Galatasaray Futbol Takımı'nın görünür "önemli" dört problemi var: 1 - Başta kaptanları Ümit Karan - Ayhan - Sabri olmak üzere, takımın çok oyuncusu "hakemlerle oynuyor", devamlı el kol hareketleri ve "vır vır" ile itiraz ediyor; üstelik "büyük müsamahaya rağmen" kart görüyor, görmekte ısrar ediyor!.. Kaptanlık için "başka isimler" düşünülmeli; mesela Servet gibi, Kewell gibi, Hakan Balta gibi!.. 2 - Feldkamp'ın, Skibbe'nin işine, Galatasaray antrenmanlarına burnunu sokmaya kalkışmasının önü hemen ve tamamen kesilmeli!.. "Sadece", o da "Skibbe görev verirse", Galatasaray'ın UEFA Kupası'ndaki rakiplerini seyredip, "o rakip hakkında rapor vermeli", gerisine karışmamalı!.. "Şöyle takım kur, bunu oynat, şunu oynatma" öğütlerini kendisine saklamalı; "kendisine yapılmasını istemediği ve de kabul etmeyeceği şeyleri", başkasına, tabii bu arada Skibbe'ye yapmamalı; yapma hevesindeyse, bu heves yönetimce kursağında bırakılmalı!.. Galatasaray Teknik Direktörü Skibbe'nin şu sözlerine bakın: "Kalli'nin gerçek anlamda görevi, Galatasaray Yönetimi'nin danışmanı. Ancak şu an ne yapıyor derseniz, ben tam anlamıyla bilmiyorum. Hatta Galatasaray Yönetimi'nin dahi tam anlamıyla bildiğini zannetmiyorum." "Böyle" bir zatın Galatasaray antrenmanında Lincoln'le, Ümit'le, Ayhan'la konuşması, o takımı ne hâle getirir, Skibbe'yi ne duruma düşürür?.. Böyle bir yönetim zafiyetinin kime zarar vereceği ve verdiği ortada değil mi?.. 3 - Lincoln'süz bir Galatasaray'ın hâli pürmelâli Sivasspor'a karşı oynanan futbolla bir defa daha ortaya çıktı!.. Ortaya çıkan bir başka gerçek de, Milan Baros'un "kolay maçların golcüsü", buna karşılık "zor maçların zor gol atan adamı" olması!.. Ümit Karan'ın "istikrarsız ve sorumsuz" futbolculuğu ve "ne zaman, nerede nasıl gol atabileceğinin" belli olmaması, Nonda'nın "tekaütler maçlarında oynayacak kadar" güçsüz, bitik ve isteksiz futbolu, "üç kulvarda mücadele eden" Galatasaray'ın, Mehmet Yıldız'a ya da "Mehmet Yıldız tipinde" bir futbolcuya ne kadar ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor!.. İleride rakip defansı bozan, top tutabilen ve saklayabilen, fizik gücü üstün ve de "gol atabilen" bir santrfor; "böylesi" Galatasaray'da var mı?.. 3 kulvarda bugüne kadar oynanan maçların "önemli bir bölümü" kolay maçlardı; şimdi "hava ve saha şartları" ile beraber "3 kulvarda mücadele" de zorlaştı!.. 4 - Ve nihayet, "sakatları sahalara döndüremeyen" bir sağlık kurulu ve de "aptalca görülen kartlarla gelen cezaları önleyemeyen" bir yöneticiler grubu ile Galatasaray'ın Süper Lig'de de, UEFA'da da, Fortis Türkiye Kupası'nda da "hedefe varması" zor görünüyor!.. "3 kupada da hedefe varmak" hayali, güzel, hem de çok güzel ama ya gerçekler?.. Skibbe'nin kimselerin inanamadığı "olumlu" performansına ve de Türk Futbol tarihinin en pahalı ve alternatifi en bol kadrosuna rağmen, Galatasaray, "olmazları olduramayan" ama aksine "olurları olmaza çeviren" bir görüntüyle yoluna aksaya aksaya devam ediyor!.. Soru açık; nereye kadar?..