Helal olsun Duygun Hoca!..

A -
A +
Esaslı" ve "güvenilir" iki Galatasaraylıdan duydum; eski" Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat ile ilgili iki olay!..
Okuyucularım bilirler, Duygun Başkanı, çok eleştirdim, ama "bu iki olay doğru ise", sadece "Aziz Yıldırım'ın şike davası ile ilgili olarak, ortada hiçbir sebep yokken, 'Galatasaray Başkanı' unvanını taşıdığı bir dönemde kendini ortaya atması ile ilgili olanlar" hariç, bütün eleştirilerimi geri alıyor ve ondan "yaptığım sert eleştiriler için" özür diliyorum!..
Olay bir; Galatasaray'ın doktoru, nikâh törenine Başkan Yarsuvat'ı davet eder. Tören, Galatasaray Adası'nda, pardon Suada'da yapılacaktır. Yarsuvat, doktora der ki; "Bu nikâh törenini oradan başka nerede yapsan, koşar gelir ve de şahitliğini yapardım. Ama Galatasaray'a bunca yıldır onca zarar veren bir kişinin çalıştırdığı yere gelmem. Yıllardır oraya ayak basmıyorum, orası Galatasaray Kulübü'ne dönmedikçe de ayak basmam!.."
İşte "bir Galatasaray Başkanı'nın koyacağı tavır budur"; helâl olsun ve Dursun Başkan başta olmak üzere, gelecek bütün Galatasaray Başkanları'na da ders olsun!..
Olay iki; bana anlatıldı ki; Galatasaray'da Duygun Yarsuvat'ın yeniden aday olmayacağı kesinleştikten ve Adnan Öztürk ile Turgay Kıran adaylıklarını açıkladıktan sonra, kulise İnan Kıraç'ın da "bir aday aradığı" fısıltıları yansımış. İşte bu iddia yaygınlaşınca, Yarsuvat, Dursun Özbek'e "Aday ol, ben seni destekleyeceğim" diyerek, onu havuza itmiş ve Kıraç'ın adayının önünü kesmiş. Özbek, önce "Nasıl olur, benden önde Ali  Dürüst var" demiş ve Ali Dürüst'e teklif götürmüş; "Sen başkan ol, ben yönetimine gireyim!.."
Ali Dürüst "Hayır" demiş, o zaman "Peki, ben aday olayım, siz Abdürrahim Albayrak'la benim listeme girin" demiş Özbek, o isteğine de "Hayır" cevabı almış.
Özbek adaylığını, Yarsuvat "Özbek'i desteklediğini" açıklamış ve Yarsuvat'ın "bu adımı", İnan Kıraç'ın aday aramasına noktayı koymuş.
Galatasaraylı arkadaşım bana dedi ki; "Yarsuvat bu kararlı duruşu, İnan Kıraç'ın kulisten çekilmesini sağladı. Eğer Yarsuvat'ın Dursun Özbekli hamlesi olmasaydı, Kıraç bir aday çıkaracak ve o adayın listesinde Ali Dürüst ile Abdürrahim  Albayrak da olacaktı!.."
"Olay doğru mu, tevatür mü" bilmiyorum, ama doğru ise "bir-iki satır" da ben ilave edeyim:
Ve herhalde "O aday da, seçimi kazanıp, Galatasaray Başkanı olunca", Galatasaray Adası, daha uzun yıllar Suada olmaya devam edecekti!..
Eğer "bu olay da doğru ise", bir "Helal olsun Duygun Hoca daha; helal olsun!..
Altın fırsat ve amatör işi!..
Galatasaray, önüne gelen "altın fırsatı", bir defa daha "amatörler elindeymişçesine" tamı tamına "bakıra çevirerek" harcadı!..
Şampiyonluktan sonra kaç gün geçti, hâlâ GS Store'larda  "4 yıldızlı ürün yok" ve sokakta bana bunun sebebini soran Galatasaraylılar, "Kaldırım sergilerinden korsan 4 yıldızlı formalar, tişörtler alıyoruz" diyorlar!..
"Galatasaray'ın şampiyon olması" ile ilgili "doğru dürüst bir hazırlık yapmadığı, yapamadığı ortada olan" GS TV, hâlâ "durup dinlenmeden şampiyonluk gecesinden görüntüleri ile bu sezonun, geçmiş sezonların görüntülerini ekrana getirmekten başka bir şey yapamıyor"; yapamadı. O geceden bu yana olan GS TV ekranlarında seyrettiklerimiz tam bir "amatör işi!.."
Hele "o" gece; bu işi bir "destan gecesi hâline getirecek" onca "TV ve TV ekranı tecrübeli" Galatasaraylı var, gazeteci var, sunucu var; ama "amatör bir heyecan içinde dönüp dolaşıp aynı şeyleri tekrarlayan, heyecan ve coşku içinde bağırma yarışına çıkan" anlatıcı, aktarıcı, röportajcı ve sunucu gençler ekibinin yaptıkları gaflardan sıkılıp "Lig TV'ye zaping yapan" binler, on binler de var!..
