O sakat, bu sakat, her takımda onca sakat; biri bitiyor, birkaçı başlıyor; bu nasıl iş?..Üstelik, "sakatlık gerçeği" sadece bizde değil, Dünya'nın dört bir yanında var!..
FIFA olaya el atmış, araştırma yaptırmış; ortaya "acı bir gerçek çıkmış"; sakatlık furyasının "ana sebeplerinden biri", burada durun ve altını çizin; "ağrı kesiciler!.."
"Doping listesinde olmayan 300'e yakın ağrı kesici ile futbolcularını tedavi eden (!) ve İtalya Futbol Federasyonu bu duruma seyirci olurken, zamanın Torino Savcısı tarafından 'insan sağlığı ile oynadığı' gerekçesiyle mahkemeye verilip 22 ay ceza alan Juventus takımının doktoru" ile ilgili örnek de arşivlerde duruyor!..
Bakınız FIFA araştırmasında ortaya çıkan "gerçek" nereye kadar varıyor; özetliyorum; "Futbolcuların önemli bir bölümü, saha içi sakatlıkları sırasında takım doktorlarının uygun gördüğü ağrı kesicilerle oynamaya devam ettirilirken, daha da kötüsü sayıları çok daha fazla olan bir futbolcu bölümü de, maçlardan önce ağrı kesiciler alarak sahaya çıkıyorlar ve ağrı duymadıkları için hafif sakatlıklardan haberleri olmuyor, zorlamalara devam ediyorlar ve bu defa aylarca sürecek tedavilere ihtiyaç duyulan önemli sakatlıklar meydana geliyor!.."
Yani, saha içinde takım doktorları, saha dışında bizzat sporcular "insan sağlığı bakımından son derece riskli" bir oyun oynuyorlar; dahası "Bu ağrı kesiciler, doping listesi dışında kalıyorlar ama, saha içi mücadelelerde doping kadar etkili oluyorlar; zira, 'ağrı duymayan' sporcunun mücadele gücü, "ağrı kesici almadan sahaya çıkan" futbolcuya göre çok daha fazla oluyor!.."
Bu sağlık cinayetine "ortak olan" teknik adamlar da var; "Hipokrat Yemini'ni çöpe atan" takım doktorlarına, talimat veriyorlar; "Şu oyuncum sakat, önümüzdeki maça yetiştir" ve de "emri alan" doktor oyuncuyu "ağrı kesici iğnelerle" sahaya çıkarıyor; buyurun cenaze namazına!..
İşte onun için Uluslararası Spor Hekimliği Ahlak (Etik) Yasası'nın 4'üncü maddesi "şöyle" diyor; "Spor hekimi, ağrı hissini veya vücudun koruma sistemini ortadan kaldıracak tıbbi girişimde bulunarak, sporcunun müsabakaya katılmasını sağlayamaz."
Ve de 5'inci madde şöyle; "Spor Hekimi, sporcunun sağlığını bozacak yanlış girişimlerin nelere mal olacağını, ilgili kişilere ve sporcuya izah eder. Sporcunun sakatlığı ve ağrısı geçmemiş olmasına karşın, oynatılması için yapılacak (yapılan) baskılara karşı direnir."
"İki fısfıs, bir iğne sür sahaya"; kaç teknik adamın umurunda ve kaç doktor bu sağlık cinayetine "hayır" diyor ve direniyor?..
İşte onun için takımlarımızın bir bölümü sahadayken, önemli bir bölümü hastanelerde, kliniklerde, ameliyat masalarında; yöneticiler de "mışıl mışıl" uyuyor!..
Ne yazık ki, uyuyan bir başka kurum daha var; "Türk Tabipler Birliği"; ne zaman uyanacak ve bu sporcu cinayetlerine, "ağrı kesici furyasına", hele hele "Hipokrat Yemini'ine ihanet eden" doktorlara "Dur" diyecek?..
(Not: Bu yazıyı yazmak için ihtiyacım olan ve istediğim bazı bilgileri bana veren sevgili hocam Turgay Renklikurt'a teşekkür ederim. Ö.U.)
Esasta haklı, ya usulde?..
Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören "Tribünlerden 3 saniye boyunca edilen küfürle, 119 saniye edilen küfür arasında bir fark yok... Küfür edersen ceza alırsın. Bu karardan dönüş yok. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok" derken çok haklı!..
