Dünkü Milliyet Gazetesi'nin spor sayfasının manşetini kaplayan haber "doğrulanırsa" ve "gereği yapılırsa", Türk sporunda bir "milât olacaktır!." "İdari ve mâli temizlik" milâdı!.. Habere göre, "Galatasaray yönetimi, eski başkanlardan ve yönetimlerinden hesap soracakmış!" Yani, Faruk Süren'den ve Mehmet Cansun'dan, onların yönetimlerinden!.. Okuyucularım hatırlayacaklar; "o dönemlerde", Galatasaray'ın "idari ve mâli bakımdan nasıl bir kaosun içine sokulduğunu" hemen hemen her hafta, belgeleri ve bilgileri ile yazıya dökmüş ve bu yüzden mahkemelere bile verilmiştim!. Kulüpte Necdet Çobanlı Ağabey, medyada ben ve benim gibi "sadece" bir iki arkadaş, müthiş bir mücadelenin içinden geçmiştik.. Çobanlı Ağabey'i "Disiplin kurullarına vermişler", Disiplin Kurulu odasının kapısında "o yaşta, o itibarda ve o kalitede" bir Galatasaraylı'yı, "uluslararası dev bir spor adamını" saatlerce bekletmişler, nerede ise "kulüpten ihraç edecek" duruma düşürmüşlerdi! AIG tuzağını, "kara para cenneti" Cayman Adalar'ını, bir masa, bir sandalya, bir tabelalık "off shore bankalarla" içinden çıkılması zor ilişkileri, yöneticileri yüz kızartıcı suçlardan hapislere düşmüş "komik sermayeli" bir şirkete (TGS) beşer-onar milyon dolar komisyonlar ödeneceği sözleşmelere dökülerek, bu şirkete koca Galatasaray'ın bulamadığı "100 milyonluk stat kredisi bulma" aracılığını yaptırmak girişimi rezaletini, gerçekleşmeyecek, hayali bir stat projesine ödenen "yüksek faizlerle alınmış" on milyon doların üzerindeki parayı, kulüp genel sekreterinin TV ekranlarında itiraf ettiği çifte defter skandalını, kulübü uçan kuşa borçlu hâle getirenleri, haciz ve icrâ kuyruklarına düşürenleri, onca şampiyonluğa ve onca "kasaya giren paraya" rağmen, Galatasaray'ın Türkiye'nin "en borçlu ve en batak" kasasına sahip kılınmasını yazıp gelen bir spor yazarı olarak, Özhan Canaydın yönetimi göreve geldiğinde demiştim ki: "Bir güvenilir ve itibarlı yabancı denetim şirketini getirin, verin bütün belge ve defterleri, inceletin ve sonra da gereğini yapın... Eğer aklanırlarsa, bunca iddia ve dedikodu biter, eğer aklanmazlarsa adalet önünde hesabını verirler ve bu adım bütün kulüplere de, gelecek bütün yönetimlere de ders olur, örnek olur!.." "Kol kırılır yen içinde kalır" denilerek susulup, oturuldu!.. "Galatasaray'ın itibarı zedelenir" denilerek, hiçbir şey yapılmadı!.. Koca Galatasaray, "parasızlıktan" büyük rakiplerinin yöneticileri ve taraftarları arasında "espri konusu" hâline geldi!.. "Onların istemediği" ya da "acıyarak" bıraktıkları futbolculardan başkasını "alamaz" duruma düştü!.. Nice genç ve değerli oyuncu "birkaç yüz bin dolar" yüzünden rakiplere kaptırıldı!.. Kulübün maddi ve manevi itibarını zedeleyen görüntülere tahammül edemeyen Galatasaraylılar "nihayet" uyandılar ve yönetime, Canaydın'a baskı yaptılar: "Hesaplaş!.." Milliyet'teki haber "doğru çıkarsa", hesaplaşma olacak! Olacak da, bizzat Canaydın da "bu hesaplaşmaya yaralı olarak girmeyecek mi?" O da, "Faruk Süren - Mehmet Cansun ikilisinin yönetiminde görev almadı mı?" O da "Sahip Som Skandalı'nın baş rol oyuncusu" değil mi? Ya "son" skandal? "Dream Card" skandalı; "Galatasaray ile sponsorluk anlaşması imzalayan" İwan Postel'in ve şirketinin yaptıkları?.. "Her ay lüks bir otomobil çekilişi" vaat edilerek binlerce kişiden "Galatasaray şemsiyesi altında toplanan" paralar ve yapılmayan çekilişler, tutulmayan sözler? Galatasaray yönetimi, adamlar "göz altına alınınca" ve olay gazetelere intikâl edince, sponsorluk anlaşmasını "hemen" feshetti ama... Ya "Galatasaray'a, Galatasaray adına güvenerek" bu kuruluştan "büyük paralar ödeyerek" kart alan insanlar? Onlar ne olacak; Galatasaray Kulübü tarafından ortada mı bırakılacak; "Bize ne, kart almasalardı" mı denilecek? Sponsorluk sözleşmesi yapılırken "yapılan cafcaflı açıklamalar", TV kameraları önünde verilen pozlar kimlere ait? Süren'lerin, Cansun'ların hesapları görülürken, "bunların" da hesabının görülmesi gerekmiyor mu? "Galatasaray'a, Galatasaray formasına, Galatasaray taraftarına hakaret eden, maçlarda Galatasaraylı futbolculara küfreden Fatih Akyel'in peşinden koşmaya utanmayanların", Galatasaray'da "gerçek bir temiz eller operasyonu yapacağına" inanan var mı? Ben inanmıyorum, "yapılana kadar" da inanmamaya devam edeceğim!