Hata üstüne hata!..

A -
A +

''Ey Fatih Terim, tekrar milli takıma aldıkların oyununu ve galibiyeti içine sindirebildin mi?''

Arda ve Burak’ın “Sarı çizmeli Mehmet Ağa” düeti internete video hâlinde düşünce, benim bilgisayarıma da geldi. Seyrettim; kusacaktım!..
Bu muydu, aylardan beri “Milli Takıma alınmadılar” diye kampanyalar yapılan, ağıtlar yazılan ikili; evet, “işte buydu!..” 
Pazartesi günkü Türkiye’nin spor sayfasında, Fatih Terim’in açıklamaları için” görüşüm vardı ve bu görüş “Keşke konuşmasaydı” diye bitiyordu!..
Bugün “o sözün de önüne geçecek” bir başka sözüm var; “Keşke bunları Milli takıma hiç çağırmasaydı, yazık etti kendine de, bu futbolcuların yerine oynayan / oynayacak olan genç futbolcularımıza!..”
Elbette, “bu video kaydının ne zaman, nerede çekildiği” konusunun habere konmaması, gazetecilik adına büyük bir eksiklik, hatta ayıptı ama, işin aslına bakarsanız, “bu videonun hangi mekanda ve ne zaman çekilmiş olduğunun” bir önemi yoktu; “önemli olan”, bu ikilinin bu videodaki görüntüleriydi  ve Türk Milli Takımı Kaptanı’nın bu görüntülerin baş solisti olması kabul edilemezdi!..
Tam 5 defa art arda izledim ve “yazıklar olsun” dedim!..
Burada duralım ve “görüntüden gerçeğe dönelim!..”
Ey Fatih Terim Hocam, söyler misin bana, “Oynasınlar” diye Dünyayı başına yıkanlar haklı mı çıktı?..
Ne oynadı Selçuk; sahanın en kötüsüydü; Arda ve Gökhan Gönül ondan “sadece bir arpa boyu iyi” idiler; Burak “attığı güzel golün ötesinde” ne yaptı?..
“Onların başını çektiği” futbolumuzla, bıraktım Hırvatistan’ı, Ukrayna’yı, İzlanda’yı, acaba  Finlandiya’yı yenebilir miydik?..
“Onları içime sindiremeden çağırdım” dedin; “Onlarlı takımla oynanan futbolu ve alınan galibiyeti” içine sindirebildin mi?..
Üzülerek “dahasını” da yazmak zorundayım, bir spor yazarı, bir gazeteci olarak; eğer “kararlarını, ilkelerini, tavır koyuşunu” Emre Belözoğlu’nun bir telefonu ile, “üstelik içine sindiremeye, sindiremeye değiştirecek halde isen”, vah ki, ne vah!..
Bak sevgili Hocam, “bu altılıdan dördünü (Arda / Selçuk / Burak /Gökhan), Fransa finalleri öncesi ve Fransa finalleri sırasında ‘Bu kadar’ deyip, kadrodan çıkaracak ve tatile gönderecektin”; benim tanıdığım Fatih Terim “böyle yapar ve de böylesine dillere düşmezdi”; yapmadın ve bu hatana, “o dörtlüyü kadroya yeniden çağırmak” ve hele hele “Kosova maçı sonrası yaptığın açıklama” ile iki  büyük halkayı daha ekledin!..
Dua et ki, araya “Fenerbahçe-Galatasaray derbisiyle başlayan” bir Süper Lig süreci giriyor, üst üste önemli ve kritik karşılaşmalar var. Yoksa “yılan hikayesine dönen”, ama tam kapanmak üzereyken, senin açıklamalarınla gündeme yeniden oturan “”provokasyona çok açık” kampanya, “istifanı isteyen, bekleyen” ve hatta “milli maç günü ‘İstifa ediyor’ haberleri uçuran” grubun dilinde, kaleminde daha da uzayacak ve onları “bayram ettirecek” bir sonuca ulaşabilecekti!..
Şimdi Marta kadar bir zamanın var; bilmem ki, bu süreçte “içine sinecek” hangi işleri yapacaksın?..
İyice karışmış görünen kafan inşallah hayırlı çözümler üretir; Türk futbolu için de, Türk Milli Takımı için de, senin için de!..
Beklemek bizim işimiz; iş yapmak, hem de iyi iş yapmak senin; yaşayıp göreceğiz!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.