Her şeyi abartıyoruz!..

A -
A +

Böyle gazetecilik olmaz!.. "Kaş yapalım" derken göz çıkarıyoruz!.. Üstelik "All Star maçında oynayan, beğenilen, takdir edilen ve hakkında güzel şeyler söylenen, onur duyduğumuz yorumlar yapılan" Mehmet Okur'un "kaşının da yapılmaya ihtiyacı yok!.." Peki ama "Basketbolun Oscar gecesine damga vurdu" abartmaları ne oluyor?.. All Star'a "4 sayı, 2 ribaunt, 1 asist ya da 1 blok ile" damga vurmak nasıl oluyor?.. "Bu istatistik" ile bugüne kadar yapılan 55 All Star maçına "hangi basketbolcü damga vurmuş?" Aslında "böylesine" abartmaların "başarıyı küçülttüğünün farkına varamayan" spor servisi sorumlularımız var; "kendi kendimize propaganda yapmak için yarışırken" olayın, başarının aslını "neredeyse" çöp sepetine attığımızın farkına varamıyoruz!.. Mehmet Okur'un "All Star'da oynayan ilk Türk olması", bizim için, basketbolümüz için "büyük" başarıdır, yazdım; "ferdi olarak Türk sporunun 10 senesindeki en büyük başarıdır ve belki de uzun yıllar geçen olmayacaktır!.." Ama bu demek değildir ki; "Mehmet Okur 56'ıncı All Star maçına damgasını vurmuştur"; hayır!.. Ne zaman ki, Mehmet Okur All Star maçında 25 - 30 sayı, 10 küsur ribaunt, toplam 10'nun üzerinde asist ve blok ile oynar, "gecenin en iyisi seçilir"; işte o zaman "basketbolün Oscar gecesine damgasını vurmuş" olur!.. Basketbolün Oscar gecesine damga vuran adam Kobe Brant'tır!.. Ve inanıyorum ki, bir sakatlık, bir şanssızlık yaşamazsa, Mehmet Okur birkaç yıl içinde "bunu da başaracaktır!.." "Abartı" konusunda, basketbolden, futbola "yumuşak" bir geçiş yaparak, Fenerbahçe'nin "Türk Futbolu adına yarın gece oynayacağı çok önemli maç" konusunda da bir - iki söz söylemek istiyorum. Aslında AZ Alkmaar "öyle" ahım şahım bir takım değil; bunu Kayserispor'u eledikleri iki maçlık periyotta yakından gördük. Fenerbahçe, "istikrarlı bir kadro, istikrarlı bir hoca, istikrarlı bir tertip ve devre arasında iyi bir hazırlık süreci" ile, hiç olmazsa ligin ikinci yarısına ve Avrupa Kupaları'nın bu turuna başlayabilse idi, şimdi "güle oynaya" bir üst tura çıkardı. Olmadı; "Azizsilin ilâçlamalarına muhtaç hâle gelmiş bir kadronun ligde ve Avrupa Kupaları'nda bu noktada olması" bile başarı!.. Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın ve Trabzonspor'un hâli pür melâlleri ortada iken, bilmem ki "Azizsilin ile ayakta durduğu" Fenerbahçe'yi en iyi bilen "Fenerbahçe yorumcuları tarafından dile getirilirken", biz sarı - lâcivertli takımdan "daha büyük bir başarıyı" nasıl isteyebiliriz?.. Eğer Hollanda'da AZ Alkmaar'ı eleyecek bir sonuç alınırsa, ki "futbol bu" neden alınmasın; elbette "büyük bir coşku" ile "Yaşşaaa Fenerbahçe" diyerek sokaklara döküleceğiz!.. Üzücü olan "maç öncesi ümidin coşkulu belirtilerinin olmaması"; neredeyse herkes "İş bitmiş, elenmişiz" havasında!.. Eksikler var, sakatlar var, formsuzlar var, hoca yeterli görünmüyor ama gene de "Fenerbahçe, AZ Alkmaar'a maç oynanmadan teslim olacak bir takım" değil; hiç değil!.. "Tek başlarına maçı koparacak", sonucu alacak yıldızları var!.. Öyleyse, bu defa da "tersine ve olumsuz" bir abartı ile, Hollanda'daki maça neden bu kadar "ümitsiz" bakıyoruz? Nerede, sarı - lacivertlilere "moral verecek" yorumlar ve yazılar? Hâlâ "Alex oynatılsın mı, oynatılmasın mı" tartışmaları yapıyoruz!.. İnsaf kere insaf; ne olursa olsun, "böyle" bir maçta da Alex oynamazsa, Fenerbahçe nasıl kazanacak ve tur atlayacak? Başarıda "abuk sabuk" abartı, ümitte "tersine yani olumsuz" abartı!!! Biz ne yapıyoruz, Allah aşkına?.. > OCALU boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.