Sabah uyandım… Yüreğimin üzerinde kilolarla ifade edeceğim bir ağırlık… Sonra saat 11.15… Sabah gazetesinin bahçesinde tören… Sonra… Zincirlikuyu Camii ve Mezarlığı… Yüzlerce ve yüzlercenin çok üstünde bir kalabalık… İçlerinde tanıdıklarım var… "Tanıdığım" ama "o anda 'neden bilmiyorum' hatırlayamadığım" tanıdıklarım, dostlarım, meslektaşlarım, akrabalarım da var… Sevdiğim, saydığım, sosyal ve meslek hayatımda yıllarca beraber olduğum, yıllarca haklarında yazılar yazdığım, ekranlarda konuştuğum onca insan bana "kendilerini yeniden tanıtırlarken" mahcup oluyor, özür diliyorum…
O dakikalarda karşımda bir ayna olsa ve ona baksam; "Acaba kendimi tanıyabilecek miyim?.."
Sonunda, mezarı başında yedi cümlelik "veda sözlerimi" bitirirken, nihayet gözyaşlarımı tutamıyorum ve de…
"Hıncalsız yaşayacağım" hayatıma dönüyorum… Artık en az yarısı bomboş kalacak hayatıma…
Günlerdir, taziye telefonları, telefon mesajları bitmiyor…
Sayın Cumhurbaşkanımızın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun telefondaki taziyeleri, Uluç ailesinin teşekkür ve şükran duygularıyla karşılanıyor...
Cumhurbaşkanımızın Eşi Emine Erdoğan'ın… Ardından gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile TMMM Başkanı Mustafa Şentop'un mesajları… İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in çelengi ile duygulanıyoruz…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gece "Hıncal evinde" taziye ziyareti ile de...
Cenaze törenine gelen siyasetçiler, bir eski başbakanımız (Tansu Çiller), bugünün ve dünlerin bakanları, milletvekilleri, parti yöneticileri… Valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, genel müdürler…
Sporumuzun, başta bugünün ve dünlerin kulüp başkanları olmak üzere futbol başta çeşitli branşlarının yöneticileri, teknik adamları, hakemleri, sporcuları…
Sanatçılar… Abilerimiz, kardeşlerimiz, gençlerimiz olmak üzere meslektaşlarımız…
Hıncal'ımızın hemşerisi Kilisliler ve akrabalarımız, Ankara, İzmir başta ülkenin dört bir yanından, hatta İngiltere ve Almanya'dan bile gelen dostlarımız…
Ve İzmir'e dönüş… Bavulumuzda bir yığın gazete var… Hıncal yazılarıyla, ölüm ve cenaze haberleriyle, resimleriyle dolu… Geceyi onları okumakla geçiriyorum.
Hepsini saklayacak ve zaman zaman okuyarak Hıncal'ı evimize getireceğiz…
Elbette, "büyük acımızı, cenaze törenlerine gelerek, telefonlar ederek, mesajlar ve çelenkler göndererek, taziyelerini bildirerek paylaşan, O'nu gazetelerinde yazan, TV ekranlarına ve radyo mikrofonlarında anlatan ve konuşan" herkese Uluç ailesi adına teşekkür ve şükranlarımızı sunarken…
Tuurkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak'a ve Hıncal'ımızın meslek hayatının yarısını çatısı altında geçirdiği Sabah gazetesinin yöneticilerine mensuplarına hastalığı dönemindeki destek ve ilgileri, Sabah gazetesi önündeki özel tören, Zincirlikuyu'daki törenlere katılmaları ve katkıları için de Uluç ailesinin şükranlarını sunarım.