Burası Türkiye, bir spor yazarı için her gün "yazacak" o kadar olay cereyan ediyor ki, "günde iki yazı yazsam" yetişemem. Mesela, Keita'nın Kaka'yı oyundan attıran sahtekarlığı (Bu kaçıncı?) başlı başına bir yazı konusu, mesela, Beşiktaşlı bir grup taraftarın (Aslında vicdandan da, izandan da, insaftan da yoksun bir mahlûkat yığının), Arda'nın sözlüsü Sinem Kobal'a reva gördüğü iğrenç küfür korosu, mesela Galatasaraylı yöneticilerin, Dünya Kupası'nda "çok şey olan" Giovanni Dos Santos'a "Git" derlerken, Dünya Kupası'nda "bir hiç olan" Stoch'un peşinde koşmaları ve "Fenerbahçe kaptı" diye gözyaşı dökmeleri, mesela "Elano", mesela Aykut Kocaman ve Daum, mesela Quaresma, mesela, mesela, mesela; yaz yaz bitmez!.. Ama ben "başka" bir şeyi, sporumuzun, pardon futbolumuzun medyasından bir görüntüyü yazacağım: Gazeteci ve gazete haber alıyor ki; "Fenerbahçe Daum'dan kurtulmak için kokain testi yaptıracakmış. Zira Alman Hoca'nın hâlâ gizli gizli bu uyuşturucuyu kullandığına dair istihbarat alınmış. Onun için Daum'a 'Kulübün anlaşmalı sağlık kuruluşu olan Acıbadem Hastanesi'nden sağlık raporu alacaksın' şartı getirilmiş." Gazeteci ve gazete "bunu haber yapıyor"; ama Daum "Gidiyor, bir başka hastaneden, futbolcular ve teknik direktörler için Futbol Federasyonu'nun koyduğu kriterler içinde bir sağlık raporu alıp, kulübe veriyor!.." Gazeteci ve gazete "işte bu durumdan sonra" kıyameti koparıyor; hem de "Biz gazete olarak Christoph Daum'un kokain kullanıp kullanmadığı ile ilgili kesinlikle bir imada bulunmuyoruz... Önce bunun altını çizelim" diyerek!.. Kulüp bile, "Elde delil ve belge olmadan , yani durup dururken kokain testi yapılmasını istemenin hukuken mümkün olmadığını" ve "bu isteğin Daum'un kovulması hâlinde ödenmesi gereken tazminattan daha ağır tazminat davalarına yol açacağını" bildiğinden, her zamankinden çok daha "yumuşak" bir açıklama ile "bu test olayını" yalanlıyor, ama "bizimkileri susturmak" ne mümkün?.. Aziz Yıldırım'a, Daum olayı sürdükçe, hemen her gün, "Onu, geçmişteki kokain olayını bile bile ve tanıya tanıya neden böyle kapı gibi hem de 3 yıllık mukavele yaparak yeniden nasıl getirdiniz" demesi gerekenler, dönüp Daum'a "Neden raporu başka bir hastaneden aldın" sorusunu sordular!.. Dahası, Aziz Yıldırım'a "askerlik yapmamasını sağlayan ama yıllardır tartışılan ve hatta zamanın Genel Kurmay Başkanı'na bile sorulan rapor" konusunda "Özel hayatıdır" gerekçesi ile "Nereden aldın, nedir askerlik yapmamanızın sebebi" sorusunu soramayanlar, Daum'a manşetlerden "Neden kokain testini kendin istemedin, neden Acıbadem Hastanesi'ne giderek kendini temize çıkarmadın" sorusunu sormayı görev saydılar!. Şu sorulara bakın: "1. Daum'un kokain testi ile ilgili herhangi bir çekincesi yok ise, neden kulübün belirlediği Acıbadem Hastanesi'ne değil de, İstanbul Cerrahi Hastanesi'ne gitti?.. (İki çok itibarlı sağlık kuruluşunu, hiç hak etmedikleri dedikoduların içine attıklarının bile farkında değiller. ÖU) 2. Daum kapsamlı bir tetkikten geçmedi, sadece elektrokardiyografi, kan ve idrar tahlilleri ile yetindi... Böyle yapmasa kafalarda oluşan bütün soru işaretlerini yok edecek ve kulübün bunu aleyhine kullanma ihtimalini de ortadan kaldıracaktı... (Kulüp, olmayan, ispat edilmemiş, hukuken hakkı olmayan bir şeyi, nasıl Daum aleyhine kullanabilir?..ÖU) 3. F.Bahçe ile Daum arasındaki tazminat pazarlığı hangi aşamada tam anlamıyla bilemiyoruz... Eğer kokain testinden pozitif bir sonuç çıksaydı, Daum büyük ihtimalle tazminat almadan görevinden ayrılmak zorunda kalacaktı... Şimdi bu ihtimal gerçekleşmediğine göre, Daum ne yapacak? Söylentileri yok etmek üzere kendi kendine kokain testine girecek mi?.. (Nerede insan hakları-hak-hukuk ilkeleri, "kimlerin ve neden çıkardığını" sokaktaki çocukların bile tahmin edebildiği bir söylentiyi "kendin haber yap" sonra da "Söylentileri yok etmek için kendi kendine kokain testine girecek mi" diye sor, olacak şey mi?..ÖU) Bakınız, "bizimkilere karşılık", Alman gazetesi Bild ne yazıyor: "Daum'a taciz... Boğaz'da adi oyun... F.Bahçe yönetimi, Daum'u perşembe günü ayağına kadar getirdi... Cuma günü de ilk antrenman için Samandıra'ya yolladı... Ama orada Daum ve Koch dışında sadece inşaat işçileri vardı... Her yerde toz, duman ve çalışma sesleri. Daum'un içerideki düşmanı ve sportif direktör Aykut Kocaman, oyunculara 28 Haziran'da toplanacaklarını bildirdi... Hiç yüzü kızarmadan Daum'a verdiği açıklama ise 'Sana ulaşamadığım için bir tarih belirlemek zorundaydım' oldu..." Bitmedi; Beckenbauer de kalktı, "Löw Alman Milli Takımı'nı bırakıp Fenerbahçe'ye gider mi" diye soran gazetecilere verdiği cevapta, Fenerbahçe için "Sirk'e niye gitsin" deyiverdi!.. Fenerbahçe "bu acı tabloyu hak ediyor" mu; hayır, bin defa hayır, milyon defa hayır; ama "hırsı" sebebiyle zaman zaman "gözünü karartan" ve bu yüzden Daum meselesini de yüzüne gözüne bulaştıran bir Başkan'ı var!.. "Daum yerine kimden hesap sorulması gerektiği" ortada değil mi?..