G.Saray, F.Bahçe maçı yorgunu olabilirdi; G.Saraylı futbolcuların aklı, İstanbul'daki Genel Kurul oy sayımına takılmış olabilirdi; Ama, Gerets'in böyle bir mazereti olamazdı. G.Saray'ın sakatı, cezalısı da fazla olabilirdi, ama G.Saray'ın hocasının sahaya çorba gibi bir taktik ve tertiple çıkma hakkı olamazdı. Üstelik ilk yarının uzatma dakikalarına kadar "olmadığı görüldüğü halde" oyuna müdahale etmemesi de şampiyonluğa oynayan bir takımın hocasına yakışacak bir durum değildi. Volkan'ın "aynı şekilde kaptırdığı" üçüncü topta Denizlispor golü gelmiş ve iyi oynamayan G.Saray karşısında mutlaka puan almak için sahaya çıkmış olan yeşil-siyahlı takım hem moral hem de oyun olarak rakibinin önüne geçmişti. Golde el var mıydı yok muydu; tribünden görmem mümkün değildi, ama gole kadar Denizlispor "iki golü" hak edecek akınlar yapmış ve fırsatlar yakalamıştı. Buna karşılık G.Saray, rakip kaleciyi çalıştıracak kadar sert bir şut dahi atamamıştı. İki bek arkalarına devamlı adam kaçırırken, Volkan zeybek, İliç yokları oynuyor, Hasan Kabze ne yaptığını bilmez şekilde koşuşturuyordu. Takım defansta her zamanki gibi Mondragon - Song - Tomas üçgeniyle ayakta kalmaya çalışıyor, biraz Ayhan, biraz Necati bir şeyler yapmaya çalışıyor, Hakan'a doğru dürüst top atılamıyordu. İkinci yarıya İliç'in yerine Sabri'yi alarak çıkan G.Saray, oyunu Denizlispor yarı alanına yıkıyor ve bu arada Denizlispor defansının büyük hatasıyla beraberliği 56. dakikada yakalıyordu. Ve G.Saraylıların gırgırları arasında Uğur'un yerine oyuna giren Heinz takımını ipten alıyordu. Hem hücumlara akıl getiriyor, hem de attığı nefis golle 3 puanın kurtarıcısı oluyordu. Denizlispor'un ofsayt bayrağıyla iptal edilen golünden sonra kalitesi düşen ve fizik mücadele haline dönen maçın son dakikalarında Serdar Tatlı'nın G.Saray lehine çaldığı her düdük tribünlerden tepki alıyor ve maç iyi oynamayan şampiyon adayının galibiyetiyle noktalanıyordu. Denizlispor'a yazık oldu; her transferde en iyi adamlarını satmak zorunda kalan yeşil- siyahlılar, ligde kalabilmek için alkışlanacak bir mücadele veriyorlar; dün gece de böyle bir mücadele verdiler, biraz şanslı olsalardı hak ettikleri puanı, hatta puanları alabilirlerdi; ama kalecileri buna müsade etmedi. Serdar Tatlı, G.Saraylıların "golde el vardı" itirazlarına sebep olan pozisyon kendi adına temizse büyük bir hata yapmadı; ama nedense kararlarında "kendine güvenen eski Serdar Tatlı" değildi.