Demirören'i, "şimdi söylediği söz" sebebiyle, yıllardan beri bu görüşü yazan ve savunan bir gazeteci olarak alkışlıyorum.
Ama, "Bu karar sezon ortasında alınır" mı; alınırsa "Değiştirilen talimatla Disiplin Kurulu'nun verdiği cezaları haklı olarak kaldıran Tahkim Kurulu kararı ile Federasyon kendi ayağına kurşun sıkmış" olmaz mı?..
Dahası, "sezon ortasında talimat değiştiren" bir Federasyon, Tahkim Kurulu'nun "vermediği bir karar" için "Verebilir" diyerek, "Yabancı kısıtlaması kararını değiştiremem" diye ısrar edebilir mi?..
Eğer "kısıtlamanın kalkması doğru ise", Federasyon "bu kararı verir"; Tahkim sonra "Ne derse der"; daha acısı Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören "böyle davranmakla", şu soruyu gündeme getirmiyor mu:
"Tahkim Kurulu, Aziz Yıldırım'ın işaretiyle mi karar veriyor?.."
Futbol Federasyonu "Ya Tahkim'den dönerse" diye mi kararlar veriyordu, bugüne kadar; böyle şey olur mu?..
Parçalı Forma / Sabri!..
Galatasaray "parçalı formayı" da atamaz, Sabri'yi de!..
"Parçalı forma" Galatasaray'ın "yaşayan ve yaşatılan en büyük 5 değerinden biridir!.."
Sabri ise, "Galatasaraylılığın yaşayan 5 idol (Türk Dil Kurumu Sözlük: Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse) sporcusundan biridir"; futbolculuğa noktayı Galatasaray'da koymalıdır ve koyacaktır!..
Sabri'yi çok eleştirdim, 3 yıl öncesine kadar da "Galatasaray'a kaptan olamaz" diye çok yazıp çizdim!..
Ama "3 yıldır karşımızda" öyle bir Sabri var ki, beni de, "benim gibi düşünenleri" de pişman ve mahcup etti!..
Sadece "Galatasaray'a gönlünde ayrı bir yer vermiş" kişi olarak değil, bir spor yazarı, bir spor adamı olarak da, Sabri'yi, ne zaman sahada, yedek kulübesinde, tribünde görsem, "İçim onu kutlama isteği ile doluyor!.."
Devam "Reyiz" devam, sen yazılanlara, söylenenlere aldırma!..
Acûlluk!..
Galatasaray, "ocak transferinde aldıklarının hepsini", Tokatspor önünde denedi. Ertesi günü yorumlara baktım, hemen hemen hepsi "Tam isabet" demeye varıncaya kadar, övgüler yağdırdılar; ne acûlluk!..
"Bir" maçta "karar vermek"; vay canına sayın seyirciler!..
Onlarca maçı seyredilerek alınan Amrabat'ın, onca maçı izlenerek alınan Bruma'nın "çok zaman tribüne mahkum edildiği" bir sistemde, "muhtemelen ilk 11'e girebileceği düşünülen" Veysel Sarı, Alex Telles, Hajrovic hariç "diğerlerinin tam isabet olup olmadığı" nasıl anlaşılacak, arada bir "yedek kulübesinde" çoğu zaman "tribünde oturtularak" mı?..
Biraz sabretmek, biraz yaşamak, sonra ve hak edildiğinde "tam isabet" demek, bir futbol yorumcusuna daha da yakışmaz mı?..
"Tam isabetli" yorumlar, "isabetli" olmadığında ne yazacaklar bu arkadaşlar, merak ediyorum!..
Ergin Hoca'ya mesaj!..
Ne oldu sevgili Hocam?.. Stop. Seni evire çevire yenen Beşiktaş 4 gün geçmeden Anadolu Efes önünde hezimete uğradı. Stop. Üstelik "neredeyse seni tek başına perişan eden" Bayramoviç, Anadolu Efes'e kaç sayı atabildi?.. Stop. Sadece 4 sayı. Stop. Sana ve Galatasaray'a başarılar. Stop. Galatasaray'ın pota altına da selamlar. Stop. Öcal Uluç. Stop.