Daha da amatörcesi, "pasta kalıplı 4'üncü yıldız" gösterisini bile aratan bir "şampiyonluk gecesi" organizasyonu; anlayın ki, "o gecenin en renkli ve akılda kalan anı", Sneijder'in mikrofonu kapıp "Ağlama Fener" feryadı; o da olmasa "akılda ne kalacaktı"; hiç!..
Pardon, bir de, Ali Dürüst ve Abdürrahim Albayrak'ın  "şu ana kadar haklı mı, haksız mı olduğuna doğru dürüst karar veremediğim, podyuma çağrılmama ve küstürülme olayı" var; işte o kadar!.. 
Diyorum ya, taa Faruk Süren döneminde UEFA Kupası'nın alınışından beri", Galatasaray Kulübü, "kendine yakışmayacak bir şekilde" bu altın fırsatları değerlendirmiyor, değerlendiremiyor!..
Yazıklar olsun!.."Liseci" yok!..
Galatasaray'da Dursun Özbek Yönetimi, "liseci derin Galatasaray" nitelemelerinden uzakta gibi görünüyor!..
"Galatasaray liseli / liseci değil", Başkan hariç, 10 asil ve 5 yedek üyeli Galatasaray Yönetim Kurulu'nda, "6 Galatasaray Lisesi mezununa karşı 9 Galatasaray Lisesi mezunu olmayan" yönetici var.
"Liseli yöneticiler" içinde de "Liseci derin Galatasaray Grubu'na dahil olan" yok!..
Eğer "Özbek ve arkadaşları", bu "olumsuz" mali tabloya rağmen başarılı olurlarsa, Galatasaray Spor Kulübü'nde "liseciler dönemi" bir daha "geri gelmemek üzere" sona erebilir; erecektir de!..
"40 sene" çökenlere!..
"DAVET: Dostluk, Sevgi, Hoşgörü günümüze bekliyoruz. Sayın Üyemiz, beyaz bir sayfa açıyoruz... Herkesin dolabında beyaz bir gömlek, beyaz bir elbise veya beyaz bir tişört mutlaka vardır. 12 Haziran Cumartesi havuz başına kıyafetlerinizle bekliyoruz. TSYD Yönetim Kurulu"
TSYD'nin "yeni yönetim kurulu", Genel Başkanı'nın "art arda gelen "beyaz ve kara" açıklamalarının, dernek içinde yaptığı tahribatı anlamış olacak ki, "böyle bir davet ve çağrı yapmak" zorunda kaldı.
Ne yazık ki, bu çağrının yapıldığı gün, Genel Başkanlarının "isim belirtmeden", Derneğin Tarihi'nin tam ortasına "40 sene bu derneğe çökenler, burayı çok seviyorum deyip sömürenler, küçük olsun benim olsun diyenler, ufak hesap peşinde koşanlar" karalamasını koyan açıklaması, TSYD resmi sitesinde hâlâ duruyordu ve 1975'ten beri bu derneği yönetenlerden, bir "yanlış anlama ve manasını aşan satırlar" denerek bir özür bile dilenmemişti.
İşte "o 40 sene çökenlerden" İzmir Şubesi'nde çok uzun yıllar yöneticilik, başkanlık, genel kurul başkanlıkları ve TSYD'nin genel merkezinde yöneticilik yapmış sevgili Çetin Gürel de, kurulduğundan beri "üyesi olduğu" dernekten "Başkan'ın bu kara açıklaması" üzerine istifa etti.
Bilmem ki, açıklamada "herhangi bir ayrım" yapılmadığına göre, "genel ve anlaşılır" anlamıyla "40 senedir bu derneğe çökenlerin içinde ve başında olan" Kahraman Bapçumların, Togay Bayatlıların, Nezih Alkışların, Atilla Gökçelerin, Onur Belgelerin, Esat Yılmaerlerin, Naci Arkanların ve bu başkanların yönetimlerinde üyelik yapanların bu davete , "beyaz bir tişört, beyaz bir gömlek veya elbise giyerek değil" tam eksine "kapkara gömlekler giyerek" gitmeleri gerekmiyor mu?..
Hayret ediyorum, "bu daveti yapan" TSYD yönetim kurulunda o "kara açıklamaya tepki gösteren" bir tanecik yönetici bile yok mu; o "kara" açıklamayı "özür dileyerek" resmi siteden kaldırmayı bile akıl edemiyorlar mı?..
Daha da hayret ettiğim, "40 sene bu derneğe çökenlerin" içinde sevgili Erdoğan Arıpınar'dan ve sevgili Çetin Gürel'den başka "tepki gösterecek" bir "ak saçlı" nasıl olmaz?..
Çıkıp da "Heyyy, bu derneği bugüne kadar kimse sömürmedi, yoksa sizin böyle bir niyetiniz mi var" diye gürleyecek bir tane "ak saçlı" yok mu?..
Yooo, sevgili okurlarım, bana bakmayın, ben "o kara açıklamadan önce" bu dernekten istifa etmiştim!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.