Hayır" olurdu; zira "böyle bir karar" hiçbir zaman "çifte standart" olmazdı!..

Elbette, "Sneijder olmanın, Selçuk olmanın", daha doğrusu "olmuş olmanın" bazı "ayrıcalıklara da sahip olmak olduğunu" kabul etmemiz gerek!..

Emre de "önce Sneijder gibi olsun, Selçuk gibi olsun" elbette "onlara gösterilen bazı ayrıcalıkların da sahibi olacaktır!.."

Bu ayrıcalıklar, siyasette de vardır, sosyal hayatta da vardır, sanatta da vardır, sporun bütün branşlarında da vardır.

Kimse, hele hele hiçbir hoca, Pele ile Maradona ile genç bir Brezilyalı ya da Arjantinli futbolcuyu "çifte standart testine tabi tutamaz"; tutmaya kalkana herkes kahkahalarla güler!..

Bakınız, "Gençlerbirliği kalecisinin Galatasaray'dan yediği gol için", mesela ben çıkar, "Galatasaray sezon sonunda kaleciler bakımından çok şanslı, çok maçı Muslera, bir maçı da Ferhat kurtardı" diye bir "espri" yapabilirim.

Ama Demba Ba, çıkıp da "Bu dünyada bazı insanlar utanmalı" diye tivit atarsa, adama derler ki; "Önce sen utan, Beşiktaş'ın puan kaybettiği son maçlarda Stancu'dan beter golleri kaçırdığında sen neden utanmadın?.."

Koçarslan'ın açıklaması 

24 Nisan'da, Galatasaray başkan adayları konusunda "Hadi canım siz de" başlığı ile yazdığım ve "spor basınımızı eleştirdiğim" yazıma, "Suada İşletmecisi" Mehmet Koçarslan'ın avukatından noter kanalı ile bir açıklama geldi.

Yazımın içinde "Koçarslan ile ilgili sadece 4 paragraf vardı", gelen açıklama ise çok uzun.

Sayın avukat, müvekkili adına "bu yazıda müvekkiliyle ilgili ifadelerin gerçek dışı ve müvekkilini küçük düşürücü olduğunu" belirterek, "bu yazıyı başkalarının tesirinde kalarak yazdığımı" öne sürüyor ve "özetle" diyor ki:

*Galatasaray'ın duayenlerinden İnan Kıraç, yazarın ima ettiği gibi müvekkilimi destekleseydi, 27.02.2010 tarihinde yapılan genel kurulda müvekkilimin yaptığı sözleşmeyi yasaya aykırı olan iptal eden karar çıkmazdı.

*Müvekkilim oy kullanmak için gittiği Galatasaray Lisesi'nde yapılan genel kurul sırasında, lisenin bahçesinde  İnan Kıraç ve Ünal Aysal ile beraber fotoğraf çektirmemiştir ve genel kuruldan önce 300'e yakın üyenin aidatını ödememiştir. Daha önce bir gazetede çıkan bu haber müvekkilim tarafından tekzip edilmiştir.

*Müvekkilim Galatasaray'ı zarara uğratmamış, aksine, Galatasaray Yönetimi'nin tespitlerine göre, Galatasaray Adası için, sözleşmede olan yatırımlardan çok daha fazlasını yaptırmıştır. 

*Müvekkilim yazarın iddia ettiği gibi Galatasaray Adası'nın adını değiştirip Suada yapmamıştır. Yapılan sözleşmede, "mekan adı" olarak "Galatasaray Adası" adının altına daha küçük harflere "işletmenin adı" olarak "Suada Clup" yazılması da hükme bağlanmıştır. Müvekkilim sözleşmenin bu hükmüne uygun olarak işletme adını kullanmaktadır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.