Pazar gecesi "sıradan" bir Rus takımı önünde seyrettiğim Galatasaray, "Galatasaray" adına da, "Fatih Terim" adına da bana hüzün verdi!.. Lâfı uzatmadan söyleyeyim; Terim adeta intihar ediyor!.. Tam bir harakiri!.. Göbeğine sapladığı bıçaklar da "bir tane değil; birkaç tane!.." Başta Hasan Şaş!.. Sonra Arif Erdem!.. Sonra Ümit Davala.... Ve mesela Hakan Ünsal!.. Ve de başkaları... Hasan Şaş "Anlaşmadık, kalabiliriz,i kalıyoruz" diye diye İnter'e giden ve "beraberlerinde de, Galatasaray'ın kolay bir şampiyonluğunu götüren" Emre'den, Okan'dan çok iyi ders almış gibi.. Ne var ki, Galatasaray yönetimi ve hele hele Fatih Terim "hiç ders almamış" sanki!.. Hasan Şaş'ın yerine "şaşkın ve sıradan bir futbolcuyu takıma koysanız" çok daha işe yarar; hiç olmazsa arkadaşları "onun durumunu bilip" pas vermezler, verirlerse de koca bir maç boyu "birkaç top ona çarparak" tesadüfen "doğru yere gider!.." Hasan Şaş'ta öyle değil; her topu almak istiyor, vermeyene bağırıyor, aldıklarını da durup dinlenmeden eziyor, kaptırıyor!.. Ve koca Fatih Terim hâlâ "ondan bir şeyler ümit etmeye devam ediyor!.." Vah ki, ne vah!.. Mevsim başından beri inatla "ona verilen şans", PAF takımından bir oyuncuya verilseydi, çoktan "yıldız olmuş" takıma oturmuştu, bile!.. Hasan kalmak istemiyor, "kalırsam da bütün parasal dengeleri bozacağım ve Galatasaray'ın canına okuyacağım" diyor, Terim ve de yönetim hâlâ "böyle bir oyuncuyu" takımda tutuyor; hayret!.. Arif Erdem, Hasan'ın bir başka türlüsü!.. Koca bir maç, oynadığı sürece "tek olumlu hareket yapmadı!.." "Bir gram bal için bir ton keçi boynuzu çiğnemek gibi bir şey"; Arif'ten fayda beklemek!.. Bitmiş... Heyecanını kaybetmiş... Ne bekliyor hâlâ ondan Fatih Hoca, anlamak mümkün değil!.. Hakan Ünsal'ın "böyle bir özel maçta", hakeme ve yardımcı hakeme yaptıklarına, söylediklerine dikkat ettiniz mi? Bu hareketler "Galatasaraylı bir futbolcuya yakışıyor mu?" Her maçta benzer tablolar sergileniyor ve Galatasaray "kendini tatmin etmekten öteye hiçbir faydalı iş yapmayan" bu oyuncuda ısrar ediyor!.. Ümit Davala ile beraber, Galatasaray savunmasının iki kanadını "yol geçen hanına çevirmek gibi" bir vurdumduymazlık içinde, güya "futbol oynuyorlar!.." Terim artık anlamalı ki; "Benim adım Fatih, ben en kötüden bile futbolcu yapar, oynatırım" inadı ile bir yere varamaz!. "Yan ve geri paslardan kaptırılan toplar" ile, Galatasaray ne maçlar, ne kupalar kaybetti; hâlâ "hiç gereksiz" şekilde "yan ve geri pas riski" ile takıma "gol yediren, maç kaybettiren" sorumsuzlar var ve pervasızca bu huylarından vazgeçmiyorlar!.. Fatih Terim de, hâlâ böylelerinden stoperler, kenar savunma adamları, orta saha presçileri yapmaya uğraşıyor!.. Yaz yaz bitmez... Kerem'den, Baliç'e kadar!.. Açıkça görülüyor ki; Galatasaray'ı kurtaracak olan "tepeden tırnağa yenilenmedir ve bu sırada gösterilecek olan sabırdır!.." Yönetimi "kandırmaya, uyutmaya çalışan" futbolcularla, teknik adamları "kandırmaya, uyutmaya çabalayan" oyuncularla Galatasaray hiçbir yere gidemez!.. Bakınız, ona bir "ip ucu" vereyim: Takımda "onun sert ve küfürlü konuşmaları, demir disiplini ve acımasız yönetimi aleyhine konuşanlar" ve durmadan "arkadaşlarını tahrik edenler" var!.. Kendisinden "Firavun" diye söz edenlerin ve hatta "Görelim bakalım Firavun mu kazanacak, yoksa Musa mı?" diyenlerin olduğu kulağıma kadar geldi; inşallah yalandır!.. Terim "Ben kimseye forma vermem, forma hak edile edile alınır" diyor; doğru da söylüyor, ama "söylediğini yapmıyor, belki de yapamıyor!.." Neden? Anlayan varsa, beri gelsin!.. ocaluluc@beko